Tunç Akkoç Yazio: Bilimde Akıl ve Eylem… Hadi Aşıya!

Artık insan şu pandemi konusuna nasıl gireceğini bilemiyor!

En iyi ana dilimizde yazılanları ve konuşulanları anlarız. Hatta anlar, sonra da kendimize göre yorumlar ve hayata koyarız. Burada akıl ve akılcı yaklaşım önem taşır. Teorik aklımızı pratik akla dönüştürmediğimiz sürece her şey eylem öncesinde hapsolur.

Kovid-19 tarihte hayatımızı değiştiren hastalıklar içinde yerini çoktan aldı.

Geçen iki yıla yakın süre içinde hayata bakış açımızdan yaşam tarzımıza, eğitim sisteminden sosyal yaşamımıza hatta çekirdek aile ilişkilerine kadar birçok noktada etkisini gösterdi. Yani tarihteki pandemilerin kendi dönemlerine yansıması ile aynı durumları görüyoruz. Çiçek hastalığında, vebada ve hatta kolerada olduğu gibi tedaviyi bulmaya çalışan bilim insanları ile buna karşı olanlar hiç değişmeden sistemde yerini aldı. Tiyatro sahnesinde her nasılsa herkes kendi rolünü buldu.

Gelelim güncel duruma,

Çoğu yazıda ve sohbet programında aşı olmayı tercih etmeyenlere “aşı karşıtı” yerine “aşı tereddütü olanlar” denmesi gerektiğini söylemiş ve cümle içinde öyle kullanmıştım. Pandemi psikolojisinde insanların yeni geliştirilen (Sars CoV 2 virüsüne karşı) tedavi yaklaşımlarına ve aşılara temkinli yaklaşmasında hiçbir sorun yok. Bu kadar fazla yeni bilginin olduğu ortamda insan tabi ki kendini güvenli alanda tutmak istiyor. Biz bilim insanlarının yaşadığı yüzyıla en önemli katkıları doğru bilimsel bilgiye ulaşmak ve bunu insanlarla paylaşmaktır. Doğru bilimsel bilgiye ulaşmak, “çok kolay olmamakla birlikte” akılcı yaklaşım, geçmiş dönem bilimsel verileri, kanunlaşmış hipotezler ve bilgi tecrübesi ile masaya konur. Bir bilimsel bilginin doğruluğu tekrarlanabilir olması ile değer kazanır.

Kısaca Bağışıklık;

Bağışıklık sistemi canlının ilk rahme düşmesinden ölene kadar olan yaşam şeridinde aktiftir. Bağışıklık sistemimizi etkileyen birçok faktörden bahsedebiliriz. Kalıtsal geçişler, genetik yatkınlık, yaşadığımız çevre, beslenme, maruz kaldığımız mikroorganizmalar, beslenme ve spor gibi birçok faktör iç içedir. Doğduğumuz zaman hiçbir yabancı antijen ile karşılaşmamış olan bağışıklık sistemi zaman içinde farklı antijenler ile karşılaşarak hem koruyucu yanıt verir hem de o antijene karşı bağışık hafıza oluşturur.

Bağışıklığımızı korumak ve güçlendirmek için hep çaba gösteririz.

Pandemi süresince eczanelerin ön raflarında vitamin kuleleri oluştu. Tabi konu bağışıklık olunca vitamin takviyesi kaçınılmaz gözüktü. Haklı olarak insanlar da gelişen korku kendi çözümlerini de beraberinde getirir. Ama bu kadar çok vitamine yüklenmek de doğru değil tabi. Bağışıklık sistemimiz sadece vitamin takviyesi ile ayakta durmuyor. En basitinden düzenli beslenme, sedanter olmayan yaşam tarzı ve yeterli uyku gibi gündelik hayata rahatça alabileceğimiz yaşam tarzı değişiklerimiz vitaminden daha etkili destek sağlıyor. Vitamin takviyesi için hekimin önerilerine mutlaka kulak vermek gerekiyor.

Zaman içinde hastalığa neden olan virüs, bu virüsün insan bedeninde oluşturduğu hasar, iyileşme süreci, tedavi seçenekleri ve koruyucu yaklaşımlar akılcı çözümler ile yerini aldı.

Burada komplo teorilerinden çok bilimsel gerçeklerden yararlanıldı. Hazır komple teorisi demişken değinmeden geçemeyeceğim. Hayal gücüm komplo teorilerini geliştirmede pek yetenekli olmamakla birlikte okuduğum/duyduğum en ünlü teoriler virüsün biyolojik savaş olarak topluma salınması ve aşılarda çiplerin olması. Bilimsel bilgiye sahip olmadan, ortaya atılan birkaç karşıt bilgiye tutunup onunla sistemde kalmaya çalışan insanlara denecek bir şeyim yok ama pozitif bilim ile uğraşan ve insan sağlığı sanatı ile ilgilenen kişilerin bu cephede güreşmelerine anlam vermek güç.

Aşı ve bağışıklığın kısa tanımını yapalım.

İnsanlarda mikroorganizmalara karşı bağışıklık iki şekilde gelişir. Birincisi aktif ikincisi pasif bağışıklıktır. Bizim için uzun dönem koruyucu olan aktif bağışıklığı geliştirmektedir. Mikroorganizma ile direkt olarak karşılaşıp “mikroorganizmaya maruz kalıp da diyebiliriz” bağışıklık sistemimizin direkt olarak yanıt oluşturması doğal olarak aktif bağışıklık geliştirmemizi sağlar. Kovid 19’da bilimin istediği aslında böyle bir şeydi. Ancak virüsün vücudumuza girdikten sonra hem sitokin fırtınası oluşturması, hem de akciğerleri tutması ile ciddi ölümler ile karşılaşmış olmamız, virüsün kontrolsüz olarak yayılma gücünün olması ile tüm dünyayı saran bir salgın ile karşı karşıya kaldık. Sonuçta hastalık Kovid-19 pandemisi adını alarak şimdiden tarihte kendine yer buldu.

Yani yukarda bahsettiğim virüs ile direkt olarak karşılaşıp, iyileşip sonra da virüse karşı bağışık kalmanın herkes açısından çok mümkün olmadığı bilimsel olarak gösterildi. Ayrıca virüs mutasyona uğrayarak giriş alternatiflerini geliştirmesi ile güç kazandı. 

Bilimde bu durumlarda diğer seçenek, mikroorganizmanın hastalık yapmayan kısımlarının hastalanmamış bireylere “AŞI” olarak verilmesi ile bu mikroorganizmayı önceden tanıtmak ve bağışıklık geliştirmeye yardımcı olmaktır. Tüm dünya virüse karşı jet hızı ile aşı geliştirme çalışmalarına başladı ve ileri teknolojiyi de kullanarak belki de dünya tarihinde en kısa sürede aşıyı geliştirdi.  Bilinen teknolojide geliştirilen aşının yanında farklı bir teknoloji ile de yeni aşı geliştirildi. Dünya literatürü aşıların koruyuculuğu konusunda etkili yayınlar ile dolu. Ölüm oranlarını düşürmede, virüs dolaşımını engellemede, varyantların gelişmesini önlemede ve eskiye dönmede en etkili silahımız AŞI…

Sonuç olarak bilinmesi gereken “pandemiyi aşı olanlar bitirecek”.

Instagram

Linkedln

Popüler İçerikler

Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
Ayliz Duman Çok Sade Kaldı: Miss Universe 2024'te Gelmiş Geçmiş En Çarpıcı Ulusal Kostümler Giyildi!
YORUMLAR
11.10.2021

Bilgiyi anlaşılır kılmak belki de zor yeteneklerden biri. Siz hocam bunu çok iyi yapıyorsunuz. Kaleminize sağlık. Tebrik ederim hocam... En yakın zamanda diğer yazılarınızı okumak için sabırsızlanıyorum😊 Diğer yazılarınızı dört gözle bekliyorum 😊

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ