Trump'ın Dışişleri Bakanı Kim Olacak?

ABD'de Ocak ayında başkanlık koltuğuna oturacak Trump, kabinesini oluşturmaya çalışırken en çok dışişleri bakanlığı üzerinde duruyor. Adaylar arasında General Petreaus da var, Bush’u Irak’ın işgaline ikna edenlerden biri olan John Bolton da.

Kabinesini oluşturmaya çalışan ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump'ı, en çok zorlayacak alanlardan birinin dış siyaset olması bekleniyor. Seçim çalışmaları sırasında Rusya ile yakınlaşmayı öneren, İran ile yapılan nükleer anlaşmaya karşı olduğunu belirten, serbest ticaret anlaşmalarını gözden geçirmeyi vaat eden Trump, göçmen karşıtı politikalar izleyeceğini de duyurmuştu.

Trump'ın en muğlak mesajlar verdiği alan Suriye sorunu. Trump, seçim kampanyası boyunca IŞİD ile savaşmanın daha önemli olduğunu, bunun için gerekirse Esed’in yönetimde kalmasına razı olacağını söyledi. Suriye muhalefetine, ABD’nin verdiği desteği kesmeyi düşündüğünü ifade etti, buna karşılık şimdiki ABD yönetiminden destek alan PKK’nın Suriye kolu PYD ile Türkiye’yi barıştırabileceğine inandığını da söyledi.

Senato'nun da onayına sunacak

Seçildikten sonra verdiği söyleşilerde de, Suriye konusuna değinmemeyi ya da kayıt dışı konuşmayı tercih eden Trump’ın birlikte çalışmak isteyeceği dışişleri bakanı bu açıdan da önemli.

Trump, birlikte çalışmak istediği dışişleri bakanını belirleyince, bu ismi Senato'nun da onayına sunacak.

Parti içi dengeler açısından da önemli

Trump’ın dışişleri bakanlığına seçeceği isim, hem Trump’ın nasıl olacağı merak edilen dış politikasını belirlenmesinde etkili olacak, hem de Trump’ın kendi partisi, Cumhuriyetçi Parti içindeki dengelerin sağlanmasında önemli bir rol üstlenecek.

Zira Trump, henüz ön seçim aşamasındayken de Cumhuriyetçi Parti’nin dış politika ve ulusal güvenlik konularında çalışan yaklaşık yüz isim, Trump’ın başkan olmaya ehliyetli olmadığını belirten bir açık mektup yayınlamışlardı. Hatta George W. Bush döneminde Dışişleri Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik Danışmanlığı yapan Condolezze Rice, Trump’ın yarıştan çekilmesi gerektiğini savunmuştu. Trump ise bu eleştirileri ‘başarısız ve gücü paylaşmak istemeyen Washington elitlerinin çabası’ olarak nitelendirdi.

Amerika’daki Şükran Günü kutlamalarından sonra dışişleri bakanı arayışına hız veren ve adaylarla teker teker görüşmeye başlayan Trump’ın, bu görev için düşündüğü isimlerse şöyle:

Mitt Romney

2012’de Cumhuriyetçilerin başkan adayıydı. Adaylığı sırasında Suriye muhalefetini silahlandırmayı savunmuştu. Daha sonra da benzer bir çizgi izledi.

Romney, Trump’ın aday olmasına da açıkça karşı çıkan Cumhuriyetçilerden. Hatta Trump’ın adaylığını ‘saçma ve komik’ olarak nitelendirdi. Bu nedenle, Romney’in dışişleri bakanlığı adaylığına Trump’un seçim ekibinden de açık bir muhalefet var. Romney’yi kabinede görmek istemediklerini ekranlarda bile söyleyenler oldu. Bununla birlikte Trump, Cumhuriyetçi Parti içinde kendisine muhalefet eden isimleri yumuşatmaya karar verirse, manevra yapabilmek amacıyla Romney’yi olası adaylardan biri olarak değerlendiriyor.

Rudolph Giuliani

Trump’ın seçim ekibindekilerin bir kısmının dışişleri bakanı olarak görmekten hoşnut olacaklarını gizlemedikleri isim, New York'un eski Belediye Başkanı Giuliani. Zira başından beri Trump’ın yanında yer almıştı.

11 Eylül saldırılarında New York Belediye Başkanı olan Giuliani, o dönemde halkın sempatisini topladı. New York’ta suça karşı verdiği mücadeleyle de tanınıyor. Obama yönetimine Kongre onayı olmadan Suriye’ye saldırı düzenlenmesi çağrısı yapmış, Putin’i de övmüştü. Ancak, Giuliani’nin ülke dışında çok fazla iş ilişkisine sahip olması, Trump’ın ekibinde, göreve aday gösterilmesi ‘çıkar çatışması’ tartışmalarına yol açar mı endişesi doğuruyor.

General David H. Petraeus

Trump’ın dışişleri bakanı arayışında kuvvetli bir biçimde öne çıkan isimlerden biri de eski CIA Başkanı ve ordu komutanı Petraeus.

Petraeus, Türk kamuoyunda, 2003'te Irak’ta hava indirme tümeni komutanlığı yürüttüğü sırada, Süleymaniye’de Türk askerinin başına çuval geçirilmesi olayıyla hatırlanıyor.

Afganistan ve Irak’taki işgal kuvvetleri komutanlığı da yapan, 37 yıllık askeri kariyeri bulunan Petraeus, Suriye’de uçuşa yasak bölgeyi savunuyor ve Suriye muhalefetine destek vermekten yana.

Petraeus, Obama döneminde CIA Başkanlığı yaparken, evlilik dışı ilişki yaşadığı bir biyografi yazarına gizli belge verdiği anlaşılınca istifa etmişti. Gizli belgelere gereken özeni göstermemiş olması, dışişleri bakanlığına aday olması durumunda epey tartışılacak konulardan biri olabilir.

John Kelly

Trump'ın Dışişleri Bakanlığı için düşündüğü başka bir asker de elli yıl orduda bulunduktan sonra geçen sene emekli olan General John Kelly. Kelly, ABD Senatosu'nun Meksika sınırı ile ilgili sorularını yanıtlerken verdiği sert yanıtlarla Trump'ın dikkatini seçti. Halkın Kelly'ye sempatisinin nedeni ise bir oğlunu 2010 yılında Afganistan'da kaybetmesi. Zira ABD'nin yürüttüğü savaşlarda çocuğunu kaybeden en üst yetkili kişi Kelly. Emekli General, Obama'nın Küba Guantanamo'daki işkence iddialarıyla özdeşleşen askeri cezaevini kapatma kararına da karşı çıkmıştı. Kelly, Obama yönetiminin izlediği politikaların Ortadoğu'da İran'ı güçlendirdiğini de öne sürüyor.

Bob Corker

Senato Dışilişkiler Komitesi Başkanı Corker, başından beri Trump’a destek veren isimlerden biri. O da Trump gibi emlâk piyasasında kazandığı ünü ve parayı siyasete girmek için kullandı. Ayrıca o da Trump gibi göçmen karşıtı politikaları savunuyor. İsmi, başkan yardımcılığı için de geçmiş ancak kendisi kabul etmemişti.

Corker, Suriye’de uçuşa yasak bölgeyi savunanlardan. Obama’nın Suriye politikasını da ağır bir biçimde eleştirenler arasındaydı. Ona göre bu politika Beşşar Esed ve Rusya’nın güçlenmesine neden oldu. Corker’a göre, Esed kimyasal silah kullandığında Obama yönetimi, daha önce söylediği gibi, Suriye’ye askeri müdahalede bulunsaydı, Suriye’de durum bu kadar kötüleşmeyecekti.

Bununla birlikte Corker, dışişleri bakanlığı adaylığı kendisine sorulduğunda bu göreve başkasının getirileceğini düşündüğünü söyledi.

John R. Bolton

Bush döneminde ABD’nin BM Büyükelçiliği'ni yapan Bolton, önde gelen neo-conlardan biri. Demokratların iddialarına göre, 2003’te Irak’ın uranyum zenginleştirmesinin peşinde olduğu yönünde, sonradan yalan olduğu da ortaya çıkan İngiliz İstihbarat raporunu, Bush’un ulusa sesleniş konuşmasına konulmasına ikna eden ve böylece Irak’ın işgaline giden yolun açılmasına katkı sağlayan isim. Ayrıca Güvenlik Meseleleri için Yahudi Enstitüsü olarak bilinen önemli neo-con JİNSA kuruluşuyla çok iyi ilişkileri var. Bolton, İran ile yapılan nükleer anlaşmaya karşı. Geçmişte İran’ın bombalanması gerektiğini de savunmuştu.

Al Jazeera, Washington Post, New York Times, Bloomberg, Huffington Post

Popüler İçerikler

Çiçekten Para Mı Kazanacaksın Deyip Güldüler: Şimdi Bir Kilodan 500 Bin Lira Kazanıyor
Doğu Ekspresi Seyahatinin O Kadar da Romantik Olmadığını Söyleyen Adam Bilinmeyenleri Anlattı
'Atatürk' Yorumu Büyük Tepki Çekmişti: İlber Ortaylı'dan Daron Acemoğlu'na Tarih Dersi!
YORUMLAR
02.12.2016

bizimkilerden verelim üste para da verelim maaşını biz ödeyelim ama yeter ki bizden olsun

Pasif Kullanıcı
02.12.2016

Fatih Terima olsun...

02.12.2016

bolton hanedanlığındna birisi geliyor yine :D bastard savaşları yakındır

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ