🗣Çolpanı tanımak güçtür. Türk sinemasının ve basının tanıttığı (Çolpan İlhan) gerçek yaşantısındakinden bambaşkadır. Kendisine ilk rastladığım günden beri de “Çolpan İlhan”ı, büyülü, şaşkın ve ürkek gözlerle seyretmekteyim.
Günlük hayatında ev işlerinden ve “Kerem” le ilgilenmekten, kitap okumaktan, örgü örmekten, tiyatro ve sinemaya gitmekten hoşlanır. Yağmurlu havalarda efkârlanır. Hemen gözleri dolar. Ufak tefek olayları bile büyütür, kendine dert eder. Çevresiyle, fazla ilgili değildir. Gece hayatını sevmez, içkiyle pek başı hoş değildir. Çok fazla sigara içerdi; şu günlerde bıraktı.
Yalnızlığı sever Çolpan. Sanırım perdeleri örtülü bir apartman katında günlerce tek başına oturup hüzünlenecek şeyler bulabilir. Anlayışlılığının yanı sıra çocukça zevkleri vardır.
Bütün ürkek kadın özelliklerine rağmen son derece enerjik bir iş kadını da sayabiliriz onu. Görüşlerine güvenim vardır. Kendisinden daima fikir alırım.
Dalgın, yorgun, kötümser pencereden bakarken saatine göz atıp ânında “Hadi Sadri der ve yağmurluğunu giymeye davranırsa, hemen hatırlarım ki, ya provamız veya bir iş randevumuz vardır. O zamanlar realist, konuşkan ve mücadelecidir. Onu böylesine tanıdığımdan, beğendiğimden, kabul ve takdir ettiğimden sevdim ve kendisi benim için burada anlatılamayacak kadar kıymetlidir.
ayşen gruda araplar hakkında çok haklı
Metin Akpınar'ın söyledikleri ne kadar doğru....
Tarık Akan'ın röportajının sonlarını okurken benim bile gözlerim doldu, ruhları şad olsun hepsinin.