Türk-Kürt Kardeşliği Üzerine Bir Filme de Konu Edilmiş Sade, Yaşanmış Bir Hikaye

Güler misin, ağlar mısın dedirten olayların yaşandığı bir hikaye. Haberlere konu olunca film yapımcılarının dikkatini çekiyor ve Yangın Var adlı filme uyarlanıyor. 

1. Trabzon’un Çayırbağı beldesinin itfaiye araçları bozulunca başka bir yerden itfaiye aracı getirmesi için Koşman adındaki itfaiye şoförüne görev verilir.

İtfaiye aracını beldeye getirmesi söylenen Koşman, aracı çevre ilçelerden getireceğini düşünüyordur. En fazla Rize falandır der ancak getireceği yeri öğrendiğinde şaşırır: Git-gel 1200 km yapılacak kadar uzaklıktaki Diyarbakır

İtfaiye aracının çok uzaklardan, Diyarbakır'dan istenme nedeniyse Çayırbağı beldesinin başkanının zamanında o yörede vekil öğretmenlik yapmasıyla bir ilgisi vardır.

Diyarbakır belediye başkanı da Trabzon'dan gelen bu isteği geri çevirmez ve kendi belediyesine ait itfaiye aracını Çayırbağı beldesine hibe eder. Üstelik belediye meclisinde buna karşı çıkanlar olmasına rağmen.

2. Bizim itfaiye şoförü Koşman'a gelince... O ilk başta önyargılardan dolayı gitmem, etmem dese de eninde sonunda ikna edilir.

'Yahu nolcak uşağım, bize her yer Trabzon' cümlesi ikna edilmesi için yeterli olmuştur.

3. Bu arada unutmadan; Koşman sıkı bir Selvi Boylum Al Yazmalım hayranıdır ve Türkan Şoray'ın canlandırdığı Asya karakterine tam anlamıyla aşıktır.

4. Koşman, uzun bir otobüs yolculuğunun ardından Diyarbakır'a adımını atar. Etrafında duyduğu Kürtçe kelimeleri anlamaz, bir garibine gider tabii.

İtfaiye aracını alacağı yere gitmek için bindiği dolmuşta nereli olduğu sorulunca Trabzonlu olduğunu, itfaiye aracı almaya geldiğini söyler. Kimse inanmaz buna, 'T.C. vermiyor mu size' derler. 'T.C. ne ya' diyen Koşman, 'Dövlet' yanıtını alır.

5. Dolmuştan indiğinde gördüğü ilk manzara Atatürk'ün bu anlamlı sözü olur.

Koşman, eninde sonunda aracı alacağı yere varır ve belediye başkanıyla bu konuyu konuşurlar. Sohbeti uzatmayıp aracı alarak bir an önce gitmek isteyen Koşman'a bir engel çıkar. Evrak işleri uzadığı için bir süre beklemek zorunda kalacaktır.

6. Evrak işleri uzayınca o akşam bir düğüne de davet edilir ve bizim Koşman, düğünde bir Kürt kızına ilk görüşte tutulur.

7. Ne tesadüftür ki kızın ismi Asya'dır. Evet, Koşman'ın en sevdiği film karakteriyle aynı isme sahiptir bu güzel kız.

8. Ertesi gün itfaiye aracı Trabzon'a götürülmek üzere sonunda hazırdır.

9. Koşman, itfaiye aracıyla yalnız gideceğini düşünürken bir bakar ki yan koltukta Asya oturuyordur.

Sebebi ise Asya'nın belediyede görevli olduğundan Trabzon'a kadar gidip bu işlem için evrakları imzalayacak olmasıdır. Hem orada oturan kardeşine de uğramak istiyordur.

10. İçten içe sevinir Koşman. Çünkü bu durum ona Selvi Boylum Al Yazmalım'ı anımsatır. Ona göre filmden tek farkı, kamyonda değil itfaiye aracında olmalarıdır.

11. Böylece kilometrelerce sürecek yolculuk başlar...

Yolculuğun başlarında hassas olabilecekleri konulara değinirler. İkisinin de kötü niyetleri olmasa da yanlışlıkla birbirlerinin alınmasına sebep olurlar. 

PKK'nın yaktığı köyler düşündürür Asya'yı... Koşman'ın da söyleyemediği şeyler olduğu yüzünden okunabiliyordur...

Sonra bir kaset takar Koşman ve 'Sesine kurban olayım be!' der. Ahmet Kaya parçası çalıyordur, ikisinin de ortak noktasıdır bu, aralarındaki buz biraz olsun erir.

12. Koşman, Artvin'deki annesinin yanına uğramak istediğini belirtir. Kız sorun etmez.

Yol boyunca epey macerayla karşılaşırlar. Mağaraya giderler, yoldaki çocukları araca alıp gidecekleri yere götürürler, yangın söndürürler, tepelere tırmanırlar, terörist sanılırlar ve dahası... Belediyesinin çok uzağında bir itfaiye aracından şüphe edildiği için askerler onları çevirir. Üstelik bir ihbar da gelmiştir. Uğraşmaları gerekir ve ardından zor da olsa kendilerini aklarlar.

13. Bol bol maceranın ardından Koşman'ın annesinin evine varırlar... Bu kez kız kendini farklı bir kültürün içinde bulur.

Gördüğü birkaç farklı gelenek Asya'yı neredeyse endişelendirir. Koşman, annesiyle Gürcüce konuşmaya başlayınca Asya kendini anlamadığı bir dilin yanında bulur. Yani Koşman'ın Diyarbakır'a indiğinde yaşadığını o da tecrübe eder.

14. Bu arada duvarda bir resim görür Asya. Resimdekinin kim olduğunu sorar. Koşman, abisi olduğunu söyleyip lafı geçiştirir.

Anne ise Asya'yı gelini sanmıştır. Hatta itfaiye aracını kızın ailesinin çeyiz olarak hediye ettiğini düşünür. 😊

Koşman, nasıl Diyarbakır'da düğüne katıldıysa bu kez de Asya bir kına gecesinde buluverir kendini. Kadınlar Gürcüce türküler söylerken Asya anlamadığı bir dil olmasına rağmen hüzünlenir.

15. Ve güç bela bir yolculuğun ardından şehir girişindedirler. Asya, kardeşiyle yakınlarda bir yerde buluşacaktır.

Koşman'a Şehit Şenol Sümbül üst geçidinin nerede olduğunu sorar. Koşman ağlamaya başlar. Asya durumu anlar ve sorar: 'Senin abine ne olmuştu Koşman?'

Koşman zor da olsa cevap verir: 'Sizin oralarda şehit olmuştu.'

Şenol Sümbül, Koşman'ın abisidir.

Asya da ağlar...

16. Şehir girişinde şehit isimlerinin verildiği üst geçitlerin altından geçerek ilerlemeye devam ederler...

17. Asya, kardeşi ile buluşur. Diyarbakırlı erkek kardeşi Rodi, Rizeli sevgilisi Meryem'i tanıştırır ikisiyle de.

Bu esnada Koşman, itfaiye aracını park eder ve cuma namazına gideceğini söyler. Diğerleri de çarşıya uğrayacaklardır.

18. Döndüklerinde bir bakarlar ki itfaiye aracının etrafı bir dünya insanla doluşmuştur. Şüpheli araç olarak görülür, bombalı olabileceği söylenmiştir.

19. Yerel TV'ye bile çıkmıştır, canlı yayın yapılıyordur: "İtfaiye süsü verilmiş bomba mı?"

20. Durumu öğrenen belediye başkanları ortalığı sakinleştirir ve bir delinin yaygara koparması sonucu olayın bu boyuta geldiği anlaşılır.

21. Koşman, o esnada durumu açıklamaya çalışırken birkaç kişiden hastanelik olacak kadar dayak bile yemiştir.

22. Ve bir itfaiye aracını yerine ulaştırma macerası zor da olsa başarıyla son bulur.

Belediye başkanları bir araya gelip şu sözleriyle noktayı koyarlar:

Çayırbağı Başkanı: 'Ben Mardin'de bir yıl vekil öğretmenlik yaptım. Öğrettiğim kadar da öğrendim. Oranın insanı darda kalanın yanındadır. Öğrendim ki oradaki kardeşlerim Mevlana'nın deyişiyle cömertlikte ve yardımda akan su gibidir.'

Diyarbakır Başkanı: 'Karadeniz insanının heybetini, Karadeniz insanının coşkusunu bilirim. Bizim oraların insanına benzerler; biraz yağmurdur, birazı güneş, birazı dağdır, birazı deniz, birazı isyandır, birazı hüzündür. Yani önce insandır, hepimiz insanız, hepimiz kardeşiz. Bizim kardeşliğimiz akan su gibidir. Akan su kir tutmaz.'

23. Peki, Asya ve Koşman'a ne mi oldu?

Koşman ve Asya ellerindeki Selvi Boylum Al Yazmalım fotoğrafı hakkında konuşurlar.

Koşman: Sen sever misin bu filmi?

Asya: Çok.

Koşman: 'Orda da Asya var.'

Asya: 'Babam ondan koymuş ismimi.'

Ve el ele tutuşurlar...

24. Koşman şimdilerde itfaiye şoförlüğünü bırakmış, inşaat işlerinde çalışıyor. 1997'de Hakkari Çukurca'da kardeşi şehit olduğu için şehit isimlerinin yazılı olduğu köprü sahnelerinin filme eklenmesini özellikle istemiş.

Asya ile Koşman bu olayın ardından evlenseler de çevrelerinin baskılarından dolayı ne yazık ki ayrılmışlar. 4 kardeşi dağa çıkan Asya ile Çukurca'da kardeşi şehit edilen Koşman'ın hikayesi eminim bizlere çok şey öğretecektir.

25. Bu hikayede gerçek anlamdaki 'yangın' ile aslında ülkemizde 30 yıldır süregelen 'yangın'a dikkat çekilir. Bu yangını söndürecek olansa birilerinin kuklası olmayıp birlik içinde yaşamayı öğrenmek olacaktır.

26. Film ve hikayesi hakkında birkaç yorum:

Popüler İçerikler

Türkiye’deki Bu Orman Dünyada Tek: Sadece Özel İzinle Girilebiliyor
Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı
Meteoroloji 49 Kente Fırtına Uyarısı Verince Hava Forum 58 Kilo ve Altında Olanları Tiye Aldı