Görev adamıdır. 90 dakika boyunca ritm tutulmasına yardımcı olur ve yüzündeki gergin ifadeyi hiç bozmaz. Tribünlerin olmazsa olmazlarındandır.Hakeme, rakibe hatta kendi oyuncusuna, oradan takımın masörüne kadar küfür eder, uçan kaçan kurtulmaz elinden, ana bacı bırakmaz. Tüm tribün bu adamdan oluşsa tahkim sezonluk saha kapatma cezası verir.'Kapalı uyumaaa! Bağırın ulaaağn!!' diyerek güruhu coşturur, taraftar istediği kıvama gelmedikçe dellenir. Bağırmayan taraftar grubuna doğru attığı sert bakışlar dağları deler.Maçtan önce ceplerindeki bozuklukları ayçekirdeğine çevirip çıtlaya çıtlaya sakince maçlarını seyrederler. Sinirli amigo hiç sevmez bunları.'Heey gol attık hadi sarılalım :))' tadında öpücük kapma eğilimindedir. Kız maçla ilgilenmese telefonuna gömülür, ilgilense umutları hepten yalan olur bir türlü istediği yakınlığı kuramaz.Hangi takımı destekleyeceğini bile bilmemektedir ama maçla ilgileniyormuş gibi yapar. 'Kırmızılar mı biziz?', 'kaç kaç şimdi kim yeniyo?', 'e gol oldu niye sevinmiyoruz?' tarzı sorularla erkek arkadaşını ve çevredeki taraftarları bunaltır. Takımın attığı gollerde sevgilisi, üzerlerine gelen hayasızca akın dursun diye kendini siper eder.Deplasman kovalar, küfür dağarcığıyla herkesi şaşırtır. 08/09 sezonundan bi maç sor tribünde neler olduğunu falan anlatır. Acayiptir.Çevresince çok saygın bir beyefendi olarak bilinir ve 7 dil bilmektedir. Fakat tribüne gidince devcileyin bir taraftara dönüşür. Tüm bestelere katılır ve kan ter içinde kalır. O profesör doktordan artık eser yoktur. Karısı görse tanıyamaz.Üzerinde geçen yılların oluşturduğu gururlu bir yorgunluk vardır. Artık maç izlemeye fırsat bulamaz çünkü tribünden tanıdıklarıyla selamlaşması bittiğinde maç 85. dakikaya gelmiştir.Maç izlerken yer değiştirir, sahaya arkasını döner, sol eliyle kafasının üstünden sağ kulak memesini falan tutar, türlü türlü şeyler yapar. Ruhani bir şekilde takımı için kendini paralar. Maç esnasında bozan havalar bunların yağmur dansları yüzündendir.Eğer görüntü stat ekranından yansıtılıyorsa yanındaki çirkin arkadaşları tarafından 'aa bak çekiliyoruz' şeklinde gösterilir ve hafifçe tebessüm eder. Cool'dur.Kendince bağırarak tezahüratlara girer fakat bir türlü başlattıkları devam ettirilmez. İçi burulur ve birkaç denemeyle daha mücadelesine devam eder, ardından pes eder.Maçtan önce yayıncı kuruluşun spikerleri maç ne olur diye sorar illa. 'Oynasın çocuklar ne güzel :D' kafasındadır. Ellerinden öpülesidir.Takımı sağlı sollu ataklarla rakibi bunaltmaktadır ve taraftar coşkuludur. Memnuniyetsiz abi hariç. Güzel hareketleri bile kritik eder, gençliği zamanındaki takımın nasıl oynadığını anlatmaya başlar. Efsane futbolculardan dem vurur. Takıma kralı gelse onu da beğenmez.Maçı izlerken takımına sürekli direktif verir. Sola pas atmasını istediği oyuncu başkasına pas atınca sinirlenir. Elimde joystik olsa da takımı kontrol etsem diye iç geçirir.Maçlara gelme sebepleri o tribündeki nüfuslu insanlarla çevre oluşturmak, birbirlerinin işlerini görmektir. Gol sevinçleri el sıkışma şeklindedir.Dostlar stadyumda görsün hesabı gelmiştir, maksat facebook falan zengin gözüksün. Kendisini atlıkı fotoğraflara check-in'lere verir. 'Bi de böyle çek' dediği sırada takımı gol yese de umrunda olmaz.