Türk Edebiyatının Önemli Yazarları Hakkında Az Bilinen Anekdotlar

Tarihte tanınmış birçok kişi hakkında bir kısmı doğru bir kısmı yanlış birçok bilgi, dedikodu ve anekdotlar görmüşüzdür.

Kim kimin hakkında ne demiş, kimlerin kompleksleri varmış merak ediyorsanız aşağıya alalım!

Neyzen Tevfik

Neyzen Tevfik'in çok bilinen bir dedikodusu olan bu hikaye bizce biraz komik. Neyzen Tevfik bir daha hiçbir içkiyi ağzına bile sürmeyeceğine yemin eder ve içmez. Ancak günün birinde bu duruma dayanamaz ve nasıl içerim nasıl yaparım diye düşünürken aklına bir fikir gelir ve uygular. 

Yemek borusuna doğru bir hortum uzatan Neyzen bu hortum aracılığıyla içkiyi midesine doğru döker ve ağzına bile değdirmeden içkiyi mideye indirir.

Yahya Kemal Beyatlı

Kendisine ait olmayan dizeleri kullanması sebebiyle dedikodu konusu olan Beyatlı'nın en çok konuşulduğu konu ise bir sözcük yüzünden yıllarca şiirlerinin yarım kalmasıdır. Neyse ki Yahya Kemal bu şiirlerinden biri olan 'Rindlerin Ölümü' için o sözcüğü bulmuş ve yazı hayatına kazandırmıştır.

Nilgün Marmara

Ece Ayhan, Tomris Uyar, Cemal Süreya, Edip Cansever gibi yazarlar pazar günleri Nilgün Marmara'nın evinde toplanıp 'but partisi' yaparlardı. Cemal Süreya Nilgün Marmara'yı, Muhteşem Gatsby'nin yazarı olan F.Scott Fitzgerald’ın eşi Zelda Fitzgerald'a benzettiğinden dolayı ona 'Çılgın Zelda' lakabını taktığı söylenir.

Abdülhak Hamit Tarhan

Abdülhak Hamit Tarhan'ın eşi Fatma Hanım'ın ölümü üzerine Tarhan, 'Makber' adlı şiiri yazar. Söylenenlere göre ölümüne kadar birçok sevgilisi olmuş Tarhan'ın, eşinin cenaze töreninde bir kadına vurulduğu bile söylenir. Birkaç yıl sonrasında ise Nelly ile evlenen Tarhan, Nelly'nin ölümünden sonra Cemile Hanım'la yirmi gün sürecek bir evliliğe imza atar. Ardından da son evlilğini Bayan Lucienne ile yapar.

Mehmet Akif Ersoy

Herkes gibi Mehmet Akif'in de sevenleri kadar sevmeyenleri vardı. Bu nedenle onun Arnavut olmasıyla, veteriner olmasıyla onu eleştirmeye çalışanların içinde öğrencisi Neyzen Tevfik bile vardı. Günlerden bir gün alay etmek için Mehmet'e 'Siz baytardınız değil mi?' sorusu yöneltiliyor, Mehmet Akif ise 'Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?' diye cevap vererek soranı susturuyor.

Ahmet Haşim

İlk şiiri daha on dört yaşlarında çıkan Haşim, kendisini çok çirkin bulan biridir. Küçük yaşta annesini kaybeden ve daha da içine kapanık hale gelen Haşim'in erken yaşta kelleşmesi, yüzündeki birkaç şark çıbanı onu öyle mutsuz edermiş ki söylenenlere göre aynalara tüküren şair, dışarıya sadece akşam vakitleri çıkarmış.

Fuzuli

Fuzuli ve Bağdatlı Ruhi arasında bir atışma geçiyor doğruluğu bilinmez ama kelimelerle yine iyi oynadıkları söylenir. Yolda bir gün karşılaşan ikilinin karşısından köpek geçiyormuş, Bağdatlı Ruhi de Fuzuliye sormuş 'Bu it ne gezer burada Fuzuli.' diye. Fuzuli ise 'Vur tekmeyi, çıksın kıçından ruhi.' diye cevaplayarak nükteli atışmalarına noktayı koymuş.

Ahmet Hamdi Tanpınar

Sırf ders verebilmesi için Tanpınar'a profesör unvanı verildiği söylenir. Bir de söylenenlere göre çirkinlik kompleksi olan Tanpınar, kendini çirkin olarak gördüğü ve düşündüğü için giyinişine önem vermez, tıraşını aksatıyor gibi görünürmüş.

Orhan Veli Kanık

Küçüklüğümüzün insan tasvirlerindeki 'Cin Ali'yi yansıtan bir vücutla hayat bulan Orhan Veli, anlatılanlara göre küçüklüğünde bostan korkuluklarına benzetilirmiş. Hatta Orhan için '...büyüdükçe efsanelerde herkesin başına vurarak ekmeğini elinden aldığı o saf insanlara benziyordu. Bir yaştan sonra da bilenler için Don Kişot ve Sirano’yu hatırlattı.' ifadesi kullanılmış.

Server Tanilli

Noktalı virgülün önemini Server Tanilli için arşa çıkaran Ragıp Sarıca olmuş. Tanilli'nin kendisinin anlattığına göre, sonuca varılamayan bir rektörlük seçimi sırasında Ragıp Sarıca ve Server Tanilli ikilisi edebiyat üzerine konuşurlarken Sarıca şu sözleri sarf etmiş: ''Çoğu, bir cümlede noktalı virgülün gerekip gerekmediğini, gerekiyorsa nereye konulacağını bilmez.''

Ardından noktalama işaretlerinin yazımda ne kadar önemli olduğunu belirtmesiyle 'noktalı virgül' Tanilli'nin hayatında çok daha büyük bir yer edinmiştir.

Yaşar Kemal

Babası ile camide namaz kılmaya giden Yaşar Kemal o zamanlar dört yaşının ortalarındaymış. Babasının Van'da ölümden kurtardığı, giydirip, besleyip, büyütmüş olduğu Yusuf adındaki çocuk tarafından bıçakladığını gören Kemal, babasının ölümü üzerine sabaha kadar ağlamıştır. Babasını uzun ve heybetli olarak anımsayan Kemal bu olay üzerine on iki yaşına kadar kekeme olmuştur.

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Çoğunluk Gürpınar'ı mikrop kapmaktan korktuğu için yaz kış demeden ellerine giydiği eldivenden ve aşırı temiz olmasından tanır. Aynı zamanda yemeklerde de bir hayli başarılı olan yazarımız anlatılanlara göre konuklarına kendi yaptığı dondurmaları ve limonataları ikram ederken kendisiyle bir hayli övünürmüş.

Türk Edebiyatının Önemli Yazarlarından Olan Sabahattin Ali'nin Yaşam Öyküsü
Türk Edebiyatının Gelmiş Geçmiş En İyi Yazarlarına Dair Az Bilinen 13 Enteresan Bilgi
Evde Olsanız Bile Satın Alabileceğiniz ve Severek Okuyabileceğiniz 20 Edebiyat Dergisi

Popüler İçerikler

Domuz Eti Skandalıyla Gündeme Gelmişti: Köfteci Yusuf Yeni Bir Sektöre Giriş Yapıyor!
İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
Sevgilisine Atacağı Fantezi Mesajını Yanlışlıkla Karısına Atan Ünlü Patron İcralık Oldu