'İki çay söylemiştik orada, biri açıkKeşke yalnız bunun için sevseydim seni.''Ah kimselerin vakti yokdurup ince şeyleri anlamaya''Ölümdür yaşanan tek başınaaşk iki kişiliktir.''Sen benim sarhoşluğumsunne ayıldımne ayılabilirimne ayılmak isterimbaşım ağırdizlerim parçalanmışyanıp sönen ışığına düşe kalka giderim.''Sana gitme demeyeceğimüşüyorsun ceketimi algünün en güzel saatleri bunlaryanımda kal.''Gitsin, harcansın bir şeylersen dur.''Seni düşünürkenbir çakıl taşı ısınır içimdebir kuş gelir yüreğimin ucuna konarbir gelincik açar ansızınbir gelincik sinsi sinsi kanar.''nedir ben bilemem ki belki bir rastlantıdır da ondan mı sevdanın yeri en yakın yeri en uzak yeri bitmeyen yeri bitecek yeri fark edilmez zaten anlaşılmış sevdanın anlaşılmaz sevda ile bütün ekleri. ''içimdeki bıçak bir kere daha dönüyorolduğu yerdekalırsan sel basar yataklarımıgidersen uçurum çiçekleri açar kalbimdekimi zamanlar olur sevgilimiki bıçak bile yetmez bir tek ölüme.''önemli olan, içmek ya da içmemek değil.önemli olan, içince küçülmemek,küçülünce içmemek.''seni anlatabilsem seni...yokluğun, cehennemin öbür adıdırüşüyorum, kapama gözlerini...''her şey nasıl da bütündü bir zamanşimdi bahçe eksik güllerse yarımkar yağar; hüzün bile yok.ve nerdesiniz? ah! evet. nerdesiniz, yoksaydıklarım?''ne içindeyim zamanın ne de büsbütün dışındayekpare geniş bir anın parçalanmaz akışında''yüreğimi korkak büyütmedim ben. kaybettiklerim, dağıttığım servetimdir...'