Bu ülkenin kadınları hayattan alacaklı. Baskılar, yaftalamalar, neredeyse her gün aldığımız kadın cinayeti haberleri üzerimizde silinmeyecek izler bırakıyor. Bunlardan biri de hafızalarımızdan silinmeyen, öfkesini hala içimizde diri tuttuğumuz Özgecan Arslan cinayeti. Toplu taşımada tek kaldığında aklına Özgecan'ın geldiğini söyleyen kullanıcıya diğer kadınlar da yaşadıkları ve düşündükleriyle yanıt verdi.
O dönem evimin önünden minibüs geçtiği halde daha kalabalık oluyor ve sefer saatleri daha düzenli, şoför bişe yapacak olursa daha hızlı anlaşılır diye otobüs kullandım hep.. inip babamı arayıp beni karşılamaya gelmesini isterdim, cebimde ki biber gazıyla... Gerçekten binlerce kişinin travması bu olay...kadın erkek fark etmez...
Buna ek olarak, bende Ceren'den sonra takip edilme korkusu başladı. Özellikle hava karardıktan sonra sürekli gözüm gölgelerde ve arkamda. Adım başı kontrol ediyorum etrafı, kulaklıklarımı çıkarıyorum falan. Bedaş sokak lambalarının elektriklerini kesiyor bazen birkaç günlüğününe, kıyameti koparıyorum açtırana kadar. Kışın 7'de bile çok karanlık oluyor.
Gece taksiye biniyorsam plakayı alıp, sürücünün iyice duyacağı şekilde birini ararım ben şu plakalı araca bindim geliyorum diye. Hani beni kaçıracaksan yakalanırsın bil diye. Aslında manyakça ama binbir türlü korku geliyor akıllara, yakın geçmişimiz çok kirli. Özgecan öldürüldüğünde, orada o saatte ne işi var diyenler benim de arkamdan gece nerelerde geziyormuş derler, iki güne unutulur. Çok acı değil mi, bir arpa boyu yol alamamamız.