Türk Tabipler Birliği'nden (TTB), ilaç ve tıbbi malzemelerin temini ile ilgili yaşanan sorunlara ilişkin yapılan açıklamada, 'Yaşamsal önemdeki ilaç ve tıbbi malzemelerin temini için gerekli önlemler bir an önce alınmalıdır' ifadeleri kullanıldı.
Türk Tabipler Birliği'nden (TTB), ilaç ve tıbbi malzemelerin temini ile ilgili yaşanan sorunlara ilişkin yapılan açıklamada, 'Yaşamsal önemdeki ilaç ve tıbbi malzemelerin temini için gerekli önlemler bir an önce alınmalıdır' ifadeleri kullanıldı.
'Türkiye, tarihinin en büyük ekonomik ve siyasal krizlerinden birini yaşıyor. Emekçilerin ücretlerinin düşük tutulması için her türlü yola başvurulurken, özellikle temel ihtiyaçlara yapılan yüksek zamlar ile yurttaşlara nefes bile aldırılmıyor' denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
Ekonomik krizin derinleştiği koşullarda sağlığa erişim giderek zorlaşıyor. Son aylardaki döviz kurlarındaki artış ile birlikte pek çok hastalığın tedavisinde kullanılan yaşamsal önemdeki bazı ilaç ve tıbbi malzemenin temininde güçlükler yaşandığına ilişkin çok sayıda şikâyet, meslektaşlarımız ve halk vasıtasıyla Türk Tabipleri Birliği’ne bildirilmektedir.
Bilindiği gibi 2007 tarihli “Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair Karar” hükümleri gereğince ülkemiz; Avrupa’da en ucuz ilaç tedarik eden (Fransa, İspanya, İtalya, Portekiz ve Yunanistan) 5 ülkenin ortalamasını alıp buna ek olarak ilacın imal ve ithal edildiği ülkelerin ecza deposunda yapılan satış fiyatlarının en düşüğünü referans fiyat olarak kabul etmektedir. Ulusal bir ilaç politikasının ve ilaç/hammadde endüstrisinin olmaması nedeniyle hayati öneme sahip birçok ilaç, yurtdışından getirtilmektedir. Yurtdışından ithal edilerek Türkiye’ye gelen ilaçlar için Şubat 2021 tarihinde güncellenen Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun (TİTCK) internet sitesinden yapılan duyuruya göre; 1 euro'nun değeri 3,81 liradan 4,57 liraya çıkarılarak sabitlenmiş durumdadır. Son haftalarda euro'nun 15 TL’nin üzerinde seyretmesi, ilaç ve tıbbi malzeme temininde yaşanmakta olan krizin nedenlerinden bir tanesidir.
Türkiye’de uygulanan ilaç fiyatlandırma politikaları, döviz kurlarındaki yükselme ve sabit kur uygulaması nedeniyle ilaç firmaları; zarar ettikleri gerekçesi ile ilaçları serbest eczane ve sağlık kuruluşlarına arz etmeme eğilimi göstermektedir. Bu nedenle, en temel ağrı kesicilerden (Parasetamol vb.), kanser tedavisinde kullanılan yaşamsal önemdeki bazı kemoterapilere kadar ilaçların temininde zorluklar yaşandığı görülmektedir. Benzer sıkıntı birçok kronik hastalığın tedavisinde kullanılan ithal ilaçlarda da söz konusudur.
Halen stokları bulunan ithal ilaçların tükenmesinden sonra sorunun daha yaygın ve daha da yakıcı bir boyut kazanacağından; bazı kemoterapi ilaçları gibi alternatifi olmayan kritik ilaçların bulunamayacağından endişe edilmektedir.