Onedio Logo

Truva’nın Son Yanılgısı: Barışın Suretine Gizlenen Yıkım

Kapak Görseli

Troya toprakları, Ege’nin serin rüzgârlarıyla beslenen, tanrıların bile gıpta ettiği bir medeniyetin beşiğiydi. Homeros’un dizelerinde ölümsüzleşen bu şehir, sadece taş surlarla değil, insanlığın en kadırga tutkularıyla da örülmüştü. Tarih, burada yazılan destanları 'zafer' ve 'ihanet' kelimeleri arasında sıkıştırsa da asıl trajedi, insanın kendi zafiyetlerine yenik düşüşünde saklıydı. Nietzsche’nin dediği gibi, 'En büyük düşman, insanın kendi içindeki kör noktadır.' Truva Atı da tam bu noktadan sızdı: Barışın parıltılı sureti altında.

On Yılın Ardından: Ruhların Kuşatması İçin Yeterli Zaman mı?

On Yılın Ardından: Ruhların Kuşatması İçin Yeterli Zaman mı? Görseli

On yıl... Bir çocuğun doğumundan ergenliğine, bir kralın tahttan ölümüne uzanan bir zaman dilimi. Savaş, artık fiziksel bir mücadeleden çok, kolektif bir psikoz halini almıştı. Thucydides’in Peloponnesos Savaşı’nda anlattığı gibi, uzayan savaşlar toplumları içten kemiren bir 'ateşli humma'ya dönüşür. Truva’da da halk, yorgunluktan düşen bedenlerini değil, kırılan umutlarını taşıyordu sokaklarda. Savaş naraları, yerini boş tencere seslerine bırakmış; tanrılara adanan kurbanlar, yerini sessiz dualara terk etmişti.

Düşmanın aniden çekilmesi, bir teslimiyet değil, bir stratejiydi. Sun Tzu’nun Savaş Sanatı’nda vurguladığı üzere, 'Gerçek zafer, savaşmadan kazanılandır.' Yunanlıların geride bıraktığı devasa tahta at, işte bu felsefenin somutlaşmış haliydi. Ama Truva halkı, barışın sessizliğine o kadar susamıştı ki, Aristoteles’in Retorik’te tarif ettiği 'pathos' (duygusal çöküş) tuzağına düştü: Mantık, özlemin gölgesinde kayboldu.

Barışın Retoriği Budur; İknanın Karanlık Sanatı… 

Tahta atın surlara alınışı, siyasi tarihin ilk psikolojik operasyonlarından biriydi. Platon’un Devlet’inde uyardığı gibi, 'İktidar, gerçeği manipüle edenlerin elinde bir silaha dönüşür.' Truva ileri gelenleri, atı bir 'armağan' olarak kabul ederken, aslında düşmanın retoriğine yenik düşmüştü. Sophokles’in Antigone’sindeki Kreon gibi, gurur ve kibir arasında sıkışan bir iradeydi bu. Kassandra’nın çığlıkları ise, tarihin tekerrür eden bir motifi haline geldi: Kassandra Kompleksi. Psikoloji literatüründe, felaketi öngören ancak sesi duyulmayanların trajedisini anlatır bu terim. Carl Jung’un dediği gibi, 'Toplumlar, hakikati reddettiklerinde, kâhinler lanetli sayılır.' Truva’da da Kassandra’nın kehanetleri, barış naraları arasında boğuldu. Oysa Herodot, Tarih’inde şöyle yazar: 'En tehlikeli an, zaferin en yakın göründüğü andır.'

İçten Başlayan Çürüme, Yıkımın Sosyolojisinin Habercisi miydi?

İçten Başlayan Çürüme, Yıkımın Sosyolojisinin Habercisi miydi? Görseli

Truva’nın düşüşü, dışarıdan çok içeriden beslenen bir çürümenin sonucuydu. İbn Haldun’un Mukaddime’sindeki asabiyet kavramının çözülüşünü andırıyordu bu; Toplumsal dayanışma, yorgunluk ve umutsuzlukla yerini bireysel çıkarlara bırakmıştı. Tahta at, sadece bir savaş hilesi değil, aynı zamanda kolektif bilincin zaafının bir metaforuydu.

Machiavelli, Prens’te şöyle der: 'Halk, görünenle yönetilir.' Yunanlılar da bu ilkeyi kullanarak, Truva’nın en derin korkusunu (sonsuz savaş) en büyük arzusuna (ani barış) dönüştürdü. Atın içine saklanan askerler, bedenlerden çok, Truva’nın içine sızan bir fikri temsil ediyordu: 'Düşman artık yok.' Oysa düşman, en tehlikeli biçimde, zihinlerde varlığını sürdürüyordu.

Truva Atı’nın mirası, bugün siber savaşlar, dezenformasyon ve algı operasyonlarıyla yaşıyor. Edward Snowden’ın ifşaları, modern devletlerin 'gizlilik' kisvesi altında nasıl veri sızdırdığını gösterdi. Noam Chomsky’nin 'Rızanın İmalatı' kavramı, barış söylemleriyle kamufle edilen emperyal politikaları anlatır. 21. yüzyılın Truva Atları, artık tahtadan değil, dijital kodlardan inşa ediliyor.

George Orwell’in 1984’teki 'çiftdüşün' kavramı, gerçekliğin manipüle edildiği çağımızda daha da anlam kazanıyor. Nasıl ki Truva halkı atı 'armağan' olarak gördüyse, bugün de toplumlar, 'güvenlik' vaatleriyle özgürlüklerinden vazgeçiyor. Zygmunt Bauman’ın 'akışkan modernite' tanımındaki gibi, gerçekle yalanın sınırları silikleşiyor.

Gerçek Barışın Anatomisi

Truva Atı, insanlığın naiflik ve kibrinin simgesidir. Hegel’in diyalektiğinde vurguladığı gibi, 'Tarih, hatalardan öğrenilen bir diyalogdur.' Gerçek barış, ancak şu üç sacayağı üzerinde yükselebilir:

Şeffaflık: Platon’un mağara alegorisi’ndeki gibi, gölgelerle değil, ışıkla yüzleşmek.

Eleştirel Akıl: Kant’ın 'Aydınlanma, insanın kendi aklını kullanma cesaretidir' sözünü rehber almak.

Kolektif Hafıza: Santayana’nın uyarısını unutmamak: 'Geçmişi hatırlamayanlar, onu tekrar yaşamaya mahkumdur.'

Yıkım, çoğunlukla en çok umutlandığımız anda, en zarif kılıkta gelir. Truva bize bunu öğretti: 

En büyük zafer, kendi zaaflarımızı tanıyabildiğimizde başlar.

Bu yüzden Truva Atı, bir masal değil; bir uyarıdır. Özellikle çağımızda, her barış kelimesinin altı özenle doldurulmalı, her sessizliğin içi dikkatle dinlenmelidir. Çünkü asıl mesele, kapıya gelenin ne dediği değil; o kapının ardında ne sakladığıdır.

Instagram

X

LinkedIn

Facebook

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Tartışmalara Neden Olan Radar Cezaları Hakkında Flaş İddia: Trafik Cezaları İptal Edilebilir!
Tartışmalara Neden Olan Radar Cezaları Hakkında Flaş İddia: Trafik Cezaları İptal Edilebilir!
Gezici Araştırma Yeni Anket Sonuçlarını Açıkladı: AKP'de Zirvedeki İsim Hakan Fidan Oldu
Gezici Araştırma Yeni Anket Sonuçlarını Açıkladı: AKP'de Zirvedeki İsim Hakan Fidan Oldu
İsrail'in İran'a Yaptığı Peş Peşe Saldırılara Hangi Ülke Ne Tepki Verdi?
İsrail'in İran'a Yaptığı Peş Peşe Saldırılara Hangi Ülke Ne Tepki Verdi?