Son iki yıllık tecrübe bize (aslında yıllardır bildiğimiz bilimsel bir gerçek) bu virüsün zaman içinde bulaşma oranını artırdığını ve bunu çoğalma sayısını arttırarak mutasyon ile başardığını göstermektedir. Yani virüs ne kadar fazla bulaşma ortamı/alanı bulursa o kadar kendini çoğaltıyor ve bunu yaparken de bulaşmasında etkili olan yüzey yapısını değiştiriyor. Aşı ise bu yüzey yapılarını hedefleyerek virüsün sisteme girmesini engelleyen ve uzun süreli koruma sağlayan bağışık yanıt oluşturuyor. Yeni varyantlar oluştukça aşının etki oranı kısmen düşse bile hastaneye yatış oranını %95 civarında düşürüyor.
Anlaşılır şekilde ve temel anlatım ile vardığımız sonuç AŞI ÖNEMLİ.
Ülkemizde aşı karşıtı oranı çok düşük olmakla birlikte aşı tereddütü olan vatandaşlarımızın oranı yüksek. Aşı karşıtlarının söylemlerine bir sözüm yok, onlara ulaşmak kolay değil. Ancak aşı olma tereddütü olanlar için COVİD-19’a karşı olunan aşılar hakkında durumu birkaç maddede özetleyelim.
- Bağışıklık sistemimizi etkili olduğu virüse karşı %90 üzerinde koruyucu etki gösterir.
- Aşı olmak hastalık etkeni ile bir daha karşılaşmayacağız anlamına gelmez.
- Virüs ile tekrar enfekte olsak bile hızlı bir şekilde bağışık yanıtımızı aktive olur ve virüsün vücutta uzun süre kalmasını ve çoğalmasını engeller.
- Aşı olmuş bireylerin tekrar enfekte olması sonucu virüs daha düşük oranda çoğalarak mutasyon riskini de azalır.
- COVİD-19 aşılarının şu ana kadar ciddi bir yan etkisi gösterilmemiştir.
- Aşı olanlarda ileri dönemde uzun vadeli herhangi bir yan etkinin ortaya çıkabileceği öngörülmemektedir.
- Aşı kısırlık yapmaz.
- Aşı iktidarsızlık yapmaz. (Sigara bu konuda çok daha riskli)
- Aşı olmadan toplumsal bağışıklık oranına ulaşmamız imkansız.
- Aşı olmaya karar vermek için hastane yatışını beklemek çok akıllıca
değil.