Türk Futbolunun Su Götürmez Biçimde Kötü Olmasının 17 Sebebi

Türk futbolu su götürmeyecek bir biçimde kötü

Milli Takım, belki de son 20 yılın en kötü performansını sergiliyor

Avrupa'daki başarısızlık zaten kronik

Ligin kalitesi çok düşük ve belki de ligin en kötü futbolunu oynayan iki takımı ligin tepesinde. En acısı da bunlardan birinin ligi yüksek ihtimal birinci bitirecek olması.

Hep aynı terane!

Bunun üstüne stadyumlar da bomboş

1. Kulüp Başkanları

Takımların başına geçmeseler kimsenin tanıyamacağı bu iş adamları, kendi reklamını yaptıktan, ardından gelecek olana bir enkaz bıraktıktan sonra çekip gidiyorlar. Kurdukları ilişkiler, takım yoluyla bağladıkları ihaleler ve servetlerine servet katmalarıysa yanlarına kar kalıyor!

2. Kavgacı olmayan kulüp başkanlarının tutunamaması

Gerçekten işi yarayacak, karakter olarak da cidden muhteşem olan insanlar, futbolun kavga ortamına dayanamayıp istifaya zorlanıyor. Çünkü onlar kavgacı değildi; başarısızlıkları rakip takıma, federasyona falan yüklemediler. Özhan Canaydın'a söylenenler, 'Ahmet Dursun/Seba gitsin' tezahüratı olsa olsa bizim ülkede olur zaten.

3. Siyasetin futbola / Futbolun siyasete karışması

Aslında burada siyasilere denecek çok bir şey yok. Çünkü siyaset doğası gereği her şeyi kullanır. Burada suç, en ufacık bir şeyde siyasilerin peşinden koşan yöneticiler. Eğer sen siyasetten bir şey istersen, o da faiziyle onun geri ödemesini ister.

4. Yıldırım Demirören

Söylenecek fazla bir şey yok!

5. Passolig

Bu ne idüğü belirsiz uygulama, zaten can çekiştiren Türk futbolunu öldürdü, gömdü de. Stadyumlar bomboş, Türkiye'nin en önemli maçında (GS-FB) bile stad full çekemedi. Basınsa bu durumda, HER ZAMAN OLDUĞU GİBİ, üç maymunu oynuyor.

6. Akrabacılık, Hemşehricilik, "Tanırım İyi Çocuktur"culuk

Bu mesele aslında sosyal hayatımızın her alanında karşımıza çıkan ve toplumun altına dinamitleyen bir mevzu. Bir mevki boşalıyor, adam alınacak diyelim. Oraya illaki birisinin tanıdığı, birisin yeğeni getirilip oturtuluyor. Futbolda da konu bundan farksız değil tabii ki.

7. Pek tabii ki altyapı

Mehmet Topal'ın Valencia'ya gittiğinde, bu adam yanlış nefes alıyor (ki nefes tüm sporların en temel şeyidir) demişlerdi. Bunun ötesinde altyapısı Türkiye'den olan futbolcuların çoğu, kronik sakatlıklar, erken yorulma, pozisyon bilgisizliği gibi şeyleri çokça yaşadığı hepimizce malum. Yetenekli topçuya verilen ekstra önem, ki bizde yetenek çalım atmayla-isabetli şut çekmeyle sınırlı. Bunlar da yetenektir; fakat bir takımın bütün oyuncu tiplemelerine ihtiyacı vardır.

8. Yabancı Sınırlaması

Türk futbolunu bu kadar doğrudan ve olumsuz anlamda etkileyen bir şey daha yok. Saçma sapan adamların milyon eurolar alması, Türk futbolcuların yurtdışına gitmeme sebebi, potansiyelli ama yabancı futbolcuların Türkiye getirilememesi... Hepsinin sebebi bu sınırlama. Şu fark edilmiyor, mesela altyapınızdan Arda gibi bir adam çıktı, o adam önünde kim olursa olsun, onu kesip formayı alır. Mesele altyapıdan öyle adam çıkarmakta.

9. Transfer Politikaları

35-36 yaşına gelmiş adamlara astronomik rakamlar vermek mi dersin, o adamları yok pahasına satmak mı dersin (hatta çoğu zaman fifalık olup), o oyuncunun hiç oynamayıp gitmesi mi dersin, her şey bizim transfer politikalarımızda mevcut. Kulüplerin bu kadar geri getirisi olmayan transfere imza atıp da, batmamasının tek sebebi, devletin vergide geçtiği kıyaklardır, ki Beşiktaş battı, Galatasaray batmak üzere, Fenerbahçe eli kulağında, Trabzon kaşınıyor, diğer kulüpler ise hepten beter. Uefa'nın mali fair-play'i ise daha da kötü günlerin geleceğinin göstergesi. Futbolcu almak, bir nevi yatırımdır, bizim yöneticilerimiz ise iyi yatırımcı değillerdir.

10. "Başarılı bir adamı getir, o her şeyi halletsin" mantığı

Bir teknik direktör için dünyanın en zor şeyi, Türkiye'de hoca olmaktır herhalde. Tam bir iyi hoca mezarlığıdır Türkiye. Bunun tek sebebi, iyi adamı getir, o adam her işi halletsin. Yabancı hocayı içine sindiremeyen, çok çalışmaktan şikayet eden ve hocasının kuyusunu kazan futbolcularsa cabası. Bunun tıpkısının aynısı ülke basketbolunda yaşanmakta: Obradoviç, Tanjeviç, David Blatt... Bu adamların eskiden ne yaptığı ortadadır, bizden gittikten sonra da çılgın atacaktır/atmıştır!

11. Meslek Ahlakı

Burayı örnek üzerinden anlatmak istiyorum. Bu iki oyuncu da Arsenal altyapısından çıkma. İkisi de 92'li. Mevkileri de aynı. Ancak vücut yapılarına baktığınız zaman durumu anlayabiliyorsunuz. Eğer bir oyuncu orta saha oynuyorsa vücudunun üst tarafını-göğüs kafesini geliştirmesi gerekir. Bacakları ise geliştirmek olmazsa olmaz. Gayet sıska olan Wilshere kendini hayvan gibi geliştirirken, Oğuzhan dal gibi kalmıştır. Çalışmak, kendini geliştirmek meslek ahlakı demektir. Bizim futbolcuların çoğunda bu yoktur. Ne yazık ki.

12. Seviyesiz futbol programları

Bu tip programları izlemeyin demiyoruz, çünkü cidden çok komikler. Ancak bunları hakikaten dinleyip, gündem oluşturuyorsanız, burada sıkıntı vardır demektir.

13. Mehmet Demirkol, Uğur Meleke, Önder Özen gibi güzel insanların azlığı

Bize bu adamlardan daha çok lazım. Ama tabi hayaller Uğur Meleke, gerçekler Ümit Özat.

14. Stadların kalitesizliği

Futbol görselliğe de hitap etmeli. Tamam FB ile Gs'nin stadları Avrupa standartlarında, Beşiktaş'ın stadı da çok güzel olacak. Tamam Anadolu'nun bazı şehirlerinin stadları da güzel. Ama Allah aşkına Ankara'da, başkentte bir tane güzel stad yapılamaz mı? Yapılacak diyorlar, projede var. Bakalım Godot'yu bekler gibi bekliyoruz.

15. Gereksiz özgüven

'Rakibimiz de İzlanda. Elle topu kaleye götürseler 3 defa götürebilirler'

Haberi de burada: Hasan Şaş'ın İzlanda yorumu 

16. Basında, İnternette, Hepimizde olan İstanbul Lobisi

Yere batsın üç büyükleriniz!

17. Ve tabii ki ŞİKE

Popüler İçerikler

Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu