Tunç Akkoç Yazio: Pandemiyi Aşı Olanlar Bitirecek!

Dünya’da vaka sayısı 200 milyona yaklaştı. 4.2 milyon kişi hayatını kaybetti. Şu an 14.3 milyon dünya vatandaşı virüsü aktif taşıyor ve yeni mutasyon riski hala kuvvetle devam ediyor.

Türkiye olarak günlük vaka sıralamasında 10. sıraya çıktık ve hızla yukarı doğru gidiyoruz.

Ülkemizde toplumsal bağışıklık oranı % 30.3.

Kesinlikle yeterli değil. Bulaşıcı bir hastalığa karşı bağışıklık kazanılmasında toplumsal bağışıklık oranının % 65-70 civarı olması gerekiyor. Bu bağışıklık durumuna ya hastalığı geçirerek ya da aşı olarak gelebiliyoruz. COVİD-19 hiçbir önlem alınmadan toplumda serbest dolaşıma bırakılırsa, yani hastalığı geçirerek bağışıklık sağlanması beklenirse, başarı elde edilmeyeceği bilimsel olarak açık bir durum. Bu yüzden hastalık geçirilmiş olsa bile aşılama ile bağışıklığın uzun süreli sağlanması hala önemli. Bu bilimsel verilere dünya çapında yapılan eş zamanlı birçok çalışma ile varılıyor. Bu savaşı bilimle kazanmalıyız dostlarım.

Coronavirüs ortaya çıktığından beri onlarca mutasyon geçirdi. Son olarak Delta plus varyantı 11 Haziran’da İngiltere’de görüldü ve dünya çapında hızla yayılıyor. Son baharda ise ciddi olarak dördüncü dalgayı göreceğiz. Delta plus’da ektra bir mutasyon (K417N) oluştu. Bu mutasyon spike yani bulaştığı insanlarda hücrelere bağlanma proteinin etkiliyor. Delta plus varyantında bizi korkutan virüsün daha hızlı yayılması (%40-60), akciğerdeki hücre reseptörlerine daha kuvvetli bağlanması ve oluşan antikor yanıtını düşürmesi.

Alına ön verilere göre ikinci doz Bionte’den sonra %80 üstünde koruyuculuk sağlanıyor..

Dünya çapında COVID-19’a karşı güncel olarak 365 aşı çalışması yapılırken 18 aşı acil kullanım onayı aldı.

Bu aşıların hazırlanmaları, varyantlara karşı etkileri, doz sayıları ve uzun süre bağışıklık oluşturmaları farklılık gösterirken yan etkileri konusunda hiçbirinde ciddi bir olumsuzlukla karşılaşılmadı.

Aşı penceresinden genel durum bu şekilde. Şimdi alana inelim ve bakalım neler oluyor.

Vaka sayılarında bayram tatilinden sonra ciddi artış oldu ve olmaya da ne yazık ki devam edecek. Hastanelerden gelen güncel veriler hastane başvuranlarının %95 civarının aşı olmamış vatandaşlarımızın oluşturduğunu gösteriyor. Dünya geneline baktığımızda ise İsrail örneğinde olduğu gibi artan vaka sayılarına karşı ölümler günlük 1-2 kişi arasında. Aşılamada geri olan Brezilya’ya baktığımızda ise aşılama oranın %18 olduğu ve yüksek vaka sıralamasında yer aldığını görüyoruz. Bununla beraber ölüm sayıları da çok yüksek.

Neden aşılanma önemli?

Son iki yıllık tecrübe bize (aslında yıllardır bildiğimiz bilimsel bir gerçek) bu virüsün zaman içinde bulaşma oranını artırdığını ve bunu çoğalma sayısını arttırarak mutasyon ile başardığını göstermektedir. Yani virüs ne kadar fazla bulaşma ortamı/alanı bulursa o kadar kendini çoğaltıyor ve bunu yaparken de bulaşmasında etkili olan yüzey yapısını değiştiriyor. Aşı ise bu yüzey yapılarını hedefleyerek virüsün sisteme girmesini engelleyen ve uzun süreli koruma sağlayan bağışık yanıt oluşturuyor. Yeni varyantlar oluştukça aşının etki oranı kısmen düşse bile hastaneye yatış oranını %95 civarında düşürüyor.

Anlaşılır şekilde ve temel anlatım ile vardığımız sonuç AŞI ÖNEMLİ.

Ülkemizde aşı karşıtı oranı çok düşük olmakla birlikte aşı tereddütü olan vatandaşlarımızın oranı yüksek.  Aşı karşıtlarının söylemlerine bir sözüm yok, onlara ulaşmak kolay değil. Ancak aşı olma tereddütü olanlar için COVİD-19’a karşı olunan aşılar hakkında durumu birkaç maddede özetleyelim.

- Bağışıklık sistemimizi etkili olduğu virüse karşı %90 üzerinde koruyucu etki gösterir.

- Aşı olmak hastalık etkeni ile bir daha karşılaşmayacağız anlamına gelmez.

- Virüs ile tekrar enfekte olsak bile hızlı bir şekilde bağışık yanıtımızı aktive olur ve virüsün vücutta uzun süre kalmasını ve çoğalmasını engeller.

-  Aşı olmuş bireylerin tekrar enfekte olması sonucu virüs daha düşük oranda çoğalarak mutasyon riskini de azalır.

- COVİD-19 aşılarının şu ana kadar ciddi bir yan etkisi gösterilmemiştir.

- Aşı olanlarda ileri dönemde uzun vadeli herhangi bir yan etkinin ortaya çıkabileceği öngörülmemektedir.

-  Aşı kısırlık yapmaz.

- Aşı iktidarsızlık yapmaz. (Sigara bu konuda çok daha riskli)

- Aşı olmadan toplumsal bağışıklık oranına ulaşmamız imkansız.

-  Aşı olmaya karar vermek için hastane yatışını beklemek çok akıllıca

değil.

Aşı olmayanlara gelen kısıtlamalar doğru mu?

Tıbbi olarak hiçbir kimseye onaylamadığı bir tedavi uygulanamaz. Tedavi ve uygulamalar öncesi hastalardan alınan onam formu bu yüzdendir. Ancak yaşadığımız pandemide durum biraz farklı. Bu bir tedavi değil önlem. Aşı olmayanlar hem virüsün daha hızlı yayılmasını ve mutasyon riskini hem de hastane ve yoğun bakım yatış oranlarını önemli ölçüde arttırıyor. Dinamik pandemi süreci bunları bize çok net gösteriyor.

Kısıtlamaların tekrar geleceği aşikar. Bunu sadece aşı olmayanlara bağlamak da yanlış. Bizler ne yazık ki normal normalleşemiyoruz. Maske, mesafe ve hijyen kuralları önümüzdeki yıllarda bizim yaşam tarzımızı oluşturacak gibi gözüküyor. Kimi ülkeler aşı olmayanlara karşı ciddi hareket ve sosyalleşme kısıtlamaları getiriyor. Ülkemizde de bununla ilgili düzenlemeler olacağına inanıyorum. Zaman içinde bunları göreceğiz ve tartışacağız.

Dünya ekonomisi ilk 3 dalgada çok etkilendi. Sırada 4. dalga var ve gene kapanma riski ile karşı karşıyayız.

Unutmayın pandemiyi aşı olanlar bitirecek.

Instagram

Linkedln

Popüler İçerikler

Daron Acemoğlu'nun Atatürk Hakkındaki Yorumlarına Gelen Tepkiler
Kanseri Yenen Eski Arka Sokaklar Oyuncusu Dizi Setlerine Yeniden Dönme Kararı Aldı
Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti