Tıkır Tıkır İşleyen İnsan Vücudundaki 14 Ufacık Kusur

1. Gözlerin her birinde bir kör nokta mevcut.

Nedeni ise insanların iç-dış retinaya sahip olması. Bu da demektir ki sinir lifleri retinanın önünde ve ışığı bloke ediyor. Tek istisna olan ahtapotlar ve mürekkep balıklarında, sinir lifleri retinanın hemen ardında yer aldığı için kör nokta bulunmuyor.

Kör noktanızı kontrol etmek için bu GIF'i kullanabilirsiniz. Sağ gözünüzü kapatarak sol gözünüzle izleyin. Kırmızı noktanın kaybolduğunu, daha sonra görüş alanınızın dışında kalsa bile gözlerinizi çevirerek tekrar gördüğünüzü fark edeceksiniz. İşte bu sizin kör noktanız.

2. Yirmi yaş dişleri pek çok probleme sebep olur.

Tam anlamıyla başımızın belaları. Ağzımız zaten bu kadar küçük ve kalabalıkken, bir de bu baş belalarına hiç gerek yok.

Bilim adamlarına göre eğer yeterince büyük bir ağzımız olsaydı yirmilik dişler oldukça yararlı olacaktı. Fakat şu durumda, ağrı ve enfeksiyondan başka bir işe yaramıyorlar.

3. Vücudun dışında savunmasız bir şekilde asılı duran testislerin, her türlü saldırıya açık olduğu bir gerçek.

Bazı bilim adamlarına göre, vücut ısısından birkaç derece düşük bir ısı, sperm üretimi için en iyisi; işte bu yüzdendir ki dışarıda öylece duruyorlar.

Ancak açık bir konumda olmak, testisleri herhangi bir durumda kolaylıkla savunmasız ve incinebilir hale getiriyor. Yanlışlık bir darbe alan arkadaşların çok iyi bildiği bir durum bu. Fillerde olduğu gibi, testislerin vücudun içinde yer alması belki daha güvenli olurdu; fakat oldukça garip olacağını da tahmin edebiliyoruz.

4. Kulakları oynatmak tamamen işe yaramaz ve faydasız bir eylem.

Kulaklarını kıpırdatabilen bazı insanları biliyoruz; fakat minik, şirin bir kedi dışında bunu yapmaya gerek yok. Çünkü, kediler kulaklarını oynatarak kuşların ve diğer yırtıcıların sesini daha iyi duyabiliyorlar. Bilim adamları bu yeteneğimizin, atalarımızdan bizlere kaldığını düşünüyor.

Biyolog Lewis Held'in Quirks of Human Anatomy kitabına göre, günümüzde kulak hareket ettirmek, küçük çocukları eğlendirmekten başka bir işlevi olmayan bir yetenek.

5. Tarihin en büyük gizemi: erkek meme uçları

Lewis Held'e göre erkeklerdeki meme uçları tamamen fonksiyonsuz. Bazı bilim adamlarının teorilerine göre ise, bu meme uçları bebek oluşumundaki rahimden kalma bir özellik ( Tüm fetüsler dişi olarak meydana gelir, daha sonra dişi ya da erkek üreme organları gelişir.). Ama bu da yalnızca bir teori.

6. Solungaç benzeri yapılar

Brankial kemerler denilen bu yapılar, Held'in söylediğine göre yine atalarımızdan miras kalan bir özellik. Bu embriyo solungaçları, yüzün, boynun, ağzın ve diğer bölgelerin şekillenmesine yardımcı oluyor. Fakat Held, bu yapıların yardımı olmadan da gelişme olacağını söylüyor.

7. Yemek yerken nefes borusunu kapatan doku o kadar küçük ki, kolaylıkla boğulabilirsiniz.

Epiglot denen bu doku, yemeği yutarken soluk borusunu kapayarak yiyeceklerin yemek borusundan mideye inmesini sağlar. epiglot işlevini yapmaz ve yiyecek nefes borusuna kaçarsa, boğulma gerçekleşir.

Ancak bebekler ve diğer memelilerde, epiglot ağızdan aşağıya doğru geniş bir alanda bulunur. Gırtlak da aynı şekilde bulunur, bu da yetişkin insanların aksine, aynı anda yemeye ve nefes almaya izin verir. Fakat bu konuşma yeteneklerinin olmadığı anlamına gelir.

8. Boğulmaktan bahsetmişken söyleyelim; uzun süre oksijensiz kalamayız.

Bazı hayvanlar uzun süre oksijensiz hayatta kalabilirler. Held'e göre, deniz kaplumbağaları nefeslerini 3 saat kadar tutabilir. Beyin hasarına yol açmadan, insanların nefesini tutabileceği en uzun süre ise 4 dakikadır. Kış uykusuna yatan hayvanlar nefes alırken daha az oksijen kullanır. Hatta bakteriler bile oksijensiz çoğalabilir.

Held'e göre az oksijenle hayatta kalmaya adapte olmak, insanlar için uygun değil. Çünkü buna ihtiyacımız yok.

9. Doğal yoldan C vitamini sentezleyemeyiz.

Pek çok omurgalı tür, vücutlarında C vitamini üretebilirken insanlar yapamaz. Bu yüzden dışarıdan almak zorunda kalırlar. İlginç bir şekilde C vitamini sentezi yapan bir gene sahip olmamıza rağmen, tarihin erken dönemlerindeki mutasyonlar sonucu, bu gen işlevini kaybetmiş.

C vitamini eksikliğinin iskorbüte yol açtığını da hatırlatalım.

10. Doğum esnasında pelvisin aldığı şekil

İnsanlar gerçekten küçük bir pelvis açıklığına sahipler; bebekler de biraz büyük kafalara. Bir sorun görüyor musunuz? Bebeğin girdiği doğum kanalı oldukça dar. Bu yüzden Held, sezaryende olduğu gibi bebeğin göbek bağına yakın bir yerden dışarı çıkmasının, daha güvenli ve daha az acılı olduğu söylüyor.

Daha kötüleri de yok değil. Benekli sırtlanlarda, yavrular annelerinin oldukça dar klitorislerinden dışarı çıkıyor. Düşünebiliyor musunuz!

11. Erkek olarak dünyaya geldiyseniz, yaşlandığınızda prostatla ilgili bazı sıkıntılar yaşamanız muhtemel.

Nedeni ise idrar yolunun prostatın çevresinden değil, tam içinden geçmesi. Orta yaş dönemlerinde, erkeklerin prostatlarında genişleme oluşur. Prostat genişledikçe idrar yolunu sıkar, bu da idrar yapmanızı zorlaştırır.

12. Ayağımızda birçok kemik var.

Ayaklarımızın her birinde yaklaşık 26 kemik bulunur, yani tüm vücuttaki kemiklerin dörtte biri kadar. Bu da bilek kırılması ya da burkulma gibi fazla miktarda problem doğurur. Ağaçlara tırmanırken ayaklarını kullanan atalarımızdan kalma bir diğer özellik de bu. Dümdüz yürürken çok işe yaramadığı da oldukça aşikar.

13. Anüs ve üreme organları oldukça yakınlar.

Bu da anüsten gelen bakterilerin, vajina ve penise ulaşmasını kolaylaştırıyor ve enfeksiyona yol açıyor. Anüs ve idrar yolu arasındaki mesafe erkeklere göre daha kısa olduğu için, bu durum kadınlar için gerçekten büyük bir problem. Çoğunlukla kadınlarda görülmesine rağmen, zaman zaman erkekler de enfeksiyon kapabiliyor.

14. Bu da en büyük FAIL

Diğer kusurlar hiçbir şey tabi.

Popüler İçerikler

Yeni Sezonda TV Ekranları Fena Karıştı: 5 Dizinin Ertelendiği Sezonda 6 Dizi Şimdiden Final Yaptı!
Fernando Muslera, Jose Mourinho'yu Hedef Aldı: "İstemiyorsa Gidebilir"
Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti