Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu'ndan (TOGG) çekilme kararı alan Kıraça Holding'in patronu İnan Kıraç, 'Elektrikli otomobil Türkiye için erken' görüşünü dile getirdi.
Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu'ndan (TOGG) çekilme kararı alan Kıraça Holding'in patronu İnan Kıraç, 'Elektrikli otomobil Türkiye için erken' görüşünü dile getirdi.
Dünya gazetesi yazarı Vahap Munyar, 'Türkiye’nin otomobili hibrit mi olmalıydı?' başlıklı yazısında uzun süredir konuşulan ayrılıkla ilgili bazı yeni detaylara yer verdi.
Basında yer alan iddialara göre Kıraç, törenden 3-4 ay önce sağlık sorunları nedeniyle projeden çekilmek istediğini Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bildirmiş, törene gölge düşürmemek için de ayrılma kararını ilan etmeyi ötelemişti.
Yazısında bir davette bir araya geldiği İnan Kıraç'a TOGG'dan ayrılma gerekçesini soran Munyar, verilen yanıtı şöyle aktardı:
'Sayın Cumhurbaşkanı TOGG projesinde olmamızı istedi. O nedenle girdik. Sağlık nedenleriyle ortaklıktan çekilmek istedim. Hisselerimi diğer ortaklar paylaşarak devraldı.'
Munyar'ın aktardığına göre Kıraç elektrikli otomobille ilgili tereddütlerini de dile getirdi:
'Elektrikli otomobil Türkiye için erken. En az 20 yılı var. Bir kere bataryalar çok ağır. Örneğin elektrikli otobüsümüze koyduğumuz batarya 3.5 tonu buluyor. Ayrıca, İstanbul’dan Ankara’ya giderken 300 kilometre sonra şarj ihtiyacı duyacaksınız. En az 1 saat sürecek.'
Türkiye'de şarj istasyonu altyapısının da henüz hazır olmadığını dile getiren Kıraç, şunları söyledi:
'Bu durumda önce hibrit araç üretmek daha doğru olurdu gibime geliyor.'
Hanedanın gündemi değiştirmek adına ürettiği balon projelerden biriydi zaten. Hatta koskoca sene içerisinde başka gün yokmuş gibi tam da asgari ücretin açıklandığı günün ertesine bırakılmıştı. AKP denilen proje partisinin politik yalanları yatsıya kadar bile dayanmazken müritleri Ay'a dört şeritli yol hayali kuruyor. Vizyon 2053. :)
Bir lada bile yapamamış ülkeden teslaya rakip çıkarmasını bekleyen koyunlar hala aramızda
Bu 5 babayiğitten biri yerli ve milli akıllı telefon işine girdi. Pek çok kişi "yerli ve milli akıllı telefon üretiyoruz" diyerek sevindi. Sonra vasat bir telefon piyasaya sürüldü. Yurtdışında üretilen 1.500 TL 'lik telefonlarla aynı fiyatta olmasına rağmen daha kalitesizdi. O nedenle satılamadı. Sonra ne oldu... Bizim babayiğit telefonun kalitesini arttırmak veya daha uygun fiyata satmak yerine ticaret bakanlığına gitti ve dedi ki "herkes yurtdışından gelen telefonları tercih ediyor ve bizim yerli telefonumuzu almıyor. Siz gümrük vergilerini arttırın, yurtdışından gelen telefonların fiyatı artsın, bizim telefonlar bu sayede daha ucuz olsun". Ticaret bakanlığı da bu teklifi hiç geri çevirir mi, "çok mantıklı" diyerek hemen kabul etti ve gümrük vergileri arttırıldı. Yurtdışından gelen telefonlar zamlandı. Fakat yine satışlar artmadı. İşin neticesinde bizim yerli telefon yalan oldu, Türkiye 'de üretimine son verildi, Çin 'de üretilmeye başlandı fakat gümrük vergileri düşmedi.