Tunç Akkoç Yazio: Ah Şu Aşı Karşıtları Yok mu…

Aşı karşıtı olmak güncel bir konu değil.

Tarih sahnesinde yerini almış birçok örnek var.

Aşı karşıtlığı ve tedaviyi reddetme hemen hemen benzer sağlık seçim durumu.

Sağlıkta tedaviyi kabul etmeme gibi bir seçiminiz var. Hekim size hastalığınız ile ilgili tüm bilgileri verir ve açıklamaları yapar, sonra kararı size bırakır. Bununla ilgili zaten Hasta Hakları Yönetmeliği’nde ilgili madde var.

Hasta Hakları Yönetmeliği’nin 25. maddesi tedaviyi reddetme ve durdurma hakkını düzenlemişti. Bu maddeye göre “Kanunen zorunlu olan haller dışında ve doğabilecek olumsuz sonuçların sorumluluğu hastaya ait olmak üzere; hasta kendisine uygulanması planlanan veya uygulanmakta olan tedaviyi reddetmek veya durdurulmasını istemek hakkına sahiptir. Bu halde, tedavinin uygulanmamasından doğacak sonuçların hastaya veya kanuni temsilcilerine veyahut yakınlarına anlatılması ve bunu gösteren yazılı belge alınması gerekir. Bu hakkın kullanılması, hastanın sağlık kuruluşuna tekrar müracaatında hasta aleyhine kullanılamaz. Dolayısı ile hiçbir hastaya kendi onayı dışında bir uygulamada bulunulamaz.

Peki aşı için durum buna benzer mi?

Evet hiç kimse, hangi hastalık için hangi aşı olursa olsun, bireyi aşı olmaya zorlayamaz.

Bu kişinin kendi hakkıdır ve işin kanuni kısmıdır.

Gelelim güncel duruma. Malum pandemi sürecinde Yeni Korona Hastalığına karşı önleyici aşı çalışmalarına başlandı ve acil kullanım onayı alan birkaç aşı ile bağışıklık sistemimize virüs tanıtıldı ve bağışıklığımızın gelişmesi sağlandı. Bilimsel veriler aşılanma sonrasında virüse karşı koruyucu antikor geliştiğini gösterdi ve bilimsel dergilerde yayınladı. Faz I, II ve III çalışmalarının kısmi verileri, geliştirilen aşıların güvenli olduğunu, virüse karşı antikor geliştiğini ve aşılananlarda ölüm oranlarının çok düşük olduğunu gösterdi. Bu kadar net sonuçlar içinde aşılama tüm dünyada devam ediyor.

Peki nerden çıktı bu aşı karşıtlığı, kimler bunu tartışıyor ve savunuyor, toplumdan beklentileri nedir?

Biraz geçmişe gidelim.

Edward Jenner; günümüzde çiçekten korunma denilince akla ilk gelen isim. Bağışıklık sistemini çiçek virüsüne karşı dirençli hale getiren aşı çalışmalarını yaparken birçok aşı karşıtı ile savaştı. Bilimde yenilik her zaman bilim insanlarını karşı karşıya getirmiştir. Tartışma platformu bilim kürsüleri ve kongreler olmuştur. Jenner’a da aynı şekilde önce bilim camiasından eleştiriler gelmiştir. 

Jenner 13 kişide yaptığı aşı sonuçlarını Royal Society’nin prestijli dergisi Philosophical Transaction’a yayınlaması için göndermiş ve manidar bir cevap ile karşılaşmıştır. Değerlendirme sonucu yazısı kabul görmemiş ve editörden “Ayrıca daha önce üyeliğe kabul edilmenize yol açan (guguk kuşunun yuvalama alışkanlıkları) adlı çalışmanızla kazandığınız haklı ününüzü gölgelememek için bu çalışmanızı yayımlamadan önce iyi düşünmenizi öneririz.” yanıtını almıştır.

Bu noktada düşünülmesi gereken hangi verilere göre yayının reddedildiğidir. Bilim camiasında bu şekilde bazı çalışmalar ve projeler kabul görmemekte, bilimsel bir veriye göre reddedilme nedenleri açıklanmaktadır. Dikkat edilecek olursa burada tüm iletişim; alanlarında uzman olan bilim insanları arasında olmaktadır. Hatta bilimsel eleştirilerin o alanın uzmanından yapılması en önemli kriterdir.

Diğer taraftan Jenner’a karşı olan sadece bilim camiası değil aynı zamanda din görevlileri ve halktır. Bence en büyük sorun da buradan çıkmaktadır. Nasıl bilim insanlarına gerekli yanıtı bilimsel dille veriyorsanız, bilim dışı tartışmalarda da uygun dille durumu insanlara anlatabilmeniz gerekmektedir.  Her neyse gelelim çiçek macerasının sonuna. M.Ö. 1156’da Mısır Firavunu V. Ramses ile başlayan ve 1977’de Somali Aşçı Ali Maow Maolin ile sonlanan çiçek hastalığı artık Dünya Sağlık Örgütünün 8 Mayıs 1980 bildirisi ile dünyadan silindi.  

Demek ki çiçek aşısı kötü bir önleyici tedavi yaklaşımı değilmiş.

Aşı uygulaması ile bağışıklık oluşturma hem hastalıkların hem de ölümlerin önüne geçmek için en garanti yoldur. Toplum sağlığı açısından incelendiğinde aşılanma çok önemlidir.

Yukarda bahsettiğim çiçek hastalığı dışında aşı ile önlenebilen hastalıklar arasında difteri, boğmaca, tetanoz, çocuk felci ve kızamık gibi ciddi hastalıklar bulunmaktadır.

Peki aşı karşıtlarının argümanı nedir?

Aşı karşıtı olmaktaki en önemli nokta insanların aşı etkinliğine ve aşı içeriğine (mikroorganizmanın canlı veya ölü olması, genetik tabanlı aşılar, içinde alüminyum ve civa bulundurması) karşı şüphe duymalarıdır. Ayrıca hastalıkların da ciddiye alınmaması aşı karşıtlığını oluşturan önemli nedenler arasındadır. Biraz daha düşünsek birçok mücbir sebep bulabiliriz. Bu taraftan bakıldığında önemli ve üzerinde durulması gereken yaklaşımlar olarak görülmekle birlikte bilim insanlarının yaptığı çalışmalar aşılara haksızlık yapıldığını göstermektedir.

Özellikle içinde bulunduğumuz COVİD-19 pandemisinde hastalığın seyrinin ne kadar ağır olduğunu gördük. Aşılamanın hastalığı önlemedeki rolünü de görüyoruz. Peki hala neden aşıya karşıyız. Bilimsel dille bunların hepsi anlatıldığında aklı selim olan herkes zaten bunu kabul edecektir.

Diğer anlamadığım konu da sen aşı olmuyorsun… Peki neden bunun kara propagandasını yapıyorsun ve diğer insanların aşıya karşı tavır almalarını sağlıyorsun.

Eldeki veriler çok açık. Korona aşısı sonrasında tüm dünyada vaka ve ölüm sayıları azaldı. Bunun etkisi kesinlikle aşılama.

Ve unutma… İnsanları aşı karşıtı yapmak bir vebaldir.

Instagram

Linkedln

Twitter

Popüler İçerikler

Bakanlığın Gıda İfşaları Devam Ederken En Fazla At ve Eşek Etinin Satıldığı Şehirler Belli Oldu
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Tolunay Kafkas, "El Sıkmama" Olayına Müdahil Oldu: Hedefinde Volkan Demirel Var
YORUMLAR

Aşı karşıtlığı yok. Aşı adayı karşıtlığı var. Faz 3 çalışması yapılmamış, yan etkileri bilinmeyen bir sıvı enjekte ediliyor. Aşı olduktan 5-7 gün sonra pıhtı atması olasılığı tespit edildi. Kalp iltihabı, kalp krizi riski tespit edildi. Çalışmalar henüz bitmedi. Aşı adayının kendine enjekte edilmesine izin veren deneklerden gelecek sonuçları bekliyoruz. Faz 3 çalışması nasıl yapılır, Pfizer'in web sitesinde var. 7 yıl sürüyor çalışma ve piyasaya sürüldükten sonra da faz 4 olarak devam ediyor..

29.06.2021

O zaman aşı olmayanlar 7 yıl evde kalsın. Faz 3 bitince çıkarsınız.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ