Türk bayrağı esasen kırmızı değil, aldır. Türk mitolojisinde, Türklerin renklerle ilgisi önemli bir yer tutar; mavi (gök mazisi, turkuaz), beyaz/ak ve al/kızıl renkleri başta gelir. Al renk kırmızıdan farklıdır, kutsal, tanrısal renktir. Kırmızı renk adı Türkçede 12. asırdan önce pek görülmemektedir. Kırmızı, Türkçeye sonradan, sogdca'dan veya farsça'dan geçmiştir.
Oğuz/Türkmen boylarının çok eskiden beri al renkli börkler giydiği bilinmektedir. Börklerin bütününde al ya da bir diğer deyişle kızıl renk görülmekle beraber, başka renklere de tesadüf ediliyor ki, esas olan gelenek, bütün börklerde, tepe kısmının yani tanrıya yüz tutan kısmın, tanrısal renk saydıkları al renkten olmasıdır. Bu tarz bugün efelerin, zeybeklerin, seymenlerin, vs. folklorik başlıklarında da muhafaza edilmektedir.
Al renk adı kutsallık içerdiği içindir ki, Türkler, 'kırmızı bayrak' değil 'al bayrak,' 'kırmızı kan' değil 'al kan,' demişlerdir. Yermek, aşağılamak anlamında 'karalamak' derken, yüceltmek, övmek, kutsamak karşılığı da, 'allamak' sözünü kullanırlar. Bugün dilimizde kullandığımız 'allamak pullamak' sözü de aynı maksatla kullanılmaktadır.