Festival Samuel Beckett'ın 'Godot'yu Beklerken' adlı eserinin sahnelenmesiyle başlayacak. Festivalin öne çıkan oyunları şöyle:
İrlandalı yazar Samuel Beckett'ın oyunu bir Türk ekip tarafından sahneye konulacak. Çalışmanın altında Türkiye'de tiyatro ve tiyatro eğitimi denince akla ilk gelen isimlerden birinin, Şahika Tekand'ın imzası olacak.
Oyun hayatın anlamı, varolma, umut ve beklentiler üzerine odaklanıyor. Oyunun ismindeki 'Godot' da beklentileri, beklenenleri temsil ediyor.
3 ve 4 Mayıs'ta Uniq İstanbul'da.
Süre 90 dakika, ara yok.
Kapalı kutu İran'ı İstanbul'a taşıyan bir oyun bu, kapalı toplumun en içine kapalı kesimini, kadınları anlatıyor. 3 İranlı kadının hikayesine odaklanıyor. Yönetmeni de oyuncuları da İranlı.
1981 İslam Devrimi'nden 2013'e uzanan 32 yıllık süreci aktarıyor izleyiciye. Sahnede kadınları görsek de, perde arkasından gelen sesler ile erkeklerin varlığı her daim hatırlatılıyor izleyiciye. İranlı kadınların cesaretine ve sanat tutkusuna saygı için bile gidilir!
17 ve 18 Mayıs'ta Uniq İstanbul'da.
Süresi 100 dakika, ara yok.
Tiyatro denince akla ilk gelen isimlerden biridir İngiliz yazar William Shakespeare. Oyunlarının pek çoğunda da ölüm başrolü oynar. Hamlet'ten tutun da, Antonius ve Kleopatra'ya, Macbeth'e kadar. Şimdi tüm bu ölümler tek bir oyunda toplanıyor. Yine İngilizlerin imzasıyla.
İngiliz tiyatro topluluğu Spymonkey Shakespeare'in oyunlarındaki ölüm sahnelerini tek bir oyunda sunuyor.
24, 25 ve 26 Mayıs'ta Moda Sahnesi'nde.
Süre 110 dakika, ara var.
Festivaldeki roman uyarlamalarından biri. Hem de çok tanıdık bir ismin romanından: Orhan Pamuk'un Gizli Yüz'ünden!
Oyun, genç bir fotoğrafçıyla esrarengiz bir kadının farklı şehirlerde düş ve gerçeğin sınırında dolaşmasını anlatıyor.
6,7 ve 8 Mayıs'ta Moda Sahnesi'nde.
Süre 60 dakika, ara yok.
Festivalin sahnelenme yöntemi olarak en farklı oyunlarından biri. 3 kadının yol hikayesini internette bıraktıkları ayak izlerinden takip ediyoruz, oyunu sahneye kurulan beyazperdeden izliyoruz. Guatemala, Vietnam ve Türkiye'den yola çıkan 3 mülteci kadının hikayesi bu oyun. Bizi finale akıllı telefonlarındaki mesajlar, uygulamalar, GPS haritaları, tweet'leri, Facebook profilleri götürüyor.
Kadroda Meltem Cumbul, Ahu Türkpençe, Okan Bayülgen gibi ünlü oyuncular da var.
9-10 Mayıs'ta, Üsküdar Stüdyo Sahne'de.
Süre 90 dakika, ara yok.
Festivalde yine bir roman uyarlaması, yine tanıdık bir yazarın çalışması. Bu kez Elif Şafak'ın Baba ve Piç'i var sahnede. 1915 olayları Türk ve Ermeni kökenli iki aile arasındaki ilişkiler üzerinden inceleniyor.
Oyunun kadrosu da konusu kadar güçlü. Serra Yılmaz, Nihal Koldaş, Nora Tokhosepyan, Hande Ataizi ve Gökçen Gökçebağ.
23 ve 24 Mayıs'ta Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nde.
Süre 100 dakika, ara yok.
Ferit Edgü'nün Hakkari'de Bir Mevsim romanının uyarlaması var sahnede bu kez. Oyun festivalin Yeni Dalga Bölümü'nde, yani genç tiyatro ve dans gruplarını tanıtmak amacıyla oluşturulan bölümde sahneye konacak.
Hikayede, kendini bir gün ülkenin doğusunda, bir dağ başında, Hakkâri'nin Pirkanis köyünde bulan 'O' anlatılıyor. Kahramanın düş ile gerçek arasında yol alırken bir yandan orada varolma savaşı aktarılıyor.
5 ve 6 Mayıs'ta Talimhane Tiyatrosu'nda.
Süre 8o dakika, ara yok.
Festival programına ulaşmak isteyenleri buraya alalım
antalya haşim işcan devlet opera salonlarında tiyatro günü etkinlikleri nedeniyle beleş tiyatro biletleri veriolar koşun koşun yetişin kapın annemde bilet almış hem kendine hemde misafirlerine bu ayki altın gününde misafirlerini orda ağırlicak belki kısır poğaça falanda yersiniz
ben ekmek bulamıyorum yemeğe sen saksafondan bahsediyon len
Sinema dururken bir daha tiyatro mu? Tövbe! Birkaç ay önceye kadar geçen sezondan kalma 5-6 tiyatroya gittim, son gittiğim Profesyonel adlı şahsıma göre berbat kurgusu olan aşırı sıkıcı ve boş oyunu izledikten ve milletin bu oyunu koyun psikolojisi gibi öve öve bitiremediğini gördükten sonra bu yapmacık sanatın bana göre olmadığını anladım. Tiyatro izleyicisinden nefret etmemek de elde değil hani, şakşaktan başka bir şey bilmeyen güruh! Bir de ayakta şakşakcılık yapınca kendilerini sanat sever konumuna eriştiklerini sanıyorlar, sanatınız batsın midem bulanıyor artık tiyatro adı geçince, o Profesyonel ne boş ne vakit kaybı bir oyundu yahu! Yaşasın sinema, kahrolsun tiyatro!