Tuğrul Türkeş: 'İdam Cezasına Karşıyım, Faydasından Çok Zararı Olur'

İdam cezası tartışmalarıyla ilgili konuşan ve idamın geri getirilmesine karşı olduğunu söyleyen Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, 'Faydasından çok zararı olur' dedi. Türkeş, eski partisi ile yeni partisi arasındaki Anayasa taslağına ilişkin görüşmelerle ilgili ise, AK Parti'yi referanduma itmenin Bahçeli'nin erken seçime yönelik bir siyasi tuzağı olabileceğini söyledi.

'Yanlış bir adım attırırsan %49 dahi alsa referandumu kaybetmiş olur'

'Referandum genel seçim değildir. 7 Haziran’da yüzde 41 alırsın, 1 Kasım’da yüzde 49.5’e çıkarırsın ve mutlak galipsin. Referandumda aynı yüzde 49.5’u aldığında seçimi kaybettin demektir. Referandumu kaybetmek cumhurbaşkanının yasal ve meşru olduğunu tekrar tartışmaya açar. AK Parti’nin buna dikkat etmesi lazım.

Meclis’te 40 milletvekiliyle iktidar partisine bir zarar veremezsin ama yanlış bir adım attırırsan referandumda yüzde 49 dahi alsa AK Parti referandumu kaybetmiş olur ve opsiyonlardan biri de takviminden önce seçim yenilemek olabilir. AK Parti’nin bu tuzağa karşı çok dikkatli olması gerekir.'

AKP ve MHP arasında başkanlık sistemini içeren anayasa değişikliği üzerindeki görüşmeler hâlâ devam ediyor.

'İdam cezasının geri getirilmesinin faydasından çok zararı olur'

Tuğrul Türkeş, Türkiye gündemindeki konulardan biri olan idam cezası tartışmalarıyla ilgili de konuştu.

İdam cezasına karşı olduğunu söyleyen Türkeş, 'Ben Türkiye'de idamın geri getirilmesinin zor olduğunu, bunun faydasından çok zararı olacağını düşünüyorum. Birçok platformda dile getiriyorum. Milletvekili arkadaşlarımızla da konuşuyoruz. Hepsi bilir ki Tuğrul idama karşı' dedi.

Tuğrul Türkeş 1 Kasım seçimleri öncesinde AK Parti'nin Ankara adayı olmuş, seçimlerde milletvekili seçilerek yeni hükümette de başbakan yardımcılığı görevine devam etmişti.

Popüler İçerikler

TikTok’ta "Karagül" Adıyla Açtığı Yayınlarla İnfial Yaratan Kadının Çocuklarını Devlet Korumaya Aldı!
Araştırma: Türkiye'de En Çok Hangi Yemekler Sipariş Ediliyor?
Öğretmen Olmak İçin Şartlar Değişiyor: Öğretmenler Artık Üniversiteden Sonra Atanamayacak!
YORUMLAR
28.11.2016

Öncelikle asla Tuğrul Türkeş'i savunmuyorum. Başka bir partinin şakşakçılığı da değil yaptığım ancak; Bu ülkede bu yargı, adalet sistemiyle eğer idam olsaydı; suçsuz olduğu geç de olsa anlaşılan Soner Yalçın’lar, Mustafa Balbay’lar, Tuncay Özkan’lar ve Atatürkçü tüm komutanlar Ergenekon hikâyesi altında, vatanın bölünmez bütünlüğünü yıkmaya çalışma suçu adına idam edilmiş olacaktı. Ve suçsuz oldukları anlaşılınca geriye sadece koca bir özür kalacaktı. Adalet denen kavramın olmadığı yerde, kimse idamı savunmasın! Cezalandırma politikasının genel itibariyle iki önemli amacı vardır. Bunlardan birincisi caydırıcılık, ikincisi ise ıslah etmek. Halkın kin duygularını tatmin etmek ise bunlardan biri değildir, olmamalıdır. idam cezası ise bunların hiçbirini gerçekleştirebilecek niteliğe sahip değil. ayrıca idam cezası verilen ancak yıllar yıllar sonra gerçek failin ölüm döşeğinde suçunu itiraf ettiği vakalar da mevcuttur. Bu nedenle idam cezası bir ceza değil, devlet eliyle intikam alma aracıdır. O yüzden lütfen önce "adalaet"i sağlayın!

28.11.2016

Bu ülkede darbeleri hep Atatürkçü askerler yaptı o kadar insanı astılar ancak hep suçsuzlar bu ülkede ne yaparsan yap Atatürkçüyüm de kimse ses etmez bu çok net anlaşılıyor

28.11.2016

Doğru söylüyor bir açıdan. Ergenekon olsun, balyoz olsun yargılanan herkes vatan hainliğinden içeri alındı. Eğer ki idam olsaydı, idam edilecektiler. Sonra hepsinin suçsuz olduğu, işin içinde fetöcü hakimlerin olduğu gün yüzüne çıktı. Ya bu adamlar idam edilseydi ne olacaktı ? Kİ aralarında intihar eden, ya da kötü hapishane şartlarından dolayı çeşitli hastalıklara yakalanıp vefat edenler oldu. Ne biliyim ya. Adalet olmayan ülkede huzur olmazzz..

28.11.2016

Bana da sorsanız insan bedenine yönelik her türlü saldırıya karşı kısas cezası olsun derim. Göze göz, dişe diş, cana can. Ama elbette dileyen bu hakkı kulanmaktan vazgeçebilir. Ceza hukukunda böyle bir hükmün olması memlekete şeriat geldiği anlamına gelmez. Azıcık adalet duygusu olan birisi bunun böyle olması gerektiğini bilir. İşte cezaevlerine bakın. Hapishaneler bugün suçun hem niteliğini artıyor hem de oranını. Ordaki yaşam koşulları ise insan onuruna ve özgürlüğüne vurulmuş darbedir. İnsan vicdanının kaldırabileceği koşullar değildir. Ancak Her türlü adaletsizliğin ve yolsuzluğun kol gezdiği bir yerde idam cezası birilerinin elinde tehlikeli bir silaha dönüşür. Memleketteki idam sevdasını anlayabilmiş değilim. Önce Adaleti tesis edin. Başta kendisini müslüman olarak tanımlayan iktidar partisi ve seçmenleri bu gerçeği bilmelerine rağmen hiç de samimi değiller çünkü adalet duyguları maalesef gelişmiş durumda değil. Bakın bir örnek vereyim:

28.11.2016

Sigara islam inancına göre haram olmamasına rağmen -ki değil- kuran bunu yasaklamamış sigara reklamlarını yasaklamak için kendilerini yırtıyorlar. Alkol kuranda haram denmiş ama herhangi bir yaptırımı cezası yok. Hatta alkollüyken aklınız başınıza gelene kadar namaza yaklaşmayın bile denmiş. Yani aklın yerindeyse damarlarında alkolün dolaşmasını ibadete engel olarak bile görmemiş. Ancak alkol reklamları da bugün yasak. Alkol reklamları serbest olsun deseniz inanın memlekette kıyamet kopar. Ancak Allah kuranda kim FAİZ yerse o Allah ile harp ettiğini bilsin demiş. Yani faiz yemeği Allah ile savaş sebebi görmüş. Kuranda hiç bir günah için Allahın bu kadar sert bir tavır koyduğunu göremezsiniz ama FAİZ REKLAMLARI nedense yasak değil. Din SAMİMİYETTİR. Müslümanlar ise hiç de samimi değiller. (not: dileyen faiz reklamı da verebilir. yasaklansın demiyorum sadece örnek vermek için kullandım.)

TÜM YORUMLARI OKU (14)