Sıfatlarını en ağır hakaret olarak kullandığımız, toplumun en dışlanmış kesimi; seks işçileri... Yüzyılladır var olan bu sektöre bazı kadınların kendi rızalarıyla, bazılarının ise zorla girdiği söylense de; genel olarak çoğunluk bu sektörün kadınları sömürdüğünü kabullenmiş durumda.
Seks işçiliğinin kanunlarla düzenlendiği ve işçinin haklarının korunduğu gelişmiş ülkelerde bu durumun aksi iddia edilse de; gelişmemiş ülkelerdeki hayat kadınlarının hali tam anlamıyla 'trajik'.
Bagladeş, fuhuşun yasal olduğu az sayıdaki müslüman ülkeden biri.
Ülkenin en eski ve ikinci en büyük genelevi Kandapara ise tamamen duvarlarla çevrili. Bu duvarlardan içeri girmek kolay fakat dışarı çıkmak zor.
Fotoğrafçı Sandra Hoyn, Kandapara genelevinde, toplumun duvarlar arkasına gizleyip görmekten kaçındığı bu trajik hayatları tüm gerçekçiliğiyle yüzümüze vuruyor.
Oraya gidenlerin değil de orada çalışmaya zorlananların dışlanıyor olması çok ironik değil mi? Ya da dünyanın iki yüzlülüğü mü desek?
Genelevde dünyaya gelmek, ilkokul çağında seks işçisi olmak, annenin kaderini zorunlu olarak yaşamak korkunç bir durum. Aynı şekilde aynı yatakta hem çocuğun hem müşterin... Bir yandan elin heriflerinin ihtiyacını gör, sonra gel bebeğini emzir. Allah kurtarsın o kadınları ve zavallı çocukları... Bu sistemin yüzyıllarca devam etmesine hizmet eden ya da göz yuman kim varsa hepsine lânet olsun. Hindistan ve Tayland da bu konuda kara listenin başlarında...
Abi şu dünya neden hala helak olmuyo, neden ya neden. çocuk diyo ya 14 diyo çıldırıcam