Geleceği merak etmek doğamızda var. Her geçen gün gelişen teknolojinin sunduğu nimetler sayesinde sadece geleceği öngörmüyoruz aynı zamanda içinde bulunduğumuz çağı kolaylaştırıyoruz. Bu durumun farkında olan film sektörü ise olağanüstü senaryolar, üstün görsel efektler ile ortaya başyapıtlar koyuyor. İşte, teknolojiye ilgi duyanların mutlaka izlemesi gereken 15 filmi sizin için derledik. Hazırsanız başlıyoruz!
Ashton Kutcher'in başrolünde yer aldığı Jobs filmi, Apple'ın kurucusu olan Steve Jobs'un hayatını ele alıyor. Teknoloji devi Apple'ın kurucusunun hayat hikâyesinin aktarıldığı film, biyografik özelliği ile dikkat çekiyor. 2001 yılındaki iPod tanıtımına kadar Steve Jobs'un yaşadıklarını tüm çıplaklığıyla sunuyor. Steve Jobs'un gençliğine, kendini motive ediş şekline, özel hayatına odaklanan film; teknoloji severlerin bir hayli beğenisini kazanıyor.
Disney'in animasyon filmlerinden biri olan Tron, video oyunları tasarlayan bir şirkette çalışan Kevin'in işten atılması ile başlayan bir hikâyeyi konu alıyor. Patronun kendi işlerini çaldığını düşünen Kevin, kendi yazdığı programın içerisine dalıyor ve burada hapsoluyor. Tron; teknoloji severlerin, sanal aleme merakı olan kişilerin izlemesi gereken bir animasyon filmi. Çağın ötesinde görsel efektleri ve harika oyuncukları ile film, adından söz ettirmeye hâlâ devam ediyor.
Yakın gelecekte geçen bir filmle karşınızdayız. Filmde polis güçleri, mekanik robotlardan oluşuyor ve devletin baskıcı gücü, tüm dünyayı esir altına alıyor. İnsanlar ise bu robotların baskıcı tutumundan bıkarak robotlara karşı koymaya hazırlanıyor. Mekanik robot polislerin bir yazılımcı tarafından çalınarak yeniden kodlanması sonucu kendi adına düşünüp hissedebilen bir robot oluşuyor. Chappie isimli robotun yaratılışı ile gelişen hikâye, teknoloji severlerin oldukça hoşuna gidiyor.
Will Smith'in başrolde yer aldığı filmde 2035 yılına gidiyoruz. Robotlar ile yaşayan insanlar, robotlara güvenirken dedektif Del Spooner, robotlara pek güvenmiyor. Bir cinayet davası üstlenen Del, katilin bir robot olduğundan şüphelenerek bu şüphesinin üstüne gidiyor. Robot psikoloğu ile hareket eden Del'in hikâyesini irdeleyen yapım, ilgi çekici senaryosu ile oldukça beğeniliyor.
11 yaşında sıradan bir çocuğun aslında yapay zekâya sahip bir robot olduğunu düşünmek oldukça korkutucu değil mi? Çocuğu olmayan ailelere tıpkı bir oyuncak gibi verilen David'in bu durumun farkına varması ve sonrasında yaşadığı macerayı işleyen film, aslında Stanley Kubrick'in yarım kalan bir projesi. Kubrick'in bitiremediği işi tamamlayan ise yönetmen Spielberg oluyor. Öz bilinç sahibi olan David, bir yapay zekânın neler yapabildiğini gözler önüne seriyor.
The Oasis isimli bir oyun evreninde geçen filmde Wade Watts isimli karakterin yaşadıkları ele alınıyor. Oyunun kurucusu, oyun evreninin içerisinde bir anahtar sakladığını ve bu anahtarı bulan kişinin kendisi öldükten sonra tüm servetine sahip olacağını açıklıyor. Bunun üzerine başta kahramanımız Wade olmak üzere birçok insanın oyun evrenine girerek anahtarı bulmaya başlaması sonucunda ortaya harika bir film çıkıyor.
Bilgisayara ilgili bir dâhi olan Benjamin'in bir diğer isteği, dünya çapında tanınan bir insan olmak. Bir hacker grubunun Benjamin'i fark ederek aralarına katmaları ile tehlikeli oyunlara katılan ekip, sanal dünyaya güzel bir selam veriyor. Zaman içerisinde dünyanın en çok aranan hackerlarından biri olan Benjamin'e odaklanan Alman yapımı bir film Who Am I, teknoloji meraklılarının kalbini çalıyor.
Oldukça ilgi çekici bir konusu olan Ex Machina filminde, karakterimiz Caleb bir yazılım firmasında çalışıyor. Firmanın gizemli CEO'su Nathan bir dağ evinde insanlardan uzak yaşıyor. Yapılan bir yarışma sonrasında Nathan'ın yanında 1 hafta geçirme ödülü kazanan Caleb, dağ evine gittiği zaman yapay zekâ ile karşılaşıyor ve olaylar gelişiyor.
Facebook'un kurucusu olan Mark Zuckerberg'in hikâyesini işleyen filmde Andrew Garfield, Justin Timberlake ve Jesse Eisenberg başrolleri paylaşıyor. Kız arkadaşı tarafından terk edilmesinin ardından sarhoş hâlde Harvard Üniversitesi'nin sistemine sızan Mark, kampüste yer alan tüm kızların bilgilerini bir araya getiriyor. Veri tabanı oluşturarak kızları güzellik sıralamasına sokuyor ve sistemin ismini Facemash koyuyor. Zaman içerisinde bu sistemin Facebook'a nasıl evrildiği filmde gözler önüne seriliyor.
Siyah beyaz bilim kurgu filmlerinden olan The Day The Earth Stood Still, dünyaya bir mesaj vermek üzere gelen uzaylı ziyaretini konu alıyor. Bilim kurgu filmleri arasında kült yapımlardan olduğu düşünülen filmin ikinci versiyonu ise 2008 yılında çekildi ve başrolünde Keanu Reeves yer aldı.
Hem romantik hem bilim kurgu türünde bir film arıyorsanız Her filmi tam size göre. Yakın gelecekte geçen filmde Theodore Twombly, el yazımı mektuplar yazarak para kazanıyor. Her şeyin bilgisayarla yapıldığı dönemde oldukça nadir bir iş yapan Theodore, eşinden ayrıldıktan sonra yalnız başına bir apartman dairesinde yaşıyor. Yapay zekâ programını öğrenen Theodore, sanal bir varlık olan Samantha ile tanışıyor. Yapay zekâ Samantha ile Theodore arasındaki ilişki bir hayli garipleşiyor ve olaylar hem düşündüren hem de şaşırtan bir hâl alıyor.
2. Dünya Savaşı esnasında Almanlar, Enigma şifreleme sistemi ile İngilizler ve müttefiklerine büyük kayıplar yaşatıyor. Bunun üzerine İngiltere'nin en iyi beyinleri ve kriptoloji uzmanları bir araya gelerek Enigma şifreleme sistemini çözmeye çalışıyor. Genç profesör Alan'ın ekibe katılması ile dengeler birden değişirken yeni girişimlerin de kapısı aralanıyor. Ünlü İngiliz matematikçi Alan Turing'in hikâyesinin anlatıldığı filmde Benedict Cumberbatch ve Keira Knightley başrolleri paylaşıyor.
Aynı isimli Andy Weis imzalı romandan uyarlanan Marslı, Mars'a gönderilen bir grup astronotun hikâyesiyle başlıyor. Mars'ta şiddetli bir fırtına çıkması sonrası arkadaşları tarafından öldü sanılarak terk edilen Mark Watney, bambaşka bir gezegende yapayalnız kalıyor. Yetenekleri, yaratıcılığı, zekâsı ve sınırlı olanakları ile kendi gezegenine sinyal göndermeye çalışan Mark'ın hikâyesi; teknolojiye ilgi duyan kişilerin oldukça hoşuna gidiyor.
1982 yapımı olan filmde 2019 yılındaki distopik bir evren konu ediliyor. Firmaların dış görünüşü insandan ayrılmayan robotlar üretmesi ile dünya, dış tehditlere karşı korunmaya başlıyor. Robotların illegal işleri halletmesi ve dış kolonilere karşı savaşması ile dünya bambaşka bir düzende ilerliyor. Bu robotlar ise Blade Runner isimli bir polis grubu tarafından yakalanıyor. Uzman polis Rick Deckard, robotları yakalamak üzere verilen görevi kabul ediyor ve hikâye daha da ilgi çekici bir hâle kavuşuyor. Blade Runner'ın devam filmi olan Blade Runner 2049 ise 2017 yılında vizyona giren filmlerden biri.
Stanley Kubrick yönetmenliğinin ustalığını vurgulayan A Space Odysses, zamanına göre oldukça ileri görüşlü bir film olarak karşınıza çıkıyor. Uzay macerasına çıkan primat bir grup, yemek için kavga ettikleri esnada yanlarında siyah bir taş görüyor ve ilk defa alet kullanmaya çalışıyor. İnsanın evrimi, teknoloji, yapay zekâ ve daha birçok tematik noktayı işleyen film; geleceği gören yapısı ile oldukça dikkat çekiyor.