'B*ku başkası yerken felsefe yapmak hep kolaydır zaten.'
Irvine Welsh'in artık bir kült haline gelmiş romanı Trainspotting 1996'te Danny Boyle tarafından sinemaya uyarlandı. Trainspotting'in sinema filmi de en az roman kadar ses getirdi ve sevildi. Danny Boyle, 20 yıl sonra bu maceraya devam ediyor: Trainspotting 2, Mart ayında vizyona girecek. Bu, hiçbir şeyi seçmeyip yalnızca hayatın gerçekleriyle aç kalmayı seçenlerin hikâyesi. Peki hâlâ bu kadar sevilmesinin sebebi ne?
İşte, Trainspotting'in 20 yıl sonra ilk günkü gibi sevilmesinin 13 nedeni!
Avrupa sinemasına bakış açımı değiştiren film. Uyuşturucu hakkında olup da "eroin kötüdür" diye salak salak bağırmadan anlatan tek film.. Bana göre tam bir başyapıt diyebiliriz rahatlıkla. Trainspotting, dibe vurmaktan çekinmeyenlerin öyküsü. Kısa ve hayal kırıklıklarıyla dolu hayatların baştan kabulü… Trainspotting, şimdi ve her zaman, bir iş-bir eş-bir yuva masallarıyla doymaktansa hayatın gerçekleriyle aç kalmayı seçenlerin gün sonu özeti. Yaşamlarını kariyerleri ya da ilişkileriyle anlamlandırmaya çalışanlara inat, bambaşka bir şeylerin üzerine şeytanarabalarıyla tam gaz gidenlerin çarpıcı, unutulmaz, kafası güzel ve hazmı zor hikâyesi “Trainspotting”
Film uyuşturucu bağımlılığın nelere gebe olduğunu gösteren mizansen bir filmdi. İkincisini de merakla bekliyorum. Ewan'ın tekrar oynaması da güzel haber..
Ay hadi gelsin bir an önce de keyifli bir iki saat geçirelim.