Toplumun Büyük Bir Bölümünü Esir Alan 'Oblomovluk Hastalığı' Hakkında Bilmeniz Gereken 20 Şey

Oblomov, Rus yazar Gonçarov’un Oblomov adlı romanının baş kahramanıdır, ünlü karakteridir. Oblomov; tembel, hiçbir şey üretmeyen, her şeyi boş veren, hazırcı, ukala, yerinden kıpırdanmaktan bile kaçan, bezgin, halsiz, kötümser bir karakterdir. Oblomov, fiziki tembellik yanında zihinsel tembellikte de ön plandadır, öndedir. Sürekli kararlar alıp; kararlarının hiç birini uygulamak için kılını bile kıpırdatmadan yaşar. Hayata ve her şeye karşı tam bir aymazlık ve kayıtsızlık vardır Oblomov’da. 'Oblomovluk nedir?' sorusunun yanıtını da bu noktadan yola çıkarak arayacağız.

1. Hayatının gidişatından memnun olmadığı halde değiştirmek için kılını bile kıpırdatmayan tiplerden misiniz? O halde sizde de 'Oblomovluk Hastalığı'ndan muzdarip olabilirsiniz.

2. Nedir bu hastalık diyenler için açıklayalım. Oblamovluk bir nevi, var olana, sürene, devam edene tam bir itaat ve kabullenme iradesizliği durumudur.

3. İçinde ”Bana değmeyen bin yaşasın” anlayışının hakim olduğu bencillik, ben merkezcilik vardır.

4. Hayata ve hayatın getirdiği her şeye karşı tam bir biat, boyun eğiş de, cabasıdır.

5. Hayatı değiştirmek uğruna bir çaba olmadığı gibi; hayatını değiştirmek isteyenlere karşı bir direnişte sıklıkla görülür.

6. Dahası, Oblomovluk; bilinçli bir tembellik/atalet halidir. Buna uyuşukluk değil, aksine fazla uyanıklık da diyebiliriz.

7. Yani her şeyin farkında olursunuz, bir adım ötesini görürsünüz ve hep "bir şey” yapabilecek güçte olduğunuzu hissedersiniz. Ama bir türlü alıştığınız “eylemsizlik” halinden kopamazsınız.

8. Oblamovluk aynı zamanda, insanın sonunu gördüğü yolda ilerlemek istememesinin getirdiği bir tükenmişlik ve kendini gerçekleştirememe halidir.

9. Oblomovlar; tıpkı romandaki kahraman gibi, her daim yeni projeler üretirler. Ama gelin görün ki bunları bir türlü hayata geçiremezler. İleri mi atılmalı yoksa olduğu yerde mi kalmalı; bu konuda kafaları sürekli karışık ve kararsızdır.

10. Sınırsız hayal güçleri, kurulu bir saat gibi işler ama hayaller hiçbir zaman gerçeğe dönüşmez; bir hayal denizinde boğulur Oblomovlar. Sürekli bir düşünme ve plan yapma döngüsü içerisindedirler.

11. Ayrıca, başkalarının aklını kendilerine mal etme konusunda da üstlerine yoktur.

12. Hemen hemen hepsi, kendilerini aşağılamaktan hoşlanırlar. Ama bunu karşısındaki kişiden ne kadar doğal, içten olduklarıyla ilgili övgüler almak için yaparlar.

13. Yaptıkları hiçbir şey içlerinden gelerek değildir. Ne yapıyorlarsa dışsal zorunlulukların dayatmasıyla olur.

14. Oblomovlar hayatta her şeyden şikayet ederler.

15. Onlara "Peki o zaman ne yapmalı?" diye sorduğunuzda, karşılık veremeyeceklerdir. Çünkü ne yapılması gerektiğini dair en küçük bir fikirleri bile yoktur.

16. Onlara ne yapılması gerektiği gösterirseniz de, yanıtları hazırdır. "İyi ama böyle birdenbire olur mu? Bu böyle gelmiş böyle gider. Yok kardeşim bu toplumda hiçbir şey düzelmez?"

17. Aslında dünyada olup biten her şeye karşı ilgisizdirler. Duyumsamazlıklarının nedeni kısmen nesnel konumlarından kısmen de ahlaki gelişimlerinden kaynaklanır.

18. Çünkü 'Oblomovlar' bir şey yapmaya alışmamışlardır. Dolayısıyla neyi yapıp neyi yapamayacaklarını tam olarak belirleyemezler. İstekleri hep biçimseldir ve istek olarak kalır.

19. Kısacası Oblomovculuk , tam bir tembellik, statükoculuk, doğmatizm, iradesizlik, kişiliksizlik, korku-kaygılarının esiri olmak, gerici bir direniş, kayıtsızlık, aymazlık, bencillik, çıkarcılık, mücadelesizlik, boyun eğiştir.

20. Etrafınıza iyi bakın. Bu insanlar hemen yanı başınızdalar. Yaşadığınız hayatı sorgularsanız, aslında hepimizin, kendini yenileme ve değiştirme iradesi gösteremeyen, sorgulamayan bu insanların birer kurbanı olduğumuzu görürsünüz..

Kaynaklar: 1, 2

Popüler İçerikler

151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
11.01.2016

Belki bişeyleri değiştirmeye olan istekleri bi yerde sona ermiştir. Bişeyleri değiştirmek için çabalayıp mücadele ederken akıllarına aniden bi soru takılmıştır: peki ama neden? Hemen ardından başka bi soru gelir: bunu yaparsam ne olacak ki? Sonra bi aydınlanma yaşayıp boşvermişlerdir. Çünkü o kritik "neden" sorusunun cevabını kimse verememiştir. Verilen cevaplar ise kesinlikle tatmin edici ya da insana yeniden mücadele etmek için bir sebep verecek cevaplar değildir.

11.01.2016

ulan bende dahil bu ülkenin %90 boyle..

12. Hemen hemen hepsi, kendilerini aşağılamaktan hoşlanırlar. Ama bunu karşısındaki kişiden ne kadar doğal, içten olduklarıyla ilgili övgüler almak için yaparlar.

11.01.2016

teşhisi koyuyon tedavisini de söyle editör.

TÜM YORUMLARI OKU (38)