'Hissettiklerimi anlamlandıramıyordum. Heyecanlı mıydım, endişeli mi, yoksa sadece meraklı mı? Cinsiyetlerin özünü birbirinde kaybetmiş bir haldi. Kendine özgü, ama yine de her birinden bir parça taşıyordu. Güzelliğinin tanrının bir armağanı olduğu gün gibi ortadaydı, ama yanlış zamanda ve yanlış şekilde verilmiş cömert bir armağan.' Can Yılmaz, sorgulayan, olaylara felsefik yaklaşan ama yine de bir aşk tadında romanıyla kalplere dokunuyor.