Yakın tarihin dehşet verici hikayelerinden biri, 1993 yılında tüm hayatının yalan olduğu açığa çıkarılınca aile üyelerini öldürüp intihar etmeye çalışan sahte doktor Jean Claude Romand'ınkiydi. Romand'ın korkunç hikayesine detaylı bir şekilde bakalım istedik. İyi okumalar.
Ailesinin tek oğlu olan Romand, oldukça çalışkandı. İlkokulu ve liseyi başarıyla bitirdikten sonra, 1972 yılında tıp fakültesine kaydını yaptırdı. Fakültenin ikinci senesinde eğitimini yarıda bıraktı, ancak ailesi ve arkadaşları bu durumdan haberdar değildi.
Okulu bıraktıktan sonra tıp fakültesinin sınavlarına girermiş gibi yapan Romand, sınavların başlangıcında ve sonunda sınav alanında göründü. Tam 18 yıl boyunca ailesini ve yakın çevresini başarılı bir doktor olduğuna ve Dünya Sağlık Örgütü'nde (WHO) görev yaptığına inandırdı.
Aslında işsiz olan Romand, eşine de Dünya Sağlık Örgütü'nün Cenevre'de bulunan merkezinde çalıştığını söyledi. Boş vakitlerinde tıp kitapları okudu ve WHO merkezindeki broşürlerden faydalandı. Annesi, babası, eşi ve çocukları başta olmak üzere herkese doktor rolü yaptı.
Gecenin sonunda gerçek doktor ev sahibine 'Böyle insanları görünce insan kendisini küçük hissediyor', itirafında bulundu!
Romand herkese doktorluktan kazandığı parayı İsviçre'deki bankalara yatırdığını söyledi. Kendi anne babasından da, eşinin ailesinden de sık sık borç aldı. Hatta bir dönem el altından sahte kanser ilaçları bile sattı. Tüm bunlar sayesinde bir villa, bir de araba almayı başardı. Dışarıdan bakıldığında yaşantısının gerçek bir doktorunkinden ayırt edilebilmesi imkansızdı. Ailesine Japonya'da ya da ABD'de mesleğiyle alakalı bir konferansa gittiğini söyleyip Cenevre'de bir otoparkta günlerini geçiriyor, ardından eve geri dönüyordu.
Dünya Sağlık Örgütü'nü aradığında eşine ulaşamaması ve organizasyonda yer alan isim listesinde eşinin adının yer almıyor oluşu Florence'ın şüphelerini kuvvetlendirdi. Üstüne üstlük eski metresi Chantal, Romand'ın kendisinden borç aldığı 90,000 Frank parayı geri istiyordu. Tüm bu yaşananlar, iflah olmaz bir narsist ve yalancı olan Romand'a tek bir çıkış yolu bıraktı: Cinayet.
Romand, eşi Florence'i bir oklavayla, iki küçük çocuğunu da tüfekle vurarak öldürdü. Bu cinayetlerin ardından bir süre evde oturup gazete okudu ve televizyon izledi, sonra akşam yemeğini yemek için anne babasının evine gitti. Burada yaşlı anne babasını ve onların labrador cinsi köpeklerini de vurarak öldürdü.
Eski sevgilisi Chantal'ı bir arkadaşıyla tanıştırmak vaadiyle arabasına alan Romand, genç kadını biber gazı sıkarak etkisiz hale getirdi ve boğarak öldürmeye çalıştı ancak başarısız oldu. Olay üzerine Chantal'dan defalarca kez özür dileyerek 'bir tür beyin tümörünün hareketlerini olumsuz etkilediğini' iddia etti.
Eşini ve çocuklarını öldürdüğü eve dönüp her yere benzin döken Romand, pijamalarını giydikten sonra tarihi geçmiş barbitüratları yutarak intihara kalkıştı. Ancak şans eseri evi yanarken yakından geçen bir grup çöpçü, itfaiyeye haber verdi. İtfaiye ekipleri yangını söndürüp Romand'ı kurtardı.
Olayın ardından komaya giren Romand, bir süre sonra komadan da çıktı ve olaydan sağ kurtuldu.
Romand'ın kiraladığı BMW marka araçta kendi el yazısıyla yazılmış bir intihar notu bulundu. Notta 'sıradan bir kaza ve bir adaletsizlik insanı deliliğe sürükleyebilir, üzgünüm' yazılıydı. Olayın ardından yapılan soruşturmalar sonucunda Romand'ın 19 yıl boyunca en yakınlarına yalanlar söylediği açığa çıktı ve ömür boyu hapse mahkum edildi.
Romand'ın eşi Florence'ın babası, 1988 yılında merdivenlerden yuvarlanıp hayatını kaybetmişti. Olayın tek görgü tanığı ise kendisinden epey bir borç almış olan damadı Jean-Claude'dü. Olay o vakitlerde kayıtlara kaza olarak geçti; ancak sağlık ekipleri yaşlı adamın son sözlerinin 'Jean-Claude' olduğunu iddia ettiler.
Romand, hapiste geçirdiği 25 yılın ardından şartlı tahliye için mahkemeye başvurdu. 2019 yılının Haziran ayında psikolojik sorunları gerekçe gösterilerek tahliye edilen katil, hayatının geri kalanını ev hapsinde geçirecek.