Quora kullanıcısı doktorlar bu kez biraz açık sözlüydü.
Quora kullanıcısı doktorlar bu kez biraz açık sözlüydü.
Doğuştan oldukça dar bağırsaklarla doğan, bu yüzden yemek yiyemediği gibi dışkılayamayan bir oğlan, bir gün annesi tarafından acile getiriliyor. Çocuk normalde besin değeri çok yüksek hayati bir sıvıyla karnından besleniyor ve dışkısını da yine karnına bağlı torbaya yapıyor. Annesi “Torbası çok çabuk doluyor, ne yapacağımızı bilemedik” dedikten sonra doktor sedyede yatan çocuğa bakıyor ve çocuğun elinde bir paket cips ve biberona doldurulmuş kolayla orada öylece beklediğini görüyor.
Sütü az olduğu için doktora başvuran bir anneye klinikte bol miktarda yulaf ezmesi tüketmesi söyleniyor. Tavsiyeye uyan anne bir dahaki ziyaretinde sorunu aşıyor. 1 yıl sonra tekrardan muayene olmaya gelen annenin neredeyse 50 kilo aldığı görülüyor. “Doktorların söylediği gibi günde iki kase yulaf ezmesi yedim” diyor. Doktorlar yulafı tükettiği ek gıdalardan dolayı kilo alabileceğini söyleseler de, o yalnızca yulaf ezmesi yediğinde ısrar ediyor. Bir sonraki hafta hastayı evinde ziyaret eden doktor gerçeği öğreniyor. Kadın 1 yıl boyunca yulaf ezmesi diye yulaf ezmeli hazır kurabiye yemiş. Günde iki büyük kase. Yulaf ezmesi diye tek başına bir besin olduğunun farkında bile değilmiş.
-Ne zaman oldu
-Bu sabah.
-Yutkunma ya da nefes alma problemleri yaşıyor musunuz?
-Hayır.
-Alerjik misiniz?
-Hayır.
-Bizim ne yapmamızı istiyorsunuz?
-İyi olduğumdan emin olmanızı.
Üstelik doktor hastaya bir kez bakıp “Bir şeyin yok, gidebilirsin” deyince hemen oradan ayrılmış.
Obezite sorunu yaşayan ve ameliyat olma hazırlığında olan hastaya ameliyat öncesindeki 1 ay boyunca yalnızca sıvı gıdalarla beslenmesi söyleniyor. 1 ay sonra ameliyat için hastaneye geldiğinde vücut kütle endeksinin azalmak bir kenara, arttığı fark ediliyor. Hasta söylendiği gibi sadece sıvıyla beslendiğini, kendine evde smoothie hazırladığını söylüyor. Smoothie’yi neyle hazırladığı sorulunca dürüstçe cevaplıyor: Kek ve dondurmayla?
Bu sefer hasta bir hayvan ama ahmak olan hayvancağız değil, sahibi. Hıçkırık probleminden dolayı aşırı kilolu labradorunu veteriner kliniğine getiren köpek sahibine köpeğin obez olduğu ve büyük ihtimalle bu yüzden hıçkırdığı söyleniyor. Sahibiyse köpeğinin obez olduğuna inanmıyor ve ikna olmak için gerekli testlerin yapılmasını istiyor.
Tıbbi dosyasında ciddi bir sağlık sorunu bulunmayan yaşlı bir kadın, kocası tarafından “Ölüyor” şikayetiyle acile getiriliyor ve müşahade altına alınıyor. Bir süre sonra olay yerine ikilinin torunu panik halinde intikal ediyor. Torunu doktora babaannesinin büyük ihtimalle evdeki uzay keklerini atıştırmalık niyetine yediğini itiraf edince vaka çözülüyor.
35 yaşındaki bir yatırım bankacısı olan David, nadir bir genetik bozukluk nedeniyle ne zaman bakla yese hemolisis, yani kan erimesi yaşıyor. Tesadüf bu ya, David her yıl doğum gününde özel olarak bir Yunan restoranına gidiyor ve baklayla yapılan bir pilakiyi mideye indiriyor. Ardından hastanelik oluyor tabii. Yıl boyunca ağzına bakla koymayan David, her yıl doğum gününün ardından aynı şikayetle hastaneye kaldırılıyor. Her yıl rahatsızlığın yediği pilaki nedeniyle oluştuğu söylense de David her doğumgününde bunu unutuyor ve pilakiyi yiyerek hastanelik olmaya devam ediyor.
Dişlerinde aşırı oranda aşınma olan 70’lik bir hasta, sağlıklı olduğunu düşündüğü ph oranı 3 olan sulardan içtiğini, ayrıca bu suların içine limon dilimi attığını diş hekimiyle paylaşıyor. Bu ikilinin ileri derecede asidik bir yapı oluşturduğunu ve bu yüzden dişlerinin aşındığını öğrenen hasta doktora inanmıyor ve limonun vücuda girer girmez baza dönüştüğünü iddia ediyor. Tansiyonu her ziyaretinde yükselmeye başlayan hasta, alışkanlığını ısrarla sürdürüyor ve bir gün felç geçirip tekerlekli sandalyeye mahkum oluyor.
Yani siz siz olun, doktorunuzu dinleyin.
20 yaşındaki oğlunu kliniğe getiren bir baba, oğlunun erken diyabete sahip olabileceğini çünkü saçlarının çok yağlı olduğunu doktorla paylaşıyor. İlk başta gerçek sorunu itiraf etmekte zorlanan bir hastayla karşılaştığını zanneden doktorlar, sorunun ciddi ciddi bu olduğunu öğreniyorlar. Doktorun tavsiyesi “Daha sık duş alıp şampuanını değiştir” şeklinde oluyor.
Ekibin geldiğini gören kadın “Bir tane de yolluk içki alayım” diyerek buzdolabına doğru ’yürümeye’ başlıyor.
Doktor, annesi tarafından kontrole getirilen 6 aylık bebeğin biberonundaki koyu renkli sıvıyı görüp “Bu yaştaki bir bebeğin çikolatalı süt içmesi son derece sakıncalıdır” uyarısını yapıyor. Anne ise bunun üzerine “Merak etmeyin o çikolatalı süt değil, kahve. İçmeye bayılıyor” diyor.
Gözlerindeki aşırı kızarıklık ve iritasyon şikayetiyle doktora gelen genç bir kadın, gözüne hiçbir yabancı maddenin kaçmadığını ama yine de bu hale geldiğini söylüyor. Doktor gözüne boya döküp muayeneye başladığında gözünde renkli bir lense rastlıyor. Hikayeye göre göz renginden hoşlanmadığı için 6 ay önce renkli lens takmaya başlamış ve o günden beridir lenslerini çıkarmamış. Geceleri bile. Aralıksız. Acilen bir göz doktoruna sevk edilmiş tabii.
Türk bir doktordan okuduğum iki hikaye vardı. Adam gelir doktora gerekli tetkikler yapılır reçeteyi yazar doktor ve kontrole gelmesini söyler. Geçer zaman ve hasta kontrole gelir. Nasılsın? sorusuna cevaben. Boynundaki muskayı göstererek - "Doktor yazdığın muska çok iyi geldi, iyileştim. Allah razı olsun." olur. :) Bir diğeri kadın hasta çocuğunu getirir ve doktor "Üstünü soyun ve çocuğu yatırın." der. Sonra doktor tekrar içeri gelir karşılaştığı manzara çocuk sedyededir kadın ise yarı çıplak kendi üstünü çıkarmış doktoru beklemektedir. :D
Bu tip insanlara aslında hiç yardım etmemek lazım neticede her şeyi en iyisini bildiklerini sanıyorlar çeneleri hiç susmuyor maşallah :@
Aptallığından dolayı kendisini en zeki zanneden ve bunda da ısrarcılığını hiç yitirmeyen tür aşağıdakilerden hangisidir.. A) İnsan