Timurlenk'ten Yüzbaşı Şerafettin'e Anadolu'nun Türk Yurdu Olduğunu İki Kez İlan Eden 500 Senelik Bir Kılıç!

Söz konusu Anadolu olduğunda yapılmış savaşların haddi hesabı yoktur sanırım. Özellikle 500 küsur yıl arayla yapılan bu 'iki fethin' ortak bir nesnesi olması da ne kadar enteresan ve anlamlı. Birinde belki gerçekten kullanılan diğerinde ise özellikle simgesel değeri olan 1 kılıç...

Kaynak: Kemal Arı

Aksak Timur ya da Timurlenk... 1402'de Ankara'yı aldıktan sonra hız kesmeden kışlamak için İzmir'e gelir ve 2 hafta süren bir kuşatmadan sonra İzmir'i tapınak şövalyelerinden alır.

Ve aradan 520 yıl geçer... Bu sefer başka bir muzaffer komutan "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır." diyerek aynı ulusu yeniden ayaklandırır ve Sakarya'da zafer elde edilir.

Sırada 500 küsur sene önceki gibi hedefte İzmir vardır. Ancak Milli Mücadele'nin en önemli ihtiyacı paradır. Ve Sovyetlerden yardım istenir. Devreye ise Buhara Sovyet Halk Cumhuriyeti girer.

Eski bir emirlik olan bu ülkede emirden kalma altınlar vardır ve 7 Ocak 1922'de bu ülkeden bir heyet hem maddi yardım hem de Timur'a ait bir Kur'an-ı Kerim ve 3 kılıç ile gelir. Meclis Başkanı Mustafa Kemal Paşa heyeti bizzat karşılar.

Ve şöyle der Gazi: "Buhara ahalisinin Türkiye’deki kardeşlerine hediye olarak gönderdiği Kur’an-ı Kerim ile Türkiye Halk Ordusuna nişane-i takdir ve tebrik olarak irsal eylediği kılınçı elinizden alır iken kalbim heyecan ile doldu."

'Buhara halkının arzusunu yerine getirmek, bu Kitab-ı Mukaddes’i millete, aziz kılıncı da İzmir fatihine teslim edeceğim. Allah’ın inayeti ile İnönü ve Sakarya muzafferiyetlerini kazanan milli ordumuz, İnşallah pek yakında bu kılıncı da kazanmış olacaktır.'

Ve Büyük Millet Meclisi 2 kılıcı Gazi'ye ve İnönü'ye hediye eder. 3. kılıç ise İzmir'i bir daha alacak fatihini beklemektedir ki...

Başkomutan Mustafa Kemal, 1 Eylül 1922'de 'Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!' emrini verir.

Ve Türk süvarileri 9 Eylül'de akın akın İzmir'e girer. İşte bu süvarilerin başında olan ve yaralı olduğu halde bayrağımızı Hükumet Konağı'nda göndere çeken ise Yüzbaşı Şerafettin olur.

Üçüncü kılıç Gazi Paşa'nın emriyle 15 Eylül 1922'de Yüzbaşı Şerafettin'e armağan edilir. Kahraman Yüzbaşı bir süre daha görevine eder fakat sonradan malulen emekli olur.

Ve vefatından önce, bu kılıç benden daha çok Türk ulusuna ait, diyerek eşi Siret Hanım aracılığıyla bu kılıcı İzmir'de kurulan bir müzeye ulaştırmak üzere İstanbul Valiliği'ne teslim eder. Ancak iddialara göre bu üçüncü kılıç kaybolur ve akıbeti bilinmez.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Atatürk'ün 'Emice' diye Hitap Ettiği 67 Yaşındaki Bir Savaş Kahramanı: İpsiz Recep
Zafer Bayramı'mız Kutlu Olsun! Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Ders Niteliğindeki 30 Ağustos Mesajları
Atatürk Bundan Tam 100 yıl Önce "Hattı Müdafaa Yoktur, Sathı Müdafaa Vardır." Derken Ne Demek İstiyordu?
Yıl Dönümünde Utançla Andığımız Sevr Antlaşması Gerçekten Yürürlüğe Girmemiş miydi?
19 Mayıs 1919'un Görünmez Kahramanlarından Biri, Efendi Kaptan: İsmail Hakkı Durusu

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti Umut'un En Başından Beri "Umutsuz Vaka" Olduğunu Anlatan Enfes Flood
Yalı Çapkını Hayranları Ferit'i Görmek İçin Tekneyle Sete Gitti!
Cezaevinde 37 Kiloya Düşen Nihal Candan İçin Tahliye Kararı Verildi