TİP'ten Amiral Gözaltıları ve Montrö Açıklaması: 'Temel Haklara Saldırı Varsa Direniş Meşrudur'

Türkiye İşçi Partisi emekli amirallerin gözaltına alınması ve Montrö Boğazlar Sözleşmesine ilişkin basın açıklaması yayınladı. Açıklamada 'Görevde olmayan amirallerin kendi uzmanlıklarına ve uzun yıllar çalıştıkları bir kuruma ilişkin görüş beyan etmeleri suç teşkil etmez. Buradan bir suç yaratmaya çalışmak, hukukun bir kez daha ayaklar altına alınmasıdır. Bugünkü gözaltılar derhal serbest bırakılmalı, açılan soruşturma durdurulmalıdır.' ifadelerine yer verildi. 

TİP tarafında 4 madde şeklinde yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: 

1. Bireysel ve toplu şekilde görüş beyan etmek her Türkiye Cumhuriyeti yurttaşının Anayasa’nın 26. maddesiyle tanınmış bir hakkıdır. Görevde olmayan amirallerin kendi uzmanlıklarına ve uzun yıllar çalıştıkları bir kuruma ilişkin görüş beyan etmeleri suç teşkil etmez. Buradan bir suç yaratmaya çalışmak, hukukun bir kez daha ayaklar altına alınmasıdır. Bugünkü gözaltılar derhal serbest bırakılmalı, açılan soruşturma durdurulmalıdır. Adalet duygusu ve özgürlüklerimiz saldırı altındadır.

2. Devletin bütün kurumlarında olduğu gibi orduda da tarikatlar ve cemaatler cirit atmaktadır. Cumhurbaşkanına güvenlik danışmanlığı yapan kişi, “şeriat” çığırtkanlığı yapabilmektedir. Geçen ay yapılan düzenlemelerle “irticai ve bölücü görüşleri benimsememiş veya bu faaliyetlere karışmış” kişilerin de Harp Okulları ile Astsubay Yüksekokulları’na kabulünün önü açılmıştır. Eğitimde, hukukta, toplumsal yaşamda dinselleşme ve laikliği fiilen ortadan kaldıran uygulamalar hız kazanmıştır. Bu çerçevede, bir tarikat evinde sarık ve cübbeyle görüntülenen tuğamiral hakkında soruşturma dahi açılmamıştır. Laiklik saldırı altındadır.

'Türkiye bağımsızlığı saldırı altındadır...'

3. İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle çekilme yönünde alınan karar başlı başına bir hukuk tanımazlık örneğidir. TBMM’ye ait olan bir yetki hiçe sayılarak, kadın mücadelesinin kazanımı olan bir uluslararası sözleşmeden çıkmaya cüret edilmiştir. TBMM Başkanı, aynı yoldan gidilerek diğer uluslararası antlaşma ve sözleşmelerden de çıkılabileceğini söylemiştir. Demokrasi saldırı altındadır.

4. Bir çevre katliamı projesi olan Kanal İstanbul, aynı zamanda Türkiye’nin Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile edindiği kazanımları tehdit etmektedir. Her Türkiye Cumhuriyeti yurttaşının, gerek ekosistemde olası tahribat, gerekse ülkenin bağımsızlığına ilişkin yarattığı soru işaretleri nedeniyle, bu akıl dışı projeye itiraz etme hakkı ve sorumluluğu vardır. Dahası, AKP iktidarının Suriye ve Irak deneyimlerinde çok açık bir şekilde tanıklık ettiğimiz ABD çıkarlarıyla uyumlu dış politikasının Karadeniz’de de uygulanmak istenmesi mümkündür. Türkiye’nin bağımsızlığı saldırı altındadır.

İktidar eliyle düzenlenen bu saldırıların amacı bellidir. Tarihin en büyük ekonomik yıkımlarından birini yaşayan, pandemi koşullarında kendi kaderlerine terk edilen emekçilerin üzerine basarak Saray Rejimi’nin bekası güvence altına alınmaya çalışılmaktadır.

Saldırılara direnen herkes “darbeci”, “terörist” ilan edilerek bir korku iklimi yaratılmak istenmektedir.

Biz bu filmi daha önce de gördük.

Kendi planlarını hayata geçirmek için “darbe” yaygarası koparanların kimler olduğunu, yargının bir silah olarak kullanılmasının nasıl sonuçlara yol açtığını biliyoruz.

En temel haklarımıza ve değerlerimize bir saldırı varsa, direniş meşrudur.

103 Amiral İçin 'Rütbeleri Sökülmeli' Diyen Bahçeli'nin, Generallere 'AKP'yi Uyarın' Mektubu Gündemde
Nadira Kadirova'nın Ailesi 1,5 Yıldır Adalet Arıyor: 'Lütfen Sessiz Kalmayın'
Avukat Kadına Tinder Aşkı Şoku! "Doktorum" Deyip 300 Bin Lira Dolandırdı

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?