Türk Dillerinin Çeşitliliği ve Rusya'nın Ortasındaki Pagan Mari El Cumhuriyetini İnceliyoruz

Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev ve Kazakistan Devlet Başkanı Kasım Cömert Tokayev geçtiğimiz günlerde bir araya geldi. Her iki ülkenin ortak dilleri aslında Rusça olmasına rağmen bu buluşmada iki ülke başkanı Azerbaycan Türkçesi ve Kazak Türkçesiyle konuşarak anlaştılar. Bu ilginç diyalog Türk dillerinden yola çıkarak Marilerin ilginç hikayesini akıllara getirdi. Türk dilleri ve hala pagan olarak yaşayan Mari topluluğu hakkındaki bu yazıyı @kamilkazani isimli Twitselinden derledik. Gelin birlikte dillerin dağılımı ve kültürel farklılıklara göz atalım.

Kazakistan Devlet Başkanı Kasım Cömert Tokayev'in geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği Azerbaycan ziyareti ilginç bir olaya sahne oldu.

Her iki devlet başkanı basın açıklamalarını kendi dillerinde yaptı. Önceden bu açıklamalar Post Sovyet coğrafyasında ortak dil olarak kabul edilen Rusça olarak yapılıyordu. Ancak şimdi ise Kazak Türkçesi ve Azerbaycan Türkçesiyle gerçekleştirildi. Her iki dil aynı kökene sahip olsa da konuşma bakımından oldukça farklılar diyebiliriz. Kazaklar Kıpçak'tan, Azerbaycan Türkleri ise Oğuzlardan geliyor. Arada büyük lehçe farkları olsa da devlet başkanları birbirlerini gayet net bir şekilde anlayabildi.

Aşağıda devlet başkanlarının kendi dillerindeki konuşmalarını dinleyebilirsiniz.

İlgili twit silinmiş ya da sahibi tarafından gizlenmiş.

Oğuz dil grubunu konuşan bölge Özbekistan'daki Harezm'den başlayarak Türkiye'nin Trakya bölgesine kadar uzanıyor.

Oğuz dil grubu en yoğun olarak Türkçe, Azeri Türkçesi ve Türkmence diye bildiğimiz dillerde konuşuluyor. Oğuz dilleri Kıpçak dilinden çok daha sert bir telaffuza sahip diyebiliriz. Ayrıca bu bölgelerdeki insanlar birbirlerini çok net bir şekilde anlayabiliyor. Örneğin bir Azerbaycan Türkü ile Anadolu Türkü çok net bir şekilde iletişim kurabiliyor.

Kıpçak dil grubunun konuşulduğu bölge ise çok daha büyük bir coğrafyaya yayılıyor.

Kıpçak dil grubu Güneydoğu'da Kırgızistan'dan Kuzeybatı'daki Tataristan'a ve Kafkasya'nın birçok yerleşim bölgesine kadar uzanan bir coğrafyada konuşuluyor. Kıpçak aksanı Oğuz'a kıyasla biraz daha yumuşak diyebiliriz. Yani Kazakça, Kırgızca, Tatarca, Nogayca, Altayca ve Karakalpakça olarak bilinen diller Kıpçak dil grubunu oluşturuyor.

Diğer öne çıkan dil grubu ise Karluk olarak biliniyor.

Karluk dil grubunda iki büyük dil bulunuyor. Bunlar Özbekçe ve Uygurca diyebiliriz. Ayrıca her iki dili konuşan kişiler kendi aralarında gayet akıcı bir iletişim kurabiliyor. Bunun yanı sıra Kıpçak dil grubundaki Kazakça ile Uygurca arasında da büyük benzerlikler söz konusu.

Oğuz, Kıpçak ve Karluk dilleri karşılıklı olarak anlaşabilse de Çuvaşça oldukça farklı bir dil.

Tatarlar, yeterince yavaş konuşurlarsa Kazakları ve hatta Anadolu Türklerini bile anlayabilir. Ancak Çuvaşları anlamak o kadar kolay değil. Çuvaş dili, eski Bulgaristan'ın son kalıntısı olduğu için oldukça izole bir dil grubudur. Çuvaşistan'ın yıkılışıyla bir grup Tuna'ya diğerleri ise Volga'ya göç etmişti. 1400'lü yıllarda Tuna Bulgarları Slav diline geçti. Ancak Çuvaşlar kendi dillerini korudu.

Tüm bu saydığımız dil gruplarından tamamen ayrı olarak Sibirya dilleri de bulunuyor. Bunlar diğerleri gibi İslami mirası ve Fars/Arap kelimeleri hiçbir şekilde paylaşmıyorlar. Bu nedenle şimdiye kadar saydığımız tüm dillerden farklılaşıyorlar.

Türk kültürleri Fars kültüründen çok fazla etkilendiği için ülkelerin isimlerinin sonunda bir 'Stan' eki bulunuyor. Ancak eski Türk ismini benimseyen sadece bir millet bulunuyor. Mari El Cumhuriyeti olarak bilinen bölge Finno-Ugrik bir kökene sahip.

Mariler Avrupa'da hala ormanlarda ibadet eden ve tanrılarına kaz kurban eden son otantik paganlar olabilir.

Mari halkı Mari El etnik cumhuriyetinde kümelenmiş durumda ve aynı zamanda 16. yüzyılda Rus fetihlerinden kaçtıkları Başkurdistan'da da büyük yerleşim bölgelerine sahipler. 1500 yılı civarında, muhtemelen çok daha fazla olmalarına rağmen Finno-Ugricler, Kazan Hanlığı nüfusunun büyük kısmını oluşturuyordu. 

Türk ve İslam kültüründen yalnızca kısmen etkilenmişlerdi. Kitlesel olarak İslam'a geçmeleri diğer milletlerden yaklaşık 8 yüz yıl sonra gerçekleşti. Rus fethinden sonra 18. yüzyıl civarında bu gerçekleşti.

Mari'lerin islama geçişi aslında çok mantıksız ve az bilinen bir hikaye.

Orta Volga bölgesinin İslamlaşması aslında kitlesel bir Müslüman gücüyle gerçekleşmedi. Yüzyıllar sonrasında Rus Çarlığı'nın Müslümanları ikinci sınıf vatandaş olarak kabul etmesi sonrası Mariler İslam'a geçiş yaptı. Bu da ilginç bir anekdot olarak tarihe yazıldı.

İlginizi çekebilir 👇

Türkler Orta Asya'dan Neden Göç Etti?
Orta Asya ve Türk Kültürünü Harmanlayarak Uluslararası Alanda Bizi Gururlandıran Sanatçı 'Melek Gao Anqi'
Orta Asya'dan Göç Etmesine Rağmen Türkler Neden Çekik Gözlü Değil?

Popüler İçerikler

Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
YORUMLAR
31.08.2022

Nasıl yani? O zaman öncesinde 3. Sınıf sayılıyorlardı ya da belkide resmi olarak tanınmak için Müslüman olmuşlardır. Allah kalplerine de yerleştirsin :)

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ