Frankenstein'ın hikayesinin ardında kulaklarınıza inanamayacağınız gerçekler var. Kulaklarınıza inanamayacağınız bu gerçekleri sizler için Cultura Colectiva'dan derledik.
Frankenstein'ın hikayesinin ardında kulaklarınıza inanamayacağınız gerçekler var. Kulaklarınıza inanamayacağınız bu gerçekleri sizler için Cultura Colectiva'dan derledik.
Peki birçok filme ve hikayeye konu olan bu kitabın konusunun nereden geldiğini biliyor musunuz? Kulağa oldukça şaşırtıcı geleceğini biliyoruz ama Shelley kitabında geçenleri çocukluğunda yaşadı. 18. yüzyılın ilk yarısında İtalyan bir bilim adamı o kadar şaşırtıcı ve acımasız deneyler yapıyordu ki, sonunda en gençler bile bunları duymaya öğrenmeye başlamışlardı. Victor Frankenstein karakterine de ilham olan bu bilim adamı Giovanni Aldini'ydi.
Luigi özellikle ölü kurbağalar üzerine çalışmalar yapıyordu. Çalışmaları sırasında kurbağalara elektrik akımı verdiği zaman bacakların seğirdiğini fark etti. Bu bulgusuna dayanarak sinirleri bağlayan sıvıyı uyardığında hayatını kaybeden birini hayata döndürebileceğine inanıyordu.
Dr. Galvani hayatını kaybettiğinde yeğeni deneylerini geliştirmek ve daha farklı, daha kompleks şeyler denemek için yollar düşünmeye başladı. Daha önce yaptığı deneyleri, daha karmaşık sinir sistemleri olan büyük hayvanlarda uygulamaya başladı. Bir süre sonrasında ise aralarında koyun, domuz ve ineklerin de bulunduğu hayvanları yeniden hayata döndürmeye çalıştığı için ilgi odağı haline geldi.
Aldini bu deneylerden sıkıldı ve bilimsel merakını tatmin edememeye başladı. Daha tutkulu bir şeyler arayışındaydı. Bu nedenle cesetler üzerinde çalışmaya başladı. Denek bulmak için suçluların idam edildiği Maggiore Meydanı'na gitti. İnfazı gerçekleştiren kişi uzaklaşınca cesetleri alarak laboratuvara götürdü. Zaman ilerledikçe daha önce hiç düşünmediği bir problem oluştu. Vücuttan bu kan çekildiği için elektriksel uyarıların hiçbir anlamı olmuyordu. O dönemlerde İtalya'da infazlar baş kesilerek yapılırken İngiltere'de darağacı kullanılıyordu. Aldini bu nedenle Londra'ya giderek yeni idam edilen bir suçluyu istedi.
İşler işte tam da bu noktada ilginç bir hal almaya başladı. Deneyi izleyen kalabalık bedenin kıpırdamaya başladığını, yüz kaslarının hareket ettiğini ve sol gözünün açıldığını görünce şok oldu. Hatta bir noktada George'un bedeni nefes alıyor gibi göründü. Aldini'nin güç devresi tükenince George da tükendi elbette. Aldini deneyini başarısızlık olarak görse de, deneye tanıklık eden doktorlar bunun bir mucize olduğunu düşündüler.
Fakat zaman geçtikçe hikaye özünden sapmaya, abartılmaya başlandı. Giovanni'nin arkadaşının kızı olan küçük Mary Shelley de tam da bu noktada hikayeleri duydu.
Hakikaten Dr. Victor Frankenstein kişisel özellikleri ve niyetiyle Giovanni Aldini'ye oldukça benziyor. Neyse ki, benzerlikleri yalnızca bununla sınırlı. Aldini'nin kullandığı yöntem George Foster'ın üzerinde işe yarasaydı bugün nasıl bir dünyada yaşıyor olurduk, düşünebiliyor musunuz?
E defibrilasyonu icat etme yolunda ilk adımı atmış adam. Üstelik küçük bir kıza yazar olma yolunda ilham perisi olmuş. Biçoğumuzun başardığından fazla. Cumhuriyet Bayramı’mız kutlu olsun.
Sonuç?
Keşke kaynak belirtseydin, çevirdiğin site için