Birçok çocuğun hayalini süsler doktor olmak. Ne olacaksın
sen büyüyünce diye sorulduğunda büyük çoğunluğu doktor olacağım der. Kimileri
bu hayalini hiç unutmaz onun için tüm öğrencilik hayatı boyunca derslerine özen
gösterir. Kimileri bunu başaramaz, kimileri başarır. Başaranların da çoğunluğu
pişman olur. Gerek derslerin zorluğundan gerekse mesleğin zorluğundan. En az bunlar
kadar da aşağıdakilerin pişmanlık üzerine etkisi vardır. Lütfen biz doktor
adaylarını bu durumlarla karşı karşıya bırakıp da pişmanlığımıza pişmanlık
katmayınız J
iyi okumalar dilerim efeniim.
Kardeşim aldık işte üç beş bir şey. Yok yani daha da yıkıcı
olan bu soruyu soranların bizle aynı
sınava girmiş olması. Kardeşim sınava nasıl girdin sen hiç mi bakmıyordun sen
kaç puanla nereler gelebilir diye??
Yok kardeşim
tıp fakültesi okuyanlar doktor olmuyor ne doktoru? Astronot oluyoz bitince
Abi yani her tıp öğrencisi görür ama hayatında birkaç kere. Yani
kadavraları koynumuza alıp yatmıyoruz. Niye korkalım? Demirden korksaydık trene
binmezdik.
Hemşirelerin
işi gücü yok tıp öğrencisi peşinden koşuyor zaten. Sabahın köründe
uykusuzluktan gözleri şişmiş geç kalmamak için koşuşturan elinde simidiyle
meyve suyuyla kliniğe giren bu tipleri hemşireler napsın? Ha belki doktor
olunca işin rengi değişebilir
Çok tehlikeli bir sorudur verilen cevaba göre karşıdakinin
tepkisi çok büyük farklılıklar gösteriri örneğin;
1.sınıfım: ohoo daha çok var sen bişey bilmiyosundur.
2.sınıfım:cevap yine aynı
3.sınıfım:hadi yolu yarılamışsın.
4.sınıfım. bitirmişsin be sen.hastaneye geçtiniz mi?
5.sınıfım, 6.sınıfım: vayy sen doktor olmuşsundur ozaman
denilip sonraki sorulara hazırlıklı olunması için sinyaldir.
Tövbeestafurullah çektirir insana.
+abi sana o ilacı kim verdi?
+ben neyim?
-tıp okuyosun
+doktormuyum?
-değilsin.
+lan yani şimdi benim söylediğim daha mı kıymetli olacak
doktorun söylediğinden?
-??????
Yapmayın nolur böyle şeyler.
Tüm tıp öğrencilerini derin bi sessizliğe büründüren bir
sorudur. Alttan ders ne demek ya diye düşündürür..
Öncelikle vize-final sistemini tam olarak bilmeyen ben size
tıp sınavının nasıl olduğunu anlatayım. Abi bizde vize diye bişey yok. Komite var.
O ne? Bütün derslerin birleşiminden olan tek bir sınavdır. Bizim sınav
sistemimiz böyledir.
Yani resim, müzik, hayat bilgisi, matematik türkçe falan
diyesi gelir insanın. Ama dersler temel tıp bilimleri ve klinik olarak ikiye
ayrılır. Temel tıp bilimlerinde; anatomi, fizyoloji, histoloji, biyokimya,
biyofizik gibi dersler bulunur.
Klinik dersler ise daha sizin anlayacağınız türdendir;
genel cerrahi, dahiliye, çocuk hastalıkları, kadın doğum vs.
Evet abi biz koyunuz çünkü. Kafamız dersten başka bişey
çalışmaz. Dersten başka bir şey bilmeyiz biz.
Cafe mi? O da ne? Okulu, hastaneyi bi de evimi yurdumu bilirim
başka biyer bilmem abi.şunu söylemek isterimki eğer adam gibi bir parti görmek
istiyorsanız sadece tıpçıların olduğu bir partiye katılın.
Evet bu da bizi suskunluğa iten diğer bir sorudur.
+ kanka Latincede ‘’nasılsın’’ nasıl söylenir?
-……………………………(ölmek istersin o an)
Tamam tıpta kullanılan kelimeler latince olabilir ama
yukarıda da belirttiğim gibi latince diye bir dersimiz yok. latince gramer
falan öğretilmiyor yani.
Bu soruyu duyduğumda hep korkmuşumdur. Acaba harbiden
ezberlemem mi gerekiyor lan okadar kitabı diye düşündürüp korkuya salar.
O kitaplarda yazanları ezberlemiyoruz kardeşim öğreniyoruz. Ezberlemekle
öğrenmek farklı şeylerdir. Ayrıca tıp ezber işi olsaydı sözelcileri alırlardı.
Yani ülkemde doktorun çok para kazandığı düşünülür. Tamam vardır
çok kazanan ama hepsinin aynı olduğunu söyleyemem. Nasıl aynı işi yapan diğer mesleklerde herkes aynı parayı kazanmıyorsa bizde de böyledir. Ayrıca samimiyetimle
söyleyebilirim ki nekadar kazanılırsa kazanılsın bu mesleğin çilesini hiçbir
para karşılamaz. Derdimiz para olsa daha çok para kazandıracak ve çok daha
kolay olan bir sürü iş var.
Ayıp ediyosun ya olur mu hiç öyle şey demekten başka bir
çaremiz yok henüz buna karşılık olarak.
Bu öyle bir sorudur ki sonsuz sükunete kapılmak ister insan.
Cevap veremez. Vermek istemez. Sadece susarsın ama içini alevler kaplamıştır
bağırmak haykırmak istersin nafile..
Öncelikle sizlerden ricamız nolur ama noluuuur bu soruyu
sormayın diyorum ve nasıl ne doktoru olduğumuzu kısaca anlatayım iyi dinleyin.
Tıp fakültesi 6
yıldır. 6 yıl boyunca herkesin gördüğü dersler aynıdır aynı eğitimi alır. Bu 6
yıl bittikten sonra (artık kaç yılda biter bilemem) pratisyen hekim olunur. Sizin
sağlık ocaklarında gördüğünüz, ya da acillerde gördüğünüz doktorlardan bazıları
gibi. Okul bitince TUS(tıpta uzmanlık sınavı) diye bir sınav vardır ve girmek
isteyenler yani herhangi bi alanda uzman olmak isteyenler bu sınava girer. Bu sınav
sonucunda nasıl üniversite sınavında tercih yaptıysak aynısından yapıyoruz. Mesela
bilmem ne üniversitesi eğitim ve araştırma hastanesi bilmem ne bölümü ( burada
bölümden kasıt sizin almak istediğiniz cevaplar) gibi bölümler tercih edilir. Kardiyoloji,
çocuk hastalıkları, g.cerrahi. kalp damar cerrahi gibi bölümler. Daha sonra
tercihte gelen o bölümlerin kendi içinde 3 ila 5 yıl gibi süreleri vardır. O
zaman içerisinde uzmanlık yapıyoruz yani
asistan oluyoruz. Bu süreden sonra sizin o bildiğiniz bilmem ne doktoru
oluyoruz. Yani devlet hastanesinde gördüğünüz o kardiyoloji doktoru 6 yıl tıp
okumuş ve sonrasında 4 yıl uzmanlık yapmış oluyor. Sorusu olan?
Tıp öğrencilerine bazen öyle sorular geliyor ki... Örn: 'Sen şimdi Tıp okuyorsun ya iç şişmesine hangi ilaç iyi geliyor?'
Merhaba arkadaşlar Tıp Okumak ile ilgili bir çok bilgiye ulaşmak için sitemizi ziyaret edebilirsiniz. -> www.tipokumak.com
tıp için nasıl bir çalışma sistemimiz olmalı ve bir sene evde çalışacaksan ne kadar saat çalışmalıyız ek ders alınması gerekiyor mu ben yalnız başıma çalışmayı düşünüyorum acaba olabilir mi ??? lütfen cevap verin :)