Pek çok insan yapay zekâyı bilim kurgu distopyalarıyla ilişkilendiriyor ancak teknoloji gelişmeye devam ediyor ve yapay zekâ, en çok da iş sektörlerini dönüştürüyor. Öyle ki makine öğrenimi algoritmaları aracılığıyla elde ettiği verileri değerlendirerek kendini daha verimli hale getiriyor.
Yapay zekâ, ana akım toplumda çok yeni bir teknoloji gibi algılanıyor olabilir ancak modern yapay zekâ alanının 1956 yılında ortaya çıktığını düşünürsek hiç de yeni bir alan değil.
İş dünyasında geniş bir kullanım alanına sahip olan yapay zekânın yakın gelecekte dijital teknolojiyi iki boyutlu ekrandan çıkarması ve bireyi kapsayan üç boyutlu fiziksel ortama getirmesi bekleniyor.
Genel bir çerçeveden bakacak olursak teknoloji çağında her sektörde olduğu gibi ticaret ve pazarlama alanında da büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Bu dönüşümün başrolünde ise kesinlikle yapay zekâ var.
Yapay zekâ, işletmelerin verimliliğini arttırmak, müşteri deneyimini geliştirmek ve rekabet avantajı elde etmek için güçlü bir araç olarak kullanılıyor.
Sektördeki pazar payı artışına bakıldığı zaman yapay zekânın; satışlar hakkında daha iyi gelecek tahminleri yapmasına, daha iyi müşteri desteği sağlamasına ve yeniden pazarlama sürecine yardımcı olduğu aşikâr. Ancak bununla da sınırlı değil.
E-Ticaret başta geliyor
Özellikle e-ticaret, yapay zekâ uygulamalarının en çok aktif olduğu alanlardan birisi. Şirketler; müşterilerine satış yapabilmek adına yapay zekânın birçok yeteneğinden faydalanma imkânı yakalıyor.
Başta büyük şirketlerin tekelinde olan bu uygulamalar son birkaç yıl içinde daha çok yaygınlaştı. Müşteriyle etkileşimler, duygusal tonlama analizleriyle değerlendirilerek, iş yükünü azaltıyor ve hızlı geri dönüşler vadediyor. Bu da şirketlerin uzun bir emek ve sermaye harcadığı büyük bir soruna çözüm olarak sunuluyor; müşteri memnuniyeti.
Örneğin algoritmalar sayesinde müşteri davranışları analiz edilerek, alışveriş alışkanlıklarına göre kişisel öneriler sunulabiliyor. Böylece müşterilerin ihtiyaçları daha kolay karşılanırken, satışlar artıyor ve çift taraflı bir memnuniyet söz konusu oluyor.
Yapay zekâ sayesinde müşteriler daha iyi bir satın alma deneyimi yaşama imkânı bulurken; satıcılar da müşterilerle daha iyi etkileşim kurma, kaynakları optimize etme ve küresel pazarda öne çıkma avantajı elde eder hale geliyor.
Ayrıca yapay zekânın müşteri profilleri oluşturma konusunda da reklam sektörünü bir hayli etkilediğini söylemek mümkün. Bu sayede daha net hedeflemeler yapılması ve daha kesin sonuçlar elde edilmesi olası hale geliyor.
İçerisinde bulunduğum sektöre baktığımda yapay zekânın burada da sıklıkla kullanımını gözlemleyebiliyorum. Yapay zekâ, kod analizi yaparak ve hataları tespit ederek yazılım kalitesini arttırabiliyor. Ayrıca test otomasyonunda yapay zekânın kullanılması süreçleri hızlandırarak müşterilere hem daha hızlı hem de daha güvenilir ürünler sunmaya yardımcı oluyor.
Hal böyleyken yapay zekânın benimsenmesi elbette uzun zaman almıyor. Çünkü yapay zekâ görevleri otomatikleştiriyor, maliyetleri düşürüyor ve endüstrilerin dönüşmesine katkıda bulunuyor.
Otomasyonu güçlendirmeye yönelik önemli yatırım ve araştırmalarla yapay zekâ kullanımı, benzeri görülmemiş seviyelere ulaştı. Bu da onun başarısını kanıtlar nitelikte.
Yapay zekâ teknolojisinin gelecekte nasıl gelişeceğini kestirmek zor ancak daha şimdiden işletmelerin süreçlerini kolaylaştırdığı kesin. Günlük hayatın yanı sıra işletmelere de katkı sağlayan bu durum sayesinde gelişen süreçler, yapay zekânın başarısının bir anahtarı olarak gelecekte çok daha fazla kapıyı açacak gibi görünüyor.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio