The Witcher'ın günler sonra yayınlanacak ikinci sezonu için gözlerimiz yollarda kaldı ama her geçen gün heyecanımız artmaya devam ediyor. Peki dizinin ikinci sezonu beklentileri karşılayabilecek mi? İkinci sezonda bizleri neler bekliyor? Bu soruların cevabını ikinci sezon hakkında ilk görüşlerini paylaşan eleştirmenler veriyor!
Dizi, Polonyalı yazar Andrzej Sapkowski'nin kaleme aldığı kitap serisi ve popüler bilgisayar oyunundan uyarlandı. Başrolünde, Rivia'lı Geralt rolü ile Henry Cavill'ı izliyoruz. Cavilll'e eşlik eden isimler ise Freya Allan ve Anya Chalotra.
İkinci sezona günler kala, yeni sezon ile ilgili ön bilgiler ve ilk izlenimler gelmeye başladı. İşte eleştirmenlerin The Witcher'ın ikinci sezonu hakkındaki yorumları!
Yeni sezon, hikâye yerine karakterlere odaklanmayı seçiyor. Geriye dönüp bakıldığında, çarpık zaman çizelgesi, The Witcher'ı ilgi çekici bir dizi kılan özelliklerden biriydi. Ancak bir noktada olumsuz bir özellik olan çarpık hikâye örgüsü yerini ikinci sezonda daha düz ilerleyen bir hikâye anlatıcılığına bırakıyor.
Bu açıdan, The Witcher yanlış adımlarından ders aldığını gösterdi. Ancak bazı eleştirmenler, dizinin bu kadar popüler olmasına olanak tanıyan özelliklerden bir kısmını kaybettiği kaygısı içinde.
İlk sezon yayımlandığından bu yana, Henry Cavill ve Freya Allan arasındaki samimi enerji hayranların gözünden kaçmıyor. Kameralara da yansıyan bu pozitif enerji, çifte olan sempatimizi artırıyor. Cavill ve Allan bu samimiyet ile rollerini gerçekleştirdiğinde ise sıcacık ve güven dolu bir ortam oluşuyor.
Geralt'ın akıl hocası Vesemir'i canlandıran Kim Bodnia, ateş büyücüsü Rience'i canlandıran Chris Fulton, elf büyücü Francesca'ya hayat veren Mecia Simson ve spymaster Dijkstra rolünde Graham McTavish'in 2. sezon kadrosuna katılmasıyla hikâye genişliyor.
İkinci sezonun ilk altı bölümünde olay örgüsündeki genişleme nedeniyle The Witcher evreni biraz geri planda kalmasına rağmen, ana hikâyenin merkezindeki Geralt, Prenses Ciri ve Yennefer üçlüsü ile The Witcher dünyasına yeniden tutunuyoruz.
Kıta'da tehditler ortaya çıktıkça Rivia'lı Geralt'ın bu tehditleri ortadan kaldırması ve canavarlarla çarpışması bu sezonda da devam ediyor. Ancak, dövüş sahnelerindeki özel efektler, prodüksiyon değerleri, setler ve aksesuarlar bu yıl bir adım öne çıkıyor. İkinci sezonda, beklenilenden daha destansı savaş sahneleri izleyenleri bekliyor. The Witcher, ikinci sezonda kullandığı set parçaları ve büyük ölçüde geliştirilmiş görsel efektlerle büyük bir bütçeye sahip olduğunu ispat ediyor.
2. Sezon yüzünü siyasi entrikalara ve büyülü gizemlere çevirdiğinde, roman serisinin ekranlara uyarlamasındaki kusurları ve belirsizlikleri netleşiyor. Dizi birçok yönden romanlardaki olaylara ve ayrıntılara sadık kalsa da romanların hayranları, karakterlerin veya olayların özündeki daha derin, daha karmaşık anlamların kaybolmaya yüz tuttuğunu ya da tamamen kaybolduğunu düşünecek.
İkinci sezon, ilk sezondan daha başarılı olsa da, bazı eleştirmenlere göre hâlâ bir uyarlama olarak tutarsızlıklar barındırıyor. Yine de genel olarak bakıldığında, The Witcher, benzersiz dünyası ile izleyenleri fantastik bir yolculuğa çıkarıyor. İlk sezondaki sorunların üstesinden gelerek zaman çizelgesini anlamaya çalışmak yerine zengin karakterlerine ve içinde yaşadıkları büyüleyici dünyaya odaklanmanız için daha fazla zaman veriyor.