Tüp Bebek Tedavisinde Doğru Bilinen Yanlışlar

Tüp bebek tedavisinin kısırlık için etkili bir çözüm olarak artan popülerliğine rağmen, bazı yanlış anlaşılmalar çiftlerin tedaviye yönelmesine engel olur. Özellikle maliyet, tüp bebek tedavisine yönelmenin önündeki temel engellerden biridir.

Maliyetin yanı sıra, tedavinin anne ve bebek sağlığına zararlı olabileceğini düşünmelerine neden olan bazı yaygın efsaneler de vardır. Doğru bilinen bu yanlışlar nedeniyle, tedavi yoluyla çocuk sahibi olabilecekleri bir zamanda çiftler, tedaviyi geç olana kadar erteleyebilir.

Tabii ki, herhangi bir tedavi, ancak doğru bilgilere sahip olduktan sonra düşünülmelidir. Tüp bebek tedavisinde de, gerçekleri anlamak için en iyi karar bir tüp bebek uzmanına danışmaktır.

Herhangi bir doğurganlık tedavisi görüyorsanız, muhtemelen bazı gerçekleri ve istatistikleri zaten biliyorsunuz. Öyle olsa bile, henüz bilmediğiniz birkaç gerçek olabilir. İşte, tüp bebek tedavisi hakkında sizi şaşırtabilecek 10 doğru bilinen yanlış!

1. İlk denemede başarı şansı düşüktür.

Tüp bebekte başarı şansı; annenin yaşı, sperm ve yumurta kalitesi, genetik gibi bir dizi faktöre bağlıdır. Tubal faktörler ve rahmin durumu, embriyonun rahme tutunma şansını ve genel olarak anne adayının vücudunun gebeliği gerçekleştirmek için uygunluğunu belirler.

İlk denemede başarılı olup olunmayacağı ya da başarı için daha fazla denemeye ihtiyaç duyulup duyulmayacağını tahmin etmek zor olsa da, bilimsel kanıtlar ilk denemede başarılı olunabileceğini göstermektedir:

·         Tüp bebek deneyen çiftlerin %40’ı ilk denemede gebelik elde etmektedir.

·         %55’i ikinci denemede gebe kalmaktadır.

·         %65’i üçüncü denemede başarılı olmaktadır.

2. Tüp bebekte dış gebelik olmaz.

Dış gebelik, döllenen yumurtanın rahim dışına yerleşmesidir. Dış gebelik, genellikle fallop tüplerinde meydana gelir ancak başka bir yerde de olabilir.

Tüp bebek tedavisinde, bir embriyo doğrudan anne rahmine transfer edildiğinden, dış gebeliğin söz konusu olmayacağı düşünülebilir. Ancak, transfer sonrası gelişen rahim kasılmaları, embriyonun rahim dışına hareket etmesine neden olabilir. Aslında, dış gebelik, doğal gebeliklerin %1-2.5’unda görülürken, tüp bebekle gerçekleşen gebeliklerin %2-5’inde görülür.

3. Tüp bebek tedavisi ağrılı bir süreçtir.

Bu, hemen vazgeçmeniz gereken en yaygın inanıştır. Tedavi sürecinde herhangi bir rahatsızlıktan şikayetçi olan kadın sayısı oldukça azdır. Embriyo transferi, yaklaşık 15 dakika içinde gerçekleşir ve hastalar 45 dakika sonra taburcu olur. 24 saat geçtikten sonra günlük aktivitelere devam edilebilir. Bazı kadınlar, yapılan enjeksiyonların acı verici olabileceğini düşünür ancak bu efsane de asılsızdır.

İğne gibi şeylere herkesin tepkisi farklı olduğundan, ağrı ve acıyı ölçmek zordur. Ancak, beklenmedik bir şey hissetmezseniz, nadiren görülen herhangi bir rahatsızlık yönetilebilir sınırlar içindedir. Bununla birlikte, herhangi bir ağrı ve acı hissederseniz, mutlaka doktorunuzu bilgilendirmelisiniz.

4. Daha yaşlı bir anne olmak zararlıdır.

Bazen, yaşlı annelerin tüp bebek tedavisini denemelerine izin verilirse, çocukların zarar göreceği iddia edilir. Bunun nedeni; annenin bebeği henüz küçükken ölmesinin çocuk için kötü bir şey olması ya da yaşı bir annenin çocuğuyla oynaması ve peşinde koşturması gibi fiziksel talepleri karşılamasının zor olması olabilir.

Bununla birlikte, bazı ülkelerde kadınların ortalama ömrü 85 yıldır. Pek çok ülkede, çocuklar büyükannelerinden düzenli olarak bakım almaktadır. Ve, bunun çocuk için kötü olduğunu kanıtlayan bir çalışma yoktur. Aynı durum, geç yaşta anne olmayı düşünen kadınlar için de geçerli olacaktır.

Bazen, ileri yaşta gebelikle ilgili komplikasyon riskinin yüksek olması endişe verici olabilir. Ayrıca, ileri yaşta gebe kalan kadınlarda yüksek tansiyon, diyabet ve erken doğum riski daha yüksektir. Ancak, bu çoğunluk için geçerli değildir.

Bir araştırmada; 45 yaşın üzerindeki kadınların %80’inde, gebelikte önemli bir tıbbi sorun gelişmediği ve %80’den fazlasının erken doğum yapmadığı bulunmuştur. Yine de, ileri yaşta gebeliği düşünen kadınların bu risklerin farkında olması ve gebeliğe buna göre karar vermeleri önemlidir. Ancak, mevcut önemli bir tıbbi sorunu olmayan kadınlar için, hamileliği sürdürme riski yüksek değildir.

5. Tüp bebek tedavisi yatak istirahati gerektirir.

Tedaviye başlamak için doktorla ilk görüşmeye giden hemen her çift bu soruyu sorar. Ancak, kadınların büyük bir bölümü tedavi sürecinde çalışmaya devam etmektedir. Embriyo transferi sonrasında normal aktivitelerine ve iş hayatına dönen kadınların sayısı da oldukça fazladır.

6. Bebek sizin olmayacak.

Halk arasında bununla ilgili bir efsane olmasına rağmen; annenin yumurtası ve babanın spermini içeren bir tedavi döngüsünde, çocuk ebeveynleri ile genetik olarak %100 ilişkili olacaktır.

Burada unutulmaması gereken, gerçekten bir çocuk sahibi olmak istemenizdir. Tüp bebek tedavisi, size bir kadının hamilelik ve doğum sırasında geçirdiği büyülü bir dönüşümü deneyimleme şansı verir.

7. Tüp bebekle dünyaya gelen bebek normalden farklıdır.

Tüp bebek tedavisi ile ilgili en asılsız efsanelerden biri, bu bebeklerin hayatlarının ilerleyen dönemlerinde sorunlar yaşayacağıdır. Ancak, bu efsanenin doğruluğunu kanıtlayan herhangi bilimsel bir kanıt yoktur.

Aslında, tüp bebek tedavisinde genetik tarama gibi son gelişmeler, embriyolardaki genetik anomalileri tarayarak, ebeveynlerin sağlıklı çocuk sahibi olma şansını arttırmaya yardımcı olmuştur. Yani, tüp bebek tedavisi ile dünyaya gelen çocukların, doğal gebelikle dünyaya gelen çocuklardan hiçbir farklı yoktur.

Ayrıca, tüp bebek tedavisi ile doğan bebeklerin doğum kusurları riski de daha düşüktür. Çünkü, birden fazla embriyo döllenir ve sadece sağlıklı olanlar rahme transfer edilir.

8. Tüp bebek tedavisi yalnızca kısır çiftler için uygundur.

Tüp bebek tedavisi, genellikle doğal yolla gebelik elde edemeyen çiftlere yardımcı olmak için kullanılsa da, tedaviden faydalanmak için kısır olmanız gerekmez. Kadın ya da erkekte, bebeğin sağlığını etkileyebilecek herhangi bir genetik bozukluk olduğunda da tüp bebek tedavisi tercih edilebilir.

Kadının yumurtaları ve erkeğin spermi, genetik taramalardan geçirilerek en sağlıklı embriyolar seçilerek rahme transfer edilir. Diğer sağlıklı embriyolar ise, isteğe bağlı olarak daha sonraki gebelikler için dondurulabilir.

9. Tüp bebek tedavisi çoğul gebelikle sonuçlanır.

Geçmişte, canlı doğum şansını arttırmak için, genellikle birden fazla sağlıklı embriyo transfer ediliyordu. Bu nedenle, eskiden tüp bebekle gerçekleşen gebeliklerde çoğul gebeliklerin sayısı daha fazla olurdu.

Bununla birlikte, son yıllarda teknoloji de önemli ölçüde gelişti. Aslında, birden fazla embriyo transferi, erken doğum ve hatta düşük riskini arttırabilir. Dolayısıyla, aksi gerekmedikçe, embriyo transferi için her seferinde bir sağlıklı embriyo seçilmelidir.

10. Doğurganlık ilaçları kansere neden olur.

Çiftlerin tüp bebek tedavisine yönelmelerini engelleyen en yaygın efsanelerden biri de, tedavi sürecinde kullanılan doğurganlık ilaçlarının kansere neden olduğu yanılgısıdır.

Yumurtalamayı teşvik etmek için doğurganlık ilacı kullanmanız gerekse bile, bu ilaçların güvenli olduğundan emin olabilirsiniz. Dünya genelinde, bugüne kadar 50 milyonun üzerinde çift tüp bebek tedavisinden yararlandı. Bu çiftler üzerinde yapılan hiçbir çalışma, kanser riskinde bir artışa neden olduğunu göstermedi.

Popüler İçerikler

Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı
Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı