Türk erkeğini eleştirmeye başladığınız zaman, hemen üzerine alınıp bir görtev gibi Türk erkeğinin iyi yönlerini saymaya başlayan arkadaşlar çok sanal alemde. Her gün yüzlercesinin bu yöndeki mesajlarını okuyorum. Peki nedir Türk erkeğini bu kadar eşsiz kılan, bir Türk kadınlarının kıymetini bilmediği harikulade özellikleri? İşte benim edindiğim tecrübelerden süzdüğüm 12 tanesi.
Çok matah bir şeymiş gibi en başta söylenen özelliklerden biri. Neymiş, Türk erkeği kadınını sahiplenirmiş. Sanki Türk kadını bir eşya, kendine sahip çıkmaktan acizmiş gibi onu sahiplenmeyi marifet bilmek Türk erkeğinden başkasının aklına gelmezdi zaten. Kadına hayatı dar et, sensiz bir yere yollama, günde 15 defa arayıp nerede olduğunu kontrol et, yanından geçen erkek görsen kimdi? diye sor, kadın bunlardan yakınınca da o müthiş sahiplenme özelliğinden dolayı böyle olduğunu söyle. Bu kadar olumsuz, berbat bir özelliği iyi bir şeymiş gibi pazarlamaya çalışmak da cabası. Kimsenin kimseyi sahiplenmesine ihtiyaç yok, kadının sizin korumasına da ihtiyaç yok zira korunulması gereken de sizlersiniz. Onun için kadınları rahat bırakın yeter, biz kimsenin malı olmak arzusunda değiliz.
Vay be, harika bir özellik. Bu Avrupalı, Amerikalı, vs. erkeklerde yok, neden? Çünkü onlar domuz eti yediği için kıskanmıyorlar. İsveçli, İngiliz, Alman, İtalyan, Fransız, vs. kızlara acıyoruz doğrusu, bizim erkeklerimiz bizi kıskanıyor. Bu sebeple şiddet görüyoruz, dövülüyoruz, sokağa çıkamıyoruz, erkek arkadaşımız olmuyor ama olsun, seven adam kıskanır! Bunu size söyleyen, olumlu bir şeymiş gibi satan adamdan uzak durun. Çünkü hiçbir, bakın hiçbir, Türk erkeği kıskanmanın ayarını bilmiyor. Küfretmeyi, bağıra çağıra sizi azarlamayı kıskançlığına verebiliyor. Siz de bunu kabul ettikçe hayattan usul usul soyutlanıyorsunuz. Kıskançlık ayarında belki güzel olabilir, ama ayarını bilen bir Türk erkeği bulmak samanlıkta iğne bulmaktan daha zor, inanın bana.
Ya ya, mesela bir Fransız hiç değer vermez, küfreder, yerlerde sürür, tokat atar, her konuştuğu erkekle yatan bir orospu gibi davranır... Yok ya bunlar Türk erkeğinin özellikleri gibi oldu değil mi? Değer vermek günde 10 defa arayıp kontrol etmek, gideceğin yeri haber ver demek, attığı mesaja 1 dakikadan uzun sürede geri döndün mü şarlamak değildir, eğer böyle olsaydı Türk erkeğinin büyük değer verdiğini söyleyebilirdik ki onlar böyle sanıyor ama değil. Değer vermek kadına saygı duymak, ona güvenmektir, ama bunlar Türk erkeği için zor. Gerçi onlar bize güveniyor da çevremize güvenmiyorlardı değil mi?
... Nasıl başlayacağımı, ne diyeceğimi inanın bilemedim. Bir de bana genelleme yapıyorsun derler. Gelen mesajlardan biri aynen şöyleydi; 'bizi suçluyorsun ama ben bir kere bile sevgilimin doğum gününü unutmadım mesela' yani adam 3 doğum günü hatırladı diye Türk erkeğinin harika olduğu kanısına varmış. Biraz daha konuşsam ben ona bir kere çiçek almıştım diyecekti adım gibi eminim. İşte bunlar hep iki romantik komedi filmi izleyip, orada gördüğü bir şeyi yapmaktan ileri geliyor. Onu yapınca, mesela eve gül yaprakları serpiştirince ondan romantiği kalmıyor. Şans eseri yılda bir gün iyi bir sevişme çıkarsa, seks kompetanı oluyor bu Türk erkeği. Düşünceli olmasına bir de bu açıdan bakın bakalım, ne kadar düşünceli olduğunu göreceksiniz. Bir kere çiçek almıştı hatırladınız mı?
Öyle bir sever ki şaşırırsınız. Mesela sizin hiç, sevişmediğiniz için 'beni sevmiyorsun sen' diye gözleri dolu dolu olan erkek arkadaşınız olmadı mı? Bu örnek bile Türk erkeğinin neyi, ne kadar sevdiğinin bir işareti değil mi? Basit, sıradan olayları sevgiye bağlama, bunaltan kıskançlığını, yersiz hezeyanlarını, düşüncesiz davranışlarını, hatta ve hatta uyguladığı şiddeti sevgiye bağlarsan evet, Türk erkeği deli gibi seviyor. Ama sanırım asıl sorun bunların hiçbirinin sevgi kaynaklı olmayışı. Türk erkeğinin sevgi tanımındaki sıkıntıları giderince göreceksiniz ki hafta sonları yaptığı halı saha maçları kadar bile sevmiyor sizi.
Gidin İspanya'ya, oranın erkekleri sizi hiç korumaz, bir kavga çıktığında sizi erkeklerin arasına atıp kaçar, siz dayak yerken kenardan izler ve ağlar korkudan, mesela sizi tuvalete kadar geçirmez, bunlar az şey mi? Kadını eşit olarak görmemeyi, onu korunacak biri olarak kabul etmeyi bile pazarlamanın yolunu bulmuşlar, helal olsun. Korumayın bizi arkadaşım. Siz bizi korudukça biz şiddet görüyor, biz öldürülüyoruz. Kimi kimden koruyorsunuz? Çok meraklıysanız korumaya bizi kendinizden koruyun lütfen.
Nasıl diyorlar 'sdafasdgfsgfdgsgsdfgdsa'