Davaya bakan İstanbul 4. İdare Mahkemesi kararında; vakfın yaptığı ilk itirazda İstanbul 2. İdare Mahkemesi'nin aldığı nihai ret kararına atıf yaptı.
İlk mahkeme kararında taşınmazın ecrimisil ödeyerek kullanılmasının geçerli bir hukuki ilişkiye dayalı olarak kullanıldığı anlamına gelmeyeceğine dikkat çekilmişti.
Taşınmazın herhangi bir sözleşme ya da tahsis kapsamında kullanıldığına ilişkin bir belge bulunmadığı, dolayısıyla vakfın fuzuli işgal durumunun sabit olduğu vurgulanmıştı.
Ayrıca taşınmazın ortak hizmet projesi yürütmek amacıyla yurt olarak vakfa tahsisine ilişkin 2015 yılında yapılan bir protokol bulunduğu, ancak protokolün ortak hizmet projesinin yürütülmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle sonlandırıldığı aktarılmıştı.
Protokolde yer alan ve vakfa tahsis edilen taşınmazın Üsküdar Ahmediye Mahallesi'nde başka bir taşınmaz olduğu ve TÜGVA'nın İstanbul İl Temsilciliği olarak kullanıldığına dikkat çekilerek dava konusu taşınmazın söz konusu protokolde yer almadığı da vurgulanmıştı.
Davacı vakıf tarafından aksini kanıtlayacak bir iddianın ileri sürülmediği ifade edilmişti.
yaw bak hissediyorum değişiyor bişeyler, bunlar daha bebek adımları, asıl yargılamaları çekirdek çitleyerek izliicez azıcık sabır
Hukuk güzel şey!
dikkat edin binayı çıkarken yakmasınlar kanları bozuk bunların arap ingiliz amerikalı katarlısı hepsi geçti üstlerinden delikli nane şekerine döndü artık bu kaşarlardan herşey beklerim.