Koronavirüsün patlak vermesiyle birlikte çoğu insan bir süre evden çalışmaya devam etmişti.
Yazın gelmesiyle birlikte alınan tedbirler tek tek kaldırılınca da iş yerleri açıldı ve çalışanlar da haliyle eski rutinlerine döndü.
Hal böyle olunca da sosyal mesafenin önemli olduğu bu süreçte işe gidiş geliş yoğunluğunun fazla olduğu saatlerde ek sefer eksiliğinden kaynaklı bu tarz görüntüler ortaya çıkmaya başladı.
Koronavirüs sürecinin başından itibaren bilgi aktarmaya çalışan "Coronavirus Turkish Agency" isimli Twitter hesabı da bu görüntüleri paylaşarak "sosyal mesafeye uyulmadığı tespit edildi" ifadelerini kullandı.
Bu ifadeler de "asıl suç bu insanlarda değil" diyen sosyal medya kullanıcıları tarafından eleştirildi, büyük tepki gördü.
Açıkçası kimse bu salgın sürecinde keyfi bir şekilde sosyal mesafe kurallarını çiğnemez. Yoğun olan saatlere bir an önce ek sefer konulmalı. Önlem alınmadığı sürece bu görüntülerle daha çok karşılaşırız. Bir de okulların açıldığını düşünün...
2010 yılından bu yana metrobüs kullanıyorum. Sabah işe gitmek için gelen metrobüslerden o da ayakta kapı önünde gidebilmek için gelen 17'inci otobüse bindiğim oldu. Onda bile itiş kakış kendime zor yer bularak. Hakaret yiyerek utanç verici bir şekilde binebiliyordum. Zaten yer yok bekle bir sonrakine bin diyen yüzlere bakıyordum. İşe yetişmeye çalışıyordum ulan işe. Hiç birisi seçimlerde metrobüs mağduriyetini gündemine bile almıyordu. Şimdi de kalkmışlar ne bu ya herkes sosyal mesafe kuralına uysun lütfen. Be anasını Seddülbahir açıklarında siktimin çocuğu yıllardır balık istifi gibi işe gidip geliyoruz. Alternatif güzergahı götüne sok. Yeni konutlar inşa ederek İstanbul'u daha da yoğun popülasyona sokan sizlersiniz. İnsanları mecburen İstanbul'da çalışmak zorunda bırakan sizlersiniz. Hiç bir önlem alınmıyor. 80 metrekarelik evde göt gibi yaşıyoruz. Birilerinin cebi dolacak diye ufacık, havasız, dört bir tarafında bina olan evlerde götümüzde deprem korkusu ile yaşıyoruz. Ne lan bu?
Birileri çıkıp bu ülkeye 7/24 bilim anlatsa yine yetmez. Ne maske, ne de sosyal mesafe!
Her geçen gün vaka sayısı artarken olayları sadece maske ve sosyal mesafeye bağlamak ayrı bir yetenek. Nihayetinde dostlar yoksulluk çirkindir. Yine lafı yiyenler onlar.
2010 yılından bu yana metrobüs kullanıyorum. Sabah işe gitmek için gelen metrobüslerden o da ayakta kapı önünde gidebilmek için gelen 17'inci otobüse bindiğim oldu. Onda bile itiş kakış kendime zor yer bularak. Hakaret yiyerek utanç verici bir şekilde binebiliyordum. Zaten yer yok bekle bir sonrakine bin diyen yüzlere bakıyordum. İşe yetişmeye çalışıyordum ulan işe. Hiç birisi seçimlerde metrobüs mağduriyetini gündemine bile almıyordu. Şimdi de kalkmışlar ne bu ya herkes sosyal mesafe kuralına uysun lütfen. Be anasını Seddülbahir açıklarında siktimin çocuğu yıllardır balık istifi gibi işe gidip geliyoruz. Alternatif güzergahı götüne sok. Yeni konutlar inşa ederek İstanbul'u daha da yoğun popülasyona sokan sizlersiniz. İnsanları mecburen İstanbul'da çalışmak zorunda bırakan sizlersiniz. Hiç bir önlem alınmıyor. 80 metrekarelik evde göt gibi yaşıyoruz. Birilerinin cebi dolacak diye ufacık, havasız, dört bir tarafında bina olan evlerde götümüzde deprem korkusu ile yaşıyoruz. Ne lan bu?
Hele ki okullar hala tatilken...
Birileri çıkıp bu ülkeye 7/24 bilim anlatsa yine yetmez. Ne maske, ne de sosyal mesafe! Her geçen gün vaka sayısı artarken olayları sadece maske ve sosyal mesafeye bağlamak ayrı bir yetenek. Nihayetinde dostlar yoksulluk çirkindir. Yine lafı yiyenler onlar.