Türk Edebiyatının Gelmiş Geçmiş En İyi Yazarlarına Dair Az Bilinen 13 Enteresan Bilgi

Türk edebiyatının şüphesiz ki gelmiş geçmiş en iyi yazarları olan Yaşar Kemal, Nâzım Hikmet, Sabahattin Ali gibi isimler hakkında az bilinen bilgileri sizler için derledik!

1. Oğuz Atay, ölümsüz eseri Tutunamayanlar’ı Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam kitabındaki bir pasajdan etkilenerek yazdı.

Toplamda 10-15 cümlelik bir pasajdan yaklaşık 700 sayfalık bir kitap çıkaran Oğuz Atay, bitirilememesiyle ünlü olan Tutunamayanlar’ı Yusuf Atılgan’a göndermiş ancak Yusuf Atılgan hiç ilgilenmemiş; yakın çevresine de üzüntülerini bildirmiş. Oğuz Atay’ın vefatının ardından bunu duyan Yusuf Atılgan ardından şunları söylemiş: “Tutunamayanlar'ı çok beğenmiştim ama böyle bir kitabı yazan birinin benim yorumuma ihtiyacı olmadığını düşünmüştüm. Keşke hayatta olsaydı da bunu kendisine söyleyebilseydim.”

2. Türk edebiyatının ölümsüz yazarlarından Yaşar Kemal’in efsane romanı İnce Memed’i Rusçaya Nâzım Hikmet çevirdi.

Birinci ve ikinci ciltleri Türk edebiyatının en çok satan kitaplarından olan İnce Memed, Rusçaya Nâzım Hikmet’in o büyülü diliyle çevrildi. 

Yaşar Kemal'in Nâzım Hikmet'le ilgili bir anısını vefatının ardından yakın dostu Zülfü Livaneli şöyle yazmıştı: 'Paris’te Abidin Dino’yla birlikte Nâzım Hikmet’i tren istasyonunda karşılamışlar. Nâzım demiş ki 'Yaşar, romanını okudum. Eğer bana bu kadar zulmetmeselerdi, bunca yıl hapis yatmasaydım, belki ben de senin kadar güzel bir şey yazabilirdim ama olmadı.' Yaşar Kemal, 'Koca Nâzım’ın genç bir adamla alay etmesi yakışık alıyor mu?’' diyerek oradan ayrılmış ve küsmüş. Neden sonra anlatabilmişler ki Nâzım alay etmiyor, içinden gelenleri söylüyor.'

3. Sabahattin Ali, okul yıllarında sürekli sanatla ilgilendiği için ailesinin yanına gönderilmekle tehdit edildi ve intihar etmeyi düşündü.

Karamsar ruh haliyle arkadaşı Naci Çevik’e mektup bırakan Sabahattin Ali’yi yine Naci Çevik kurtardı ve öğretmene haber vererek intihara kalkışmasını önledi. Bunun üzerine İstanbul’a nakli sağlanan Sabahattin Ali’nin büyük şans eseri edebiyat öğretmeni Ali Canip Yöntem’di. Kendisine yardım eden öğretmeni sayesinde yazıları dergilerde yayınlandı ve şüphesiz ki Türk edebiyatına damga vuran eserlere imza attı.

4. Çok yakın arkadaş olan Nâzım Hikmet ve Peyami Safa’nın arasına komünizm ve faşizm tartışmaları girdi.

Komünizmi yaymak isteyen Nâzım Hikmet ve onu caydırmak isteyen Peyami Safa… O kadar yakın dostlardı ki Peyami Safa ölümsüz eseri Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’nu Nâzım Hikmet’e adamıştı. Dost meclislerinde ateşli tartışmalar yaşasalar da, Peyami Safa’nın “Moskova’dan gelen paraları kim aldı?” sorusu ilişkilerini bitirdi. Nâzım Hikmet, Peyami Safa’yı kazanmak için uğraştıysa da başarılı olamadı.

5. Aruzu savunan ve garip akımını eleştiren Yahya Kemal Beyatlı, vapurda Orhan Veli’nin okuduğu şiirden çok etkilendi ve fikrini değiştirdi.

Garip akımı şairlerini cahil ve geri olarak niteleyen Yahya Kemal Beyatlı, sohbet ortamlarında mutlaka şiir okutur ve yeni şiirleri dinlerdi. Bir gün vapurda yine “Yeni şiir var mı?” diye sordu ve tesadüfen orada olan Orhan Veli ‘Efsane’ şiirini okudu. Çok şaşıran Yahya Kemal Beyatlı, “Biraz daha gayret ederseniz, bizi de geçeceksiniz” dedi. Bunun üzerine Orhan Veli şakayla karşılık şu sözleri söyledi: “Aman üstat, biz bu şiirleri alay etmek için yazıyoruz.”

6. Sait Faik Abasıyanık ve Orhan Veli hesabı ödeme iddiasıyla bulmaca çözme yarışmaları yapıyordu.

Bir ay boyunca buluşup içen ve Cumhuriyet gazetesindeki bulmacayı çözme yarışı yapan iki yazardan Sait Faik Abasıyanık sonunda isyan etti ve hesabı neden hep kendisinin ödediğini sordu. Orhan Veli bunun üzerine sırıtarak şu cevabı verdi: “Tabii yenemezsin, gazetenin bulmaca ekini ben hazırlıyorum.”

7. Ahmet Haşim, kendisini hiç beğenmiyor ve hatta çirkin buluyordu.

Öyle ki yakınları tarafından epey heybetli bulunan unutulmaz yazar kafası için özel bir şiir yazdı ve hiç beğenmediği kafasından “cehennemde yetişmiş bu kafa” diye bahsetti.

8. Sokağı edebiyata taşıyan ünlü yazar Hüseyin Rahmi Gürpınar, örgü örmeyi çok seviyordu.

Yaşamının son otuz yılını Heybeliada’da geçiren ve temizlik hastası olmasıyla bilinen Hüseyin Rahmi Gürpınar örgü örmeye o kadar düşkündü ki o dönemde Avrupa’dan modeller getirtiyordu. Yazmaya ara verdiği zamanlarda da erik reçeli ve dondurma yapıyordu.

9. Aşk şiirlerinin unutulmaz şairi ve Türk edebiyatının şüphesiz ölümsüz isimlerinden biri olan Cemal Süreya’yı üvey annesi zehirlemeye çalıştı.

Annesini küçük yaşta kaybeden Cemal Süreya’nın üvey annesi o kadar acımasızmış ki yemeğine cam kırıkları atarmış. Şaire dair birkaç bilgi daha: Sayılarla arası hiç iyi olmadığı için saati beşinci sınıfta öğrendi; yazı yazmaya küçük yaşlarda başladı ve hiçbir zaman gürültüsüz ortamda çalışamadı.

10. Türk şiirinin gelmiş geçmiş en iyilerinden Ahmed Arif, günde dört paket sigara içmesine rağmen Ramazan ayında oruç tutan kişilere saygısından hiçbir şekilde tüketmezdi.

At binmeyi çok seven ve uzun yıllar sigara içen Ahmed Arif, ayrıca sigarayı birdenbire bıraktı ve dumanına bile tahammül edemez hale geldi.

11. Yazar, çevirmen ve düşünür Cemil Meriç yavaş yavaş görme duyusunu kaybetmesine rağmen okumaktan ve yazmaktan hiçbir zaman vazgeçmedi.

Gençlik yıllarında gözlerinde oluşan enfeksiyon nedeniyle görme bozukluğu yaşayan ve bu sorunu giderek artan Cemil Meriç, yazıları göremeyecek duruma geldiği dönemde ışığa yakın olmak için sandalyesini masasının üstüne çıkarır ve bu şekilde okurmuş. Yazmaya ve okumaya öylesine tutkun olan yazar, gözleri göremez hale gelince çevresindekilerin yardımlarıyla yazmış ve söylenene göre en verimli çağlarını yaşamış.

12. Türk edebiyatının duyguları dizelere en iyi aktaran şairlerinden biri olan Özdemir Asaf, ‘r’ harfini söyleyemiyordu.

Asıl adı Halit Özdemir Arun olan ünlü şair, yazmaya başladığı ilk yıllarda Özdemir Özden ismini kullanıyordu. İlerleyen zamanlarda Oktay Akbal soyadı olarak babasının ismini kullanmasını önerdi ve Özdemir Asaf oldu. Sempatik tavırlarıyla bilinen ünlü şair bir dönem Güneşspor’da futbol oynadı.

13. Edebiyat çevrelerinde üstat olarak nitelendirilen Necip Fazıl Kısakürek Nakşibendî tarikatına üyeydi.

Yaşam öyküsüyle herkesi şaşırtan ünlü şair ve yazar otuzlu yaşlarına kadar hayattan zevk almıyordu. Daha sonra kendisini Allah yoluna adadı ve bu kırılma noktasını da ‘O ve Ben’ kitabında detaylı olarak yazdı.

Dünya Edebiyatına Damga Vuran 25 Büyük Yazar Hakkında Hiç Bilmediğiniz Sırlar ve Şaşırtıcı Bilgiler

Popüler İçerikler

Askerlerine Cinsel Saldırıda Bulunan Komutana 38 Yıl 70 Ay Hapis Cezası Verildi
Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
Ayliz Duman Çok Sade Kaldı: Miss Universe 2024'te Gelmiş Geçmiş En Çarpıcı Ulusal Kostümler Giyildi!
YORUMLAR
11.12.2020

Düşünsene eskiden edebiyat bu yazarların elindeydi. Şimdi de yok tılsımlı kitap yok her sayfaya tek cümle yazan sahte kişisel gelişim uzmanlarinin elinde. Nerden nereye. Ayrıca Sabahattin Ali dr strangelove'a benziyor

12.12.2020

''Nüzhet bana yalan söyledi....''' diye başlayıp muazzam bir şekilde devam eden paragraflar yerini ''Kıyamam dediklerimiz bizi kıyma gibi çektiler.'' gibi yazılara bıraktı. Birkaç romancı hariç Türk Edebiyatı'nın en kötü zamanını yaşıyoruz bence hocam.

11.12.2020

Hüseyin Rahmi Gürpınar'a tekrar aşık oldum erik reçeli ve dondurma aman yarabbi 🥰

12.12.2020

#3 Ah be Sabahattin Ali. Üslup adam.. O kadar güzel ve içten yazıyorsun ki.. Bana çok şey öğretti eserlerin. Keşke birkaç romanlık daha ömrün olsaydı. Kıymetin asla bilinememiş birçok yazar gibi. Ah be..!

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ