11 Eylül'de ilk ders zilinin çalmasıyla birlikte eğitim öğretim yılında yeni bir dönem başladı. Her okul döneminde olduğu gibi, sistemin avantajları ve dezavantajları tartışıldı. Peki başka ülkelerde okullar nasıl? Torunu İngiltere'de okula başlayan bir sosyal medya kullanıcısı, detaylı bir şekile anlattı.👇🏻
Uzun bir yaz tatilinin ardından okula dönen öğrenciler kadar veliler de heyecanlıydı. Fakat velilerin heyecanı, artan okul masraflarıyla birlikte baltalandı desek yeridir.
Defterinden, kaleminden tutun da servis ücretine, formasına, yemek ve kantin fiyatlarına her 'kalemde' artış yaşandı.
Bir sosyal medya kullanıcısı, seçmeli ders adı altında verilen dersleri aslında kendisinin seçmediğini ve zorunlu olarak ders almak durumunda kaldığını paylaştı.
Her okul döneminde tartışmaya açılan bu konular sonrasında, 'diğer ülkelerde durum nasıl?' diye merak ederken torunu İngiltere'de okula başlayan bir kullanıcı, 'sosyal devlet' kavramını bir kez daha gözler önüne serdi.
Tabii özellikle çalışan ebeveynler çocuklarını saat 8'de kahvaltı için bırakabiliyorlar. Öğle yemeği var, 15'te ise ders bitiyor.
Öğrencilerin hayatında çok önemli bir yere sahip olan rehber öğretmenler ise 'ben sizlerin annesi gibiyim' diyerek destek oluyor. Tabii aşçısı, sınıf öğretmeni de ayrı mevzu.
Okul içerisindeki imkanlar da özel bir okulu aratmayacak cinsten.
'Değişik milletlerden çocuk yoğunluğu az olduğu için.'
Peki tüm bunların kapitalistlikte ne alakası var diye düşünüyorsanız, son cümlesinde ise şöyle bir ifade yer alıyor: 'Sosyal devlet onları en iyi şekilde yetiştirmek için var.'
Bu anlatılanlar yine de bir devlet okulu için güzel avantajlar değil mi?
Siz ne düşünüyorsunuz?
Haydi yorumlara!
İngiltere meselesine gelince,elma ile armudu karşılaştırmak çok yanlış. Adamın uzun uzun anlattığı hikaye eksik o eksikleri bilgisizliktenmi yoksa bile isteye mi yapıyor bilmiyorum... Batıda okullar öğrenci başına para alıyorlar ve belirli kriterleri yerine getirmeleri gerekiyor. Devletin verdiği para haricinde gönüllü olarak bağış alabiliyorlar. Yüksek puan çok öğrenci daha geniş imkanlar daha yüksek bağış getiriyor.yani okullar bir rekabet içerisinde. Oğretmenleri devlet atamıyor okullar kendileri buluyor. Iyi öğretmen daha iyi puan getiri mantığı yani. Mükemmel sistem gibi görünüyor ama arka olanda gelir durumu düşük öğrencilere ebeveynlerinin eğitim seviyesi düşük öğrencilere ayrımcılık yapıyor çünkü bu okulun puanını kalitesini düşüren faktörler olarak görüyorlar. Bu da belirli grupların çocuklarının belirli okullarda toplanması demek iyi öğretmen gitmiyor oraya iyi okullarda iş bulamayan öğretmenler gidiyor.
Çocuklarımın gittiği okulda güvenlik yok, temizlikçi yok sınıflarını biz veliler temizliyoruz şikayet etmeme rağmen cevap alamadım -ki bir kişiyle olacak şey değil - sırf bu yüzden 3 gün içinde okuldan kaçıp kaybolan çocuklar oluyor dolayısıyla sorumluluk öğretmenlere kalıyor, yükleniyor. Öğretmenlerin bazıları çocuğun en ufak yanlışında çocuğu istemiyorum deyip cıngar çıkarıyor. Eğitim konusun hiç girmicem bile.. masrafları çok ağır beslenmesi ıvır zıvırı, öğrenci başına istenen temizlik ve hijyen malzemeleri.. Okulun her ihtiyacını bizler karşılıyoruz resmen.
Liseye kadar okullarda kantin olmamalı... bu ne kadar saçma bir şey ya...