Prof. Dr. Ahmet Oğuzhan Özen, tedavi sürecini şöyle anlattı:
“Tedavi sürecini ikiye ayırmak lazım. Biz 2017 yılında bu hastalığın tanısını ilk defa koyduk. İlk tanısını koyduğumuz hastalar bizim yıllardır izlediğimiz hastalardı. Tanısını koyduktan sonra da tedavisinin komple değiştiğini belirtmem gerekir. Önceden nedenini bilmediğimiz için bu hastalara sanki diğer hastalıklardan edindiğimiz bilgileri kullanarak tedavi etmeye çalışıyorduk. Ancak bu bir nevi ampirik bir yaklaşım oluyordu ve çok ta etkili olduğunu söyleyemeyeceğim. Vitamin eksikliği olduğu için vitamin takviyesi yapıyorduk, kansızlık olduğu için demir ilacı veriyorduk. 2017’den sonra olayın renginin tamamen değiştiğini belirtmem gerekir.
Çünkü elimizde artık bir molekül vardı ve neyin bozuk olduğunu çok hassas bir şekilde öğrenmiş olduk. Mevcut ilaçlar içerisinde bu çocuklar için yararlı olabilecek bir molekül var mı, diye bir arayışa girdik. Kompleman sistemi etkilendiği için onu durdurucu bir ilaç elimizde vardı. Başka hastalıkların tedavisinde başarıyla kullanıyordu. İlk başta bu çocukların hücrelerinde test etmek istedik.
Sonuçlar çok başarılı ve yüz güldürücüydü. Modern tıbbın çare bulamadığını göz önünde bulundurarak bu hastalarda bu eculizumab molekülünü denemeye karar verdik. Yıllar boyu hastanede yatışa ihtiyaç duyan hastalarda sonuçlar ilk günden itibaren yüz güldürücüydü. Çocuklar tamamen sağlığına kavuşabiliyorlardı. Gözlemimizi daha da genişleterek daha farklı ailelerde daha farklı hastalarda bunu test etmeye karar verdik. Günümüze kadar 18 hastayı tedavi ettik. Başarımızın yüzde yüz olduğunu söylemem gerekir.”