Türk Edebiyatının Önemli Yazarlarından Olan Sabahattin Ali'nin Yaşam Öyküsü

Birçok önemli yazar gibi Sabahattin Ali'de hayatında birçok zorlukla karşılaşmış, badireler atlatmış ve bununla birlikte günümüze birçok eser bırakarak aramızdan ayrılmıştır. 

Hikayesini merak edenleri aşağıya buyuralım!

Sabahattin Ali kimdir?

Osmanlı Devleti'nin yıkılma dönemlerine yaklaşırken doğmuş olan Sabahattin Ali gerek şiirleri gerekse öyküleriyle Türk edebiyatında büyük yankılar uyandırmış bir yazardır. 

İz bırakmış eserleriyle günümüzde hala kitapları elden ele dolanan bu yazarın yaşadığı dönem şartları nedeniyle hayat hikayesi ise bir hayli karmaşık.

Sabahattin Ali'nin aile soyadı

Gerçekte Sabahattin Ali'nin ailesinin soyadı kanunda “Şenyuva” olarak kayıtlara geçmiştir. Ancak Sabahattin Ali'nin şiir ve dergilerindeki yazılarında imzası “Sabahattin Ali” şeklinde olmuştur. 

Soyadını değiştirmek isteyen yazar, nüfus müdürlüğünün izin vermemesi üzerine soyadını 'Ali' şeklinde düzenleyememiştir. Buna rağmen devam eden süreçte hem kendini tanıtırken hem de şiirlerinde imza olarak 'Ali' soyadını kullanmaya devam etmiştir.

Sabahattin Ali'nin ilköğretim öğrenim hayatı

Eğitimine “Füyûzâtı Osmâniye Mektebi”nde başlayan Sabahattin Ali o zamanlar 7 yaşındaydı. Bazı nedenlerden dolayı eğitimine Çanakkale'deki “Çanakkale İptidai Mektebi'nde devam etmişti. 

Okulun öğretmensiz kalması üzerine kapatılması sonucunda tekrardan okul değişikliği yapan Sabahattin Ali, Edremit İptidai Mektebi’ne kayıt olmuş ve bu okuldan mezun olmuştur.

Sabahattin Ali'nin muallim mekteplerinde öğrenim hayatı

Ardından “Balıkesir Muallim Mektebi'ne kayıt yaptıran Sabahattin Ali, bu mektepte sanat hakkında çokça gelişmişti. Fakat okuldaki disiplin etme yolundan hoşlanmaması nedeniyle kaydını ailesinin yanına İstanbul’a aldırmıştır. 

İstanbul'daki mektepte “Çağlayan”, “Akbaba” gibi dergilerde şiir ve hikâyeleri yayımlanan Sabahattin Ali 21 Ağustos 1927’de mezun olarak öğretmenlik diplomasını almıştır.

Sabahattin Ali'nin ilk görev yeri

Diplomasını aldıktan sonra Yozgat'a atanan Sabahattin Ali’nin ilk görev yeri Yozgat Merkez Cumhuriyet İlkokulu idi. Yozgat’ta geçirdiği bir yıl boyunca yazdıklarını paylaşabileceği birilerinin olmaması ve bunun gibi nedenlerden dolayı Ankara Milli Eğitim Bakanlığından başka bir yere atanma isteğinde bulundu. 

Bunun üzerine daha fazla yeni şeyler öğrenmek amacıyla Avrupa’ya gitmesi kararlaştırılan Sabahattin Ali eğitim amacı ile 1928’de Almanya’ya gönderilmişti.

Sabahattin Ali'nin Almanya’dan dönüşü

1930’da Almanya’dan dönen Sabahattin Ali, Nihal Atsız ve Pertev Naili Boratav gibi arkadaşlarının olduğu İstanbul Yüksek Muallim Mektebi’nde kalmaya başlamıştı. 

Çok geçmeden Bursa Orhaneli ilçesine ilkokul öğretmeni olarak atandı. 25 Mayıs 1931 tarihine gelindiğinde “Vakit” gazetesinden mahkemelik olduğunu öğrenen Sabahattin Ali, İstanbul'a gitmiş ve iki günün ardından tutuksuz yargılansa da tekrar soruşturma başlatılmasından dolayı 9 Eylül 1931’e kadar Aydın Hapishanesinde tutulmuştur.

Sabahattin Ali'nin ikinci kez hüküm giymesi

22 Aralık 1932’de okuduğu 'Memleketten Haber' şiiri nedeniyle Mustafa Kemal Atatürk gibi devlet yöneticilerine yaptığı eleştiri nedeniyle tutuklanan Sabahattin Ali’ye Konya Asliye Ceza Mahkemesinde on dört ay hapis cezası verilmiştir.

Sabahattin Ali'nin hüküm yılları

1933’te 1249 sayılı kanundan dolayı hapishane yıllarındayken memurluk kaydı silinmiş olan Sabahattin Ali, Sinop Cezaevi’ne gönderilmesinin ardından Sinop Cezaevi’nde yaşanmışlıkları ve tecrübeleri doğrultusunda “Bir Şaka”, “ Kazlar”, “Bir Firar” gibi hikayelerini kaleme almıştır. Sabahattin Ali hapisten çıktıktan sonra verdiği uğraşlar sonucu asıl mesleğine geri dönebilmiştir.

Sabahattin Ali ve Aliye Hanım'ın evliliği

16 Mayıs 1935’te Kadıköy Evlendirme Dairesi’nde Aliye Hanım ile evlenen Sabahattin Ali, iki senenin geçmesiyle birlikte İstanbul Eski Harbiye’de askerliğine başlamıştı. Askerlik sürecinde kızı Filiz dünyaya gelmişti.

Askerliği bitirip Ankara’da Musiki Muallim Mektebi’ne Türkçe Öğretmeni olarak atanan Sabahattin Ali 1939 yılında İçimizdeki Şeytan adlı romanını yayımlamıştı.

Markopaşa Dergisi ve Sabahattin Ali

1946 yılına gelindiğinde Aziz Nesin ile “Markopaşa” adında bir mizah dergisi yayınlayan Sabahattin Ali, ilerleyen süreçte derginin siyasi yönü nedeniyle tartışma yaratması nedeniyle hapis cezasına çarptırılmıştır.

Paşa Kapısı Cezaevi'nden Eylül 1947'de serbest bırakılan Sabahattin Ali, 'Sırça Köşk' adlı öyküsü nedeniyle tekrardan hapis cezasına çarptırılmış ardından Aralık 1947'de tahliye edilmiştir.

Sabahattin Ali'nin Avrupa'ya kaçmaya çalışması

İlerleyen zamanlarda Sabahattin Ali'ye açılan davalar onun aleyhine işlemeye başlamasıyla birlikte Avrupa'ya gitmeyi düşünmesine yol açmıştı. Yasal pasaporta sahip olamayan Ali, cezaevinden bir arkadaşının dolaylı yardımıyla Bulgaristan'dan Avrupa'ya kaçmaya çalışmıştır.

Sabahattin Ali'nin ölümü

Kaçışında kendisine yardımcı olacak kişi cezaevinden arkadaşı olan Berber Hasan’ın bir tanıdığı olan Ali Ertekin'di. Bulgaristan için yola çıkmanın ardından ikili arasında geçen konuşmalar sonucu Ali Ertekin eline bir sopa alıp Sabahattin Ali’nin kafasına vurarak öldürmüştür. 

Öldürme gerekçesi ise milli duygulara karşı yapılan tahrik olarak kayıtlara geçmiştir.

Evde Olsanız Bile Satın Alabileceğiniz ve Severek Okuyabileceğiniz 20 Edebiyat Dergisi
Türk Edebiyatının Gelmiş Geçmiş En İyi Yazarlarına Dair Az Bilinen 13 Enteresan Bilgi
Kitaplar Hakkında Şimdiye Kadar Bilmediğiniz 16 Efsanevi Gerçek

Popüler İçerikler

Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
YORUMLAR
09.08.2021

Cumhuriyet Türkiyesi' nin neden böyle adamlar yetiştiremediğini tartışmak, sorgulamak gerekir. Beğenilmeyen Osmanlı' nın en geri kalmış dönemlerinde yetişenler bile günümüz yazar ve aydınları ile mukayase dahi edilemez.

31.08.2021

Cumhuriyet dönemi yazarlarının yalnızca doğum yıllarına bakıp "Osmanlı'da yetişti." diyen o kafanı arada bi' havalandırsan iyi olur gibi geliyor..

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ