Dolar/TL kuru bu sabah 13'ün üzerine çıktı. TL’de tarihi dip seviyeden geri dönüş mümkün mü? Ekonomistler mevcut şartlarda olası ihtimalleri değerlendirdiler.
Dolar/TL kuru bu sabah 13'ün üzerine çıktı. TL’de tarihi dip seviyeden geri dönüş mümkün mü? Ekonomistler mevcut şartlarda olası ihtimalleri değerlendirdiler.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın düşük faiz ısrarı ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yüzde 20’ye yaklaşan enflasyona rağmen son 3 ayda 400 baz puan faiz indirmesi sonucu Türk Lirası’nda (TL) tarihi değer kayıpları sürüyor.
DW Türkçe'nin haberine göre, ekonomik kriz dönemlerinde gündeme gelen Uluslararası Para Fonu (IMF) ile anlaşma yapma seçeneği konusunda ekonomistler iktidarın buna yanaşmayacağı kanısında.
Ekonomist Güldem Atabay 'IMF bir opsiyon mudur? Bu hükümet için bir opsiyon değil hiçbir zaman da olmayacak' diyor. Atabay IMF ile bir anlaşma yapılması halinde reform yapılması gerekeceğini belirterek 'Reform demek zaten her anlamda kontrolü vermek ve şeffaflaşmak demek. O zaten bindiği dalı kesiyor olmayacak' şeklinde konuşuyor ve bu ihtimalin çok zayıf olduğunu belirtiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan IMF ile anlaşma yapmaya karşı çıkıyor ve birçok kez IMF ile anlaşma yapmanın mümkün olmadığını dile getirdi. Erdoğan, son senelerde IMF ile ilgili yaptığı açıklamalarda Türkiye’yi 'IMF boyunduruğundan' kurtardıklarını , IMF’ye olan borcu ödediklerini belirterek, 'IMF ile işimiz bitti' ifadelerini kullanmıştı.
Türkiye'de politika faizinin düşük tutulmasıyla ilgili Pazartesi günü tekrar açıklamalarda bulunan Erdoğan, bu politikadan vazgeçilmeyeceğini vurguladı. Erdoğan, geçmişte uygulanan yüksek faiz-düşük kur politikasının sonuç vermediğini savundu. Geleneksel ekonomi teorisine ters düşen görüşlerini savunmaya devam eden Cumhurbaşkanı, 'Hep söylüyorum; faiz sebeptir, enflasyon neticedir' ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Karatepe, TL’de yönün tersine dönmesi için iktidarın yaptıklarını tersine çevirmesi gerektiğini belirtiyor ancak iktidarın da böyle bir niyetinin olmadığını gayet net bir biçimde gösterdiğini söylüyor.
'Normalde piyasaların da beklediği ilk şey hem enflasyondaki artış hem de kurlardaki ciddi yükselişin durdurulması, ama bu da ancak faizlerin arttırılması ile mümkün olur. Bunun başka hiçbir yolu yok. Faiz arttırımına gitmeyecekleri de önümüzde duran aleni bir gerçek' şeklinde konuşan Karatepeye göre 'inanılırlık' sorunu yaşayan iktidar bu noktadan sonra makro göstergelere müdehale etse bile yetersiz kalabilir. Karatepe şöyle devam ediyor:
'Artık Türkiye‘de sadece tek bir göstergeyi değiştirerek de sonuca gitmek mümkün değil. Çünkü faiz arttırımına gitse bile ertesi gün indirmeyeceğinin garantisi yok. Türkiye’de iktidara olan inanç da zaten bende yoktu ama geniş halk kesimlerinde de yok. İktidarın ekonomiyi düze çıkaracağına ilişkin bir algının oluşması çok da mümkün değil. Türkiye‘nin ekonomik sorunları çok derinleşti ve katılaştı. Bunu sadece bir makro göstergeye müdahe ederek iyileştirmenin çok mümkün olmadığını düşünüyorum' şelinde konuşuyor.
Ekonomistler Türkiye’de mevcut ekonomik gidişatın geri döndürülebilmesi için siyasette zihniyet değişimi ya da iktidar değişikliğinin gerektiği görüşünde.
Ekonomiyi yönetenlerin ekonomik gerçekliklerle 'inatlaşma' içerisinde olduğunu belirten Prof. Dr. Karatepe’ye göre Türkiye’nin ekonomik sorunlarının 'kalıcı' olarak çözülmesinin sadece tek bir yolu var: 'Gerçekliklerin öyle ya da böyle ortaya çıkma ya da sonuç üretme özelliği vardır. Başta kurlar olmak üzere, yükselen enflasyon olmak üzere bu sonucu da gerçeklik çok ağır bir biçimde Türkiye’de üretiyor.'
Karatepe, 'Bu iktidarla Türkiye’nin gideceği bir yer kalmamıştır. Yarın Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da iktidar ya da AKP çıkıp yeniden AB sürecine gireceğiz, ABD vs bunların hiç birisinin sonuç verme ihtimali yok. Çünkü artık inanılırlığını kaybetmiş bir iktidarla karşı karşıyayız. Türkiye’nin ekonomik sorunlarının kalıcı olarak çözülmesinin ön koşulu bu iktidarın ve bu iktidar anlayışının değişmesiyle başlayacaktır diye düşünüyorum' yorumunu yapıyor.
'Bir güven sorunu' olduğunu belirten ekonomist Güldem Atabay da siyasette bir 'kan değişiminin' beklenebileceğini ve bunun yaratacağı etkinin olumlu olacağı görüşünde. Atabay, 'TL’nin değer kazanması için siyasi bir değişim gerekiyor bunun adı da seçim, erken seçim' diyor ve ekliyor:
'Böyle bir kan değişiminin yaratacağı ilk etki de parlamenter sisteme, hukuka ve rasyonal bir ekonomi politikasına dönüş beklentisi üzerinden Türkiye’ye sermaye akışının hızlanması. Bu da mevcut TL/dolar seviyesini tek haneli seviyelere çekecek kadar güçlü bir etki yaratabilir.'
Sorunun bir güven sorunu olduğunu savunan Atabay, 'Bunun olduğunu hatırlarsak iktidar değişikliğinin herhalde TL’nin değeri açısından önümüzdeki dönemde kalan son çare olarak karşımızda olduğu gerçeği ile karşılaşıyoruz' değerlendirmesini yapıyor. Atabay erken seçim olmaması ve seçimlerin Haziran 2023’te yapılması halinde ise TL’deki değer kayıplarının hızlanarak devam etmesini ve ekonomik krizin derinleşmesini bekliyor.
ben açıkcası artık ciddi manada dibi göreceğimizi düşünüyorum bu durum ya ülkede iç savaşa sürükleyecek bizi yada ciddi bir parçalanmaya toplum birbirine düşman olmuş bu saatten sonra ekonomiyi geçtim sosyal olarak ilerlememiz pek olası görünmüyor
iç üretim yapıp dış piyasaya sunacaksın. bir şeylerin ithalatını değil ihracatını yapacaksın ki kuyruğumuz doğrulsun. mısırın ton fiyatı 2500 iken sen yurt dışından 300bin ton mısır getirtip üstelik normal fiyatın 3 katına getirtip. mısır fiyatını tl bazında düşürürsen bir bok yapamayız. üretimimiz sıfır. çiftçilerin üretim yapamama nedeni büküyor beli. her bölgenin kendine ait üretim bölgeleri olmalı. atıyorum iç anadoluda yıllık 100ton domatese ihtiyac varsa sadece iç anadoludaki üreticiler yapmalı fazlasını ihrac etmeli. her bölge için böyle ama nerde yaa ohoo
Reis gitse hem ekonomi hem ülke rahatlayacak.... ... 🤪😡😠