Titanic’in Bitmeyen Acı Dolu Hikayesi

Titan ve Titanik’in kaderleri aynı oldu maalesef, tarih tekrarlandı ve Titan, 5 kişinin ölümüne sebebiyet verdi.

Titanik yapıldığında o kadar büyük gurur ve özgüven vardı ki “Titanik batmaz”dı, “Titanik’e zarar vermek mümkün değil”di.

Titan ile yola çıkanların özgüveni ve cesareti de herhalde normalin çok üstündeydi.

Kibir, aşırı gurur ve cesaret çok da iyi bir şey değil mi acaba?

Titanik'in kaptanı Edward John Smith'di. Smith, İngiliz denizciydi ve White Star Line şirketinin en deneyimli kaptanlarından biriydi.

1904 yılında White Star Line'a katıldı ve birkaç büyük yolcu gemisini kaptan olarak yönetti. 

Titanic'in seferine de kaptan olarak atanmıştı. 

O gece buz dağının içine süratle daldı, ne yazık ki, Titanic faciasında geminin batışı sırasında hayatını kaybedenler arasında yer aldı. 

Smith, yolcuların güvenliğini sağlamak için gemideki son ana kadar kalmayı tercih ettiği bilinmektedir.

Titanic kaptanı Edward John Smith faciadan sağ kurtulamadı. 

Titanic 15 Nisan 1912'de bir buz dağına çarparak batan dünyanın en  ünlü yolcu gemisidir. Bu olay, 1500'den fazla kişinin hayatını kaybetmesine neden olmuştur.

Titanic, White Star Line şirketi tarafından inşa edilen ve o dönemde dünyanın en büyük yolcu gemisi olarak kabul edilen bir gemiydi. İngiltere'nin Belfast şehrindeki Harland and Wolff tersanesinde inşa edildi. Titanic'in inşası yaklaşık iki yıl sürdü ve 31 Mayıs 1911'de denize indirildi.

Titanic, Southampton, İngiltere'den 10 Nisan 1912'de yolculuğuna başladı. Rotası, İrlanda'nın Queenstown (şu anda Cobh olarak bilinir) adlı limanına, ardından New York, Amerika Birleşik Devletleri'ne doğruydu. Ancak gemi, henüz ilk seferinde trajik bir şekilde batmıştır.

14 Nisan 1912'de gece saat 23:40 civarında, gemi Kuzey Atlantik'te Newfoundland Bankları civarında bir buz dağına çarptı. Bu çarpışma sonucunda geminin yan kısmı büyük hasar gördü ve su hızla gemiye sızmaya başladı. Titanic, 15 Nisan 1912 saat 02:20'de tamamen suya gömüldü.

Titanic'in batması, dönemin en büyük felaketlerinden biri olarak tarihe geçti. Gemide bulunan cankurtaran botlarının yetersiz sayıda olması ve yolcu gemisinin kurtarma ekipmanlarının yetersizliği nedeniyle çok sayıda kişi hayatını kaybetti. Titanic'te bulunan toplam 2224 yolcu ve mürettebat üyesinden 1500'den fazlası hayatını kaybetti.

Bu felaketin ardından denizcilik düzenlemeleri ve güvenlik önlemleri önemli ölçüde geliştirildi. Geminin batışı, tarih boyunca birçok filme, kitaba ve müzik eserine ilham kaynağı olmuştur. Titanic hikayesi hem trajedisini hem de insanlık tarihindeki dersleri sembolize etmektedir.

Titanic'in batarken çarpıştığı bölgede başka gemiler vardı, ancak o zamanın iletişim ve kurtarma teknolojisi sınırlıydı ve acil durumun ciddiyeti tam olarak anlaşılamadı. Titanic'in acil durum sinyalleri ve çağrıları diğer gemilere iletilmiş olsa da bazı gemi kaptanları tarafından ciddiye alınmadı veya yanlış yorumlandı. Sonuç olarak, Titanic batarken yakınlarda bulunan RMS Carpathia adlı bir gemiye yardım çağrıları gönderildi ve Carpathia, mümkün olan en hızlı şekilde olay yerine ulaşarak Titanic'ten kurtulanları kurtardı. Ancak, bu yardım girişimi Titanic'in batmasını engellemeye yetmedi ve çok sayıda kişi hayatını kaybetti.

Titanic faciasıyla ilgili birçok önemli kitap yazılmıştır. İşte Titanic hakkında önemli kabul edilen bazı kitaplar:

1. A Night to Remember - Walter Lord: Bu kitap, en ünlü Titanic kitaplarından biridir. Walter Lord, geminin batışını anlatırken sağlam bir araştırmaya dayanır ve hayatta kalanların ifadelerine dayanan bir anlatı sunar.

2. Titanic: An Illustrated History - Don Lynch ve Ken Marschall: Bu kitap, Titanic'in tarihi hakkında ayrıntılı bilgi veren ve zengin görsellerle desteklenen bir kaynaktır. Don Lynch'in yazdığı metinler, Ken Marschall'ın orijinal illüstrasyonlarıyla birleşerek geminin hikayesini canlandırır.

3. The Loss of the SS Titanic - Lawrence Beesley: Lawrence Beesley, Titanic felaketinin birinci sınıf yolcusu olarak olayı ilk elden tanıklayan biriydi. Bu kitap, Beesley'in kişisel deneyimlerini ve gözlemlerini içeren anılarına dayanır.

4. Titanic: Voices From the Disaster - Deborah Hopkinson: Deborah Hopkinson, Titanic'te yaşananların hikayesini, felaketi ve kurtulanları kapsayan genç okuyuculara yönelik bir kitap olarak anlatır. Kitap, gerçek kişilerin tanıklıklarına ve belgelere dayanır.

Titanic faciasıyla ilgili çeşitli filmler yapılmıştır. İşte bazı tanınmış Titanic filmleri:

1. Titanic (1997) - James Cameron'ın yönettiği ve Leonardo DiCaprio ile Kate Winslet'in başrollerini paylaştığı bu film, büyük bir başarı elde etti ve 11 Oscar ödülü kazandı. Film, Jack ve Rose adlı iki farklı sosyal sınıftan gelen genç insanların aşk hikayesini anlatırken, geminin batışını da gösteriyor.

2. A Night to Remember (1958) - Walter Lord'un aynı adlı kitabından uyarlanan bu film, Titanic'in batışını gerçekçi bir şekilde anlatır. Dönemin gerçek olaylarına dayanır ve olayın gerçekçi bir şekilde yeniden canlandırılmasıyla tanınır.

3. Titanic (1953) - Jean Negulesco'nun yönettiği bu film, 1950'lerin romantik drama tarzında bir yapım. Film, farklı sosyal sınıflardan olan bir çiftin Titanic'e binmeleri ve felaket sırasında yaşadıklarını anlatıyor.

4. Titanic (2012) - Julian Fellowes tarafından yazılan ve yönetilen bu mini dizi, ITV tarafından yayınlandı. Film, farklı karakterlerin hikayelerine odaklanır ve Titanic'in son saatlerindeki olayları gösterir.

Titanic faciasından kurtulanlar arasında bazıları mahkemeye başvurarak tazminat talebinde bulundu.

Özellikle Amerikalı kurtulanlar, White Star Line şirketine karşı dava açtılar. Bu davaların bir kısmı tazminatlarla sonuçlandı, ancak bazıları da uzun süren hukuki süreçlerden sonra sonuçsuz kaldı.

Davaların birçoğu, yolcuların gemideki güvenlik tedbirlerinin yetersiz olduğunu ve batış sırasında yanlış davranışlar sergilendiğini iddia etmeleri üzerine açıldı. White Star Line şirketi ise geminin donanım ve güvenlik standartlarının o dönemdeki gereklilikleri karşıladığını savundu.

Sonuç olarak, bazı kurtulanlar tazminat almayı başardı, ancak bu süreçlerin tamamıyla adaletin sağlandığı veya mağdurların tam olarak tatmin olduğu söylenemez.

Örneğin, bazı kaynaklara göre hayatta kalanlar arasında yer alan ve önde gelen iş insanlarından biri olan John Jacob Astor IV'nin eşi Madeleine Astor, ulaşım, bakım ve destek için yıllık 50.000 dolar tazminat almayı kabul ettiği bilinmektedir. Bu dönemde oldukça yüksek bir tazminat miktarı olarak kabul ediliyordu.

Evet, Titanic faciasından bazı mürettebat üyeleri ve yolcular sağ kurtulmayı başardı. Faciadan sağ kurtulanların sayısı 700 civarındaydı. Bunlar arasında kadınlar, çocuklar, bazı erkek yolcular ve mürettebat üyeleri bulunuyordu. Kurtulanlar arasında cankurtaran botlarına binenler, denize atlayanlar, kurtarma gemileri tarafından bulunanlar ve diğer çeşitli kurtarma yöntemlerini kullananlar vardı. RMS Carpathia adlı gemi, en yakın gemi olarak Titanic'ten kurtulanları alarak onları güvende bir yere ulaştırdı. Ancak, batış sırasında çok sayıda insan hayatını kaybetti ve çoğunluğu denizde donarak veya suda boğularak yaşamını yitirdi.

 Titanic faciasında ölenlerin hepsi bulunamadı. Faciadan sonra gerçekleştirilen kurtarma operasyonları sırasında, hayatını kaybedenlerin bir kısmı denizde bulunup kurtarılabilse de birçoğu denizin derinliklerine gömüldü veya açık denizlere sürüklendi. Toplamda yaklaşık 1.500 kişi hayatını kaybetti ve bazı cesetler hiç bulunamadı.

Sonraki yıllarda da Titanic batığının bulunduğu yerde bazı cesetler ortaya çıktı. 1985 yılında gerçekleştirilen bir keşif yolculuğunda, batığın yakınında bazı cesetler tespit edildi. Ancak, bu cesetlerin çoğu yerlerine gömüldü veya denize tekrar bırakıldı.

Titanic batığından bugüne kadar yapılan keşiflerde, hala kayıp olan bazı cesetlerin bulunması umuduyla çalışmalar devam etmektedir. Ancak, tamamen hepsinin bulunması veya teşhis edilmesi mümkün olmayabilir.

Titanic faciasından sonra White Star Line şirketi, hem itibarını hem de mali durumunu olumsuz etkileyen bir süreç geçirdi. Facianın ardından kamuoyu tarafından eleştirildi ve güvenilirlikleri sorgulandı.

White Star Line, Titanic'in batışından kısa bir süre sonra büyük bir iflas tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Faciadan sonra gelen davalardan ve tazminat taleplerinden dolayı şirketin mali durumu zorlaştı. Ancak, daha sonra rakip şirketlerin yardımı ve devlet desteği ile iflas tehlikesinden kurtuldu.

1914 yılında White Star Line, büyük bir İngiliz nakliye şirketi olan International Mercantile Marine Co. (IMM) tarafından satın alındı. Bu satın alma, White Star Line'ın IMM'in bir parçası haline gelmesine ve kaynaklarını yeniden yapılandırmasına yardımcı oldu.

White Star Line, 1934 yılında Cunard Line ile birleşerek Cunard-White Star Line adını aldı. Bu birleşme, şirketin finansal gücünü ve faaliyetlerini iyileştirdi. Ancak, White Star Line'ın varlığı resmi olarak sona erdi ve marka adı kayboldu.

Titanic faciasından sonra, aynı tasarıma ve özelliklere sahip bir gemi doğrudan inşa edilmedi. Ancak, Titanic'in batışından yaklaşık 100 yıl sonra, modern teknoloji ve ilerlemelerle donatılan benzer bir yolcu gemisi olan 'Titanic II' projesi duyuruldu.

Titanic II projesi, 2012 yılında Avustralyalı iş adamı Clive Palmer tarafından başlatıldı. İlk etapta 2016'da tamamlanması planlanan geminin inşası daha sonra ertelendi. Titanic II'nin orijinal gemiye çok benzer olması ve orijinal tasarımı ve estetiği koruması hedefleniyor. Bununla birlikte, modern güvenlik önlemleri ve ileri teknolojilerin dahil edilmesi planlanıyor.

Titanic II projesinin şu anki durumu hakkında kesin bir bilgiye sahip değilim.

Titanic batığının çıkarılması, teknik ve etik açıdan birçok zorlukla karşılaşacak karmaşık bir işlem olacaktır. Titanic, Kuzey Atlantik'in derin sularına batmış durumda ve batığın bulunduğu yer uluslararası sularda bulunuyor.

Teknik olarak, Titanic'ın batığının çıkarılması için gereken ekipman, kaynaklar ve uzmanlık oldukça büyük olacaktır. Batık, zamanla çürümeye maruz kalmıştır ve çeşitli parçalara ayrılmıştır. Bu durum, batığın bütünlüğünü korumayı zorlaştıran bir faktördür.

Etik açıdan, Titanic batığı büyük bir tarihî anıttır ve birçok kişi için saygı duyulması gereken bir mezar yeri olarak kabul edilir. Batığın çıkarılması, tarihî ve kültürel değerini değiştirebilir ve koruma altında tutulan bir alan olan batığın özgünlüğünü etkileyebilir.

Bu nedenlerle, şu an için Titanic batığının çıkarılmasıyla ilgili resmi bir girişim veya plan bulunmamaktadır. Genel olarak, batığın korunması, bilimsel araştırmaların yapılması ve anıt niteliğinin sürdürülmesi önemsenmektedir.

Titanic'in batışına sebep olan buzul, bir buz dağıydı. Titanic, 14 Nisan 1912'de Kuzey Atlantik'te Newfoundland Bankları civarında bir buz dağına çarparak hasar gördü. Buz dağı, o geceki nöbetçi görevlisinin çarpmadan önce fark etmediği veya zamanında kaçıramadığı bir engeldi.

Titanic'in rotası, bilinen buz dağı bölgelerinden geçiyordu, ancak o dönemde buz dağlarının tam konumunu tespit etmek ve uyarı vermek için günümüzdeki gibi gelişmiş teknolojik sistemler bulunmuyordu. Geminin hızını azaltmak, buz dağı tehlikesi konusunda daha fazla dikkatli olmak veya rotayı değiştirmek gibi önlemler alınmamıştı.

Buz dağına çarpma sonucunda Titanic'in yan kısmı ciddi şekilde hasar gördü ve su hızla gemiye sızmaya başladı. Bu da geminin batmasına ve trajik sonuca yol açtı. Titanic faciası, gemi seyahatlerinde buz dağı ve denizdeki diğer engellerin daha dikkatli bir şekilde gözlemlenmesi ve önlemlerin alınması gerekliliğini vurgulayan bir dönüm noktası oldu.

Evet, günümüzde okyanuslarda buz dağları radar ve diğer ileri teknolojik sistemlerle tespit edilerek gemilere uyarı verilmektedir. Modern denizcilikte, gemilerde bulunan radar sistemleri, buz dağları gibi engelleri algılamak için kullanılır. Bu radar sistemleri, uzaktan radar yansımasını kullanarak buz dağlarını tespit edebilir ve geminin rotasını buna göre ayarlamasına olanak sağlar.

Ayrıca, uydu tabanlı görüntüleme sistemleri ve meteorolojik veriler de buz dağlarının tespitinde ve takibinde önemli bir rol oynar. Bu bilgiler, denizcilik otoriteleri ve hava tahmin kuruluşları tarafından gemilere iletilerek buz dağı bölgelerindeki riskler hakkında uyarılar yapılır.

Bu ileri teknolojik sistemler ve bilgi paylaşımı sayesinde, buz dağları gibi potansiyel tehlikelerin gemiler tarafından daha iyi tespit edilmesi ve önlemlerin alınması sağlanır. Böylece, Titanic faciasında olduğu gibi buz dağı çarpışmalarının önlenmesine yönelik önlemler geliştirilmiştir.

Titanic ile bugünkü cruise gemilerini karşılaştırmak için bazı temel farklılıkları dikkate alabiliriz:

1. Boyut: Titanic, o dönemin standartlarına göre büyük bir gemiydi, ancak bugünkü cruise gemileri genellikle çok daha büyük boyutlara sahiptir. Bugünün modern cruise gemileri, genellikle binlerce yolcu ve binlerce mürettebatı ağırlayabilecek şekilde tasarlanmıştır.

2. Teknoloji: Gemi inşası ve denizcilik teknolojisi önemli ölçüde ilerlemiştir. Bugünkü cruise gemileri, daha gelişmiş navigasyon sistemleri, iletişim sistemleri, güvenlik sistemleri ve hatta eğlence ve konfor teknolojileri gibi bir dizi yenilikçi özelliklere sahiptir.

3. Güvenlik Standartları: Titanic faciasından sonra denizcilik güvenlik standartları önemli ölçüde geliştirilmiştir. Bugünkü cruise gemileri, sıkı güvenlik protokolleri, cankurtaran araçlarının yeterliliği, yangın önleme sistemleri, acil durum tahliye prosedürleri ve daha fazlası gibi bir dizi güvenlik önlemine sahiptir.

4. İklimsel İzleme ve İletişim: Bugünkü cruise gemileri, iklimsel izleme ve iletişim teknolojileri sayesinde daha iyi hava tahminleri yapabilir, denizcilik otoriteleri ve diğer gemilerle daha etkili bir iletişim sağlayabilir.

5. Yolcu Konforu ve Eğlence: Bugünkü cruise gemileri, yolculara çok çeşitli aktivite ve eğlence seçenekleri sunar. Geniş yüzme havuzları, su kaydırakları, spor salonları, spa merkezleri, restoranlar, tiyatrolar, gece kulüpleri ve daha birçok özellik, yolculara konforlu ve eğlenceli bir deneyim sunmak için tasarlanmıştır.

Titanic'in batışı, o dönemde büyük bir etki yaratmış ve insanları derinden etkilemiştir. Titanic, çağının en büyük ve en lüks yolcu gemisi olarak kabul ediliyordu ve herkes için büyük bir gurur kaynağıydı. Bu nedenle, geminin batışı büyük bir şok ve üzüntüyle karşılandı.

Bu şok ve üzüntüler bunca sene sonra hala devam etmektedir.

Twitter

Instagram

YouTube

Facebook

Linkedln

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

TikTok Fenomenleri Çağla ve Cansu Arasında ‘Erkek’ Kavgası Çıktı: Cansu, Çağla’yı Silahla Vurdu
Ayliz Duman Çok Sade Kaldı: Miss Universe 2024'te Gelmiş Geçmiş En Çarpıcı Ulusal Kostümler Giyildi!
Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
YORUMLAR
24.06.2023

Kaderin bir cilvesi; 11 Eylül'de Atina'dan New York'a doğru seyahat eden bir uçaktaydım. Yaklaşık 8 saat uçtuğumuz ve artık çok yaklaştığımızı düşündüğümüz bir noktada pilot anonsunu duyduk: "Güvenlik sebebiyle sizi Kanada'ya götürüyoruz" dedi. Ne olduğunu anlamadık çünkü uçakta panik yaratmamak için bize World Trade Center'da yaşananlardan bahsetmiyorlardı. Sabaha karşı Kanada'nın en doğu ucunda Newfoundland eyaletinde St. John's diye bir kente iniş yaptık. Meğer 38. uçakmışız. Amerika olaydan sonra hava sahasını kapatınca bütün uçaklar St. John's yönlendirilmiş. Yaklaşık bir hafta kadar hava sahası açılmadı. Biz de ülkeye giremedik. O esnada birileri "Titanik'in battığı yer buraya çok yakın. Submarine turları düzenleniyor. Katılmak ister misiniz?" diye sormuştu. Ne olur ne olmaz, uçağımız her an kalkabilir diye düşünerek riske girmemiştim. Bu makale beni gençliğime taşıdı... Kaleminize sağlık

24.06.2023

Geminin mutfağında bekleyen ıstakozlar için Titanik’in batması bir mucizeydi. Kiminin felaketi, kiminin mucizesi olabilir.

23.06.2023

yeter ya vallahi bayılttınız yıllardır ne titanicmiş arkadaş. battı gitti eyvallah suyunun suyuna kadar öğrendik yetheeeer

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ