Giyiminden, zevklerinden, davranışlarına, günlük diline kadar her özelliğine karıştığımız (dikkat ederseniz, erkeklerin baskısı daha ağır!), bir yalnızlığa ittiğimiz bu adamcağızın fiziksel özellikleri pek önemli değil anlaşılan.
Cinsellik konusunda ondan beklenen, “programlı olmaması, kendini bir şeylere zorunlu hissetmemesi, heteroseksüel olsa da homoseksüellerle dostluk kurabilmesi”.
Kaç yaşında bu zavallı acaba? Nimet’e göre: 30, Füsun’a göre: 45, Tomris'e göre: 30.
Ferit’e göre: ideal olarak 25, Edip’e göre: 40, Turgut’a göre: 30-35, Mürşit’e göre: 35.
Son danışmanımız Aydın Emeç, “isteklerin oldukça ağır yine de mantıksız olmadığını” belirttikten sonra bir kahkaha atmıştı: “İyi ama bu adam zaten evlidir! Tutalım ki değil, kendini bunca eğitmek için bu toplumda nasıl hırpalandığını düşünürsek, sizin gibi vıdıvıdı kadınlar yerine güleç, uysal bir kadın seçmesi daha doğal değil mi?”
Tomris Uyar-Yüzleşmeler
Bunları nereden buldunuzsa? Bu gereksiz muhabbetleriyle hepsi de gözümden düştü. Bilhassa Turgut Uyar'ı çok severdim, ama şimdi... Her şeyden önce aşk herhangi bir şartla gerçekleşecek bir şey değil. Ha evlilik için herkesin bazı kriterleri olabilir, ama aşık olmak zaten insanın kendi elinde olmayan bir eylemdir. Mesela bi insanı hiçbir sebep yokken ölesiye seversin, aslında hiç sana göre biri değildir belki de sevmediğin pek çok özelliğe sahiptir ama aşık olur bağlanırsın. Ne bileyim, ben de aşktan pek anlamam ama anladığım bir şey varsa o da konu aşk olduğunda sınırlar kaybolmalı. Çünkü bazen aşkı beklersin beklersin bulamazsın, ama bazen de kafanı kaldırdığın anda gözüne değen bir çift göze aşık oluverirsin.
Aşkın kalıbı yok.Bir anda aşık olursun hiç bir şeyini bilmeden tek bir görüşte bile olabilir bu.Ama sonrası aranızda uymayan çok fazla durum varsa bu aşk ne kadar sürer muamma tabii, fakat aşkın bir şekli şemali yoktur bana göre.
okurken sonlara doğru verdiğim tepki şu: 'ebesinin a.ı ali sami'