Dilden dile yayılarak gelen, hepimizin hayatında en az birini duyduğu belli inançlar vardır. Hatta çoğuna çoktan inanıp uygulamaya geçmişizdir bile.
Dilden dile yayılarak gelen, hepimizin hayatında en az birini duyduğu belli inançlar vardır. Hatta çoğuna çoktan inanıp uygulamaya geçmişizdir bile.
Anne güzelleşirse bebek erkek, çirkinleşirse kız olur. Cinsiyeti doktordan önce belirlemek isteyen heyecanlı çevre, annenin yediğinden içtiğinden, bakışından duruşundan, karnının şeklinden kendine bir şekilde inandırarak cinsiyeti bulmaya çalışır. Ancak cinsiyeti fiziksel etkenlerle çevre belirleyemez. Zaten gerçekliği olan tek inanç hamileliğin anneyi güzelleştirdiğidir. Bu gözle görülen bir durumdur. Bütün annelerimiz ve anne adaylarımız güzel. 😊
Madem hamilelikte manikür-pedikür yaptırılmaz, biri de çıkıp sebebini açıklasın hadi. Bu inancın aksine annenin temizliği ve kendini iyi hissetmesi bebek için de anne için de önemlidir. Ağız yoluyla girebilecek her mikrop bebeğe zarar verebilir. Bu yüzden anne adayımız gönül rahatlığıyla hijyenik bir ortam olması şartıyla manikür pedikür yaptırabilir. Oje sürmenin de bir zararı yok, kendinizi renkli hissedin! 😊
Bu çok yaygın bir hurafedir. Özellikle bebek ilk hareket ettiğinde annenin o an baktığı birine benzeyeceği düşünülür. Öyleyse hamilelik boyunca bebek kızsa Angelina Jolie’ye, erkek ise Brad Pitt’e bakılsın. En azından bu hurafeye inananların hamilelik boyunca Recep İvedik izlemeyecekleri garanti. 😊
Bu hurafe ilk kez kim tarafından söylendi, nasıl tespit edildi gerçekten çok merak ediyoruz. 😊 Sanıldığı gibi mide ekşimesine sebep bebeğin saçlarının çıkması değildir. 5. Aydan sonra rahmin büyümesi, yemek borusu-mide arasındaki açının değişmesi ile reflü oluşabiliyor. Sıklıkla 20. Haftadan sonra bu durumla karşılaşılıyor. Yani bebeğiniz saçlarının konuyla ilgisi yok. 😊
En yaygın hurafelerden biri olan, annenin yedikleriyle içtikleriyle tıbbı açık ara farkla geride bırakarak bebeğin cinsiyetini bulan teyzelerimizden gelmiştir. Bu cümleyi birden fazla duyduğunuza eminiz. Ancak artık bilelim; tabi ki cinsiyeti annenin yediği şeyler belirlemez.
Devamlı ultrason takibine girerek bebeğe bakmanın bir faydası olmayacağı gibi, bazı ciddi sağlık sorunlarının oluşması ve ses dalgalarının bebek üzerinde olumsuz etki bırakacağı tespit edilmiştir. Dünya Sağlık örgütü hamilelik sürecince 4 kez ultrason takibini öneriyor ve yeterli görüyor.
İşte zirvede yerini alan hurafelerden biri daha karşınızda. Annenin saçı ve tırnağı ile bebeğin ömrünü bağdaştıran teyzelerimize buradan selam olsun. Bebeğin ömrünü, annenin ve bebeğin sağlığı hariç hiçbir dış etken tabi ki belirleyemez. 😊
İşte anne adayımızın özgürlüğünü kısıtlayan bir sıkıcı hurafe daha.. Genel olarak heyecanlı aile büyükleri tarafından sarf edilen bu cümle ilk başlarda eğlenceli gelse de devam ettikçe çoğu anne adayımızı kızdırır. Hareket etmek bebeğe de anneye de iyi gelir, doğru hareketler ve dikkatli yapılmak şartıyla tavsiye edilen sporlar doğumu da kolaylaştırır.
X-ray ışınları metal odaklıdır. İnsana zararı yoktur ve herhangi bir şekilde deriden ya da kan yoluyla geçmesi mümkün değildir. İnsan sağlığını etkilemeyen bu ışınlar doğal olarak bebeğe ya da anneye zarar vermez.
Yine bir tıp şoku ile karşı karşıyayız. Sanıldığının aksine bebekle anneyi birbirine bağlayan kordon bağı bebeğin hayatta kalması için gerekli her şeye sahiptir. Bebek buradan beslenir, yaşama buradan tutunur. İçerisindeki sınırsız ve her hücreye dönüşebilen kök hücreden çoğu insanın haberi olmadığı için ne yazık ki günümüzde tıbbi atık olarak çöp oluyor.
Hurafe ve batıl inanç olarak kabul ettiğimiz halde hızla etrafımızı sarmış bu bilgiler özellikle annenin en hassas olduğu bu dönemde, gebelik döneminde duydukları derinden etkiler. Bebeği için en doğrusunu yapmaya çalıştığı için tecrübeli olduğunu düşündüğü kişilerden aldığı bilgileri uygulamaya çalışır. Zihnimiz ısrarla bunların yalan olduğunu söylese de toplumda çoğu insan batıl inançlara inanıp uygulamaya devam etmektedir. Bu batıl inançları yıkmada ve doğrusunu görmekte bizim de bir katkımız olsun.