En son Özgecan'ın anma etkinliğinde ortaya çıkıp 'bizim de ihtiyaçlarımız' var diyen erkek müsveddesini görünce iyice kanaat getirdim ki ne yaparsanız yapın Türk erkeğinin kabullenemeyeceği bazı gerçekler var. İster ataerkil toplum deyin, ister erkek hegemonyası deyin, ister erkek egemen toplum deyin, adı ne olursa olsun, erkek hangi bahanenin arkasına sığınıyor olursa olsun, bu onun içinde beslediği yaratığı görmemize engel değil.
Hemen 'tüm erkekleri harcama', 'sanki yabancı erkekler farklı mı?' diyen arkadaşlar çıkacaktır. Ne olursa olsun, ne yani İtalyan erkeği, Alman erkeği de yapıyor diye sizin içinize sindiremediğiniz gerçekleri görmezden mi gelelim. Kadınlar olarak yaptıklarınızı sineye çekip susalım mı? Sen böyle değilsen, arkadaşın öyle, kuzenin öyle, baban, abin öyle. Netice olarak bir kadınlar sizin sindiremedikleriniz yüzünden acı çekmek, korkarak dışarı çıkmak, arkamıza bakarak yürümek, paranoyak olmak zorunda değiliz.