The Rings of Power ve House of the Dragon Karşı Karşıya! The Rings of the Power Neden Beğenilmedi?

Bir zamanların efsaneleri Lord of the Rings'i veya Games of Thrones'u mutlaka duymuşsunuzdur. Şu sıralar her yerde dolaşan The Rings of Power ve House of the Dragon ise bizleri bu dizilerin öncesine götüren iki dizi olarak yayın hayatına geçenlerde başladı. Ancak bir tanesi izleyicilerden tam not alamadı. Devamı için...👇

Uyarı: Her iki diziye dair spoiler içerir.

Bu sonbaharda, tüm zamanların en popüler fantezi serilerinden ikisi yayın hayatına başladı.

HBO'nun Game of Thrones dizisi House of the Dragon ve Amazon Prime'ın J.R.R. Tolkien'den ilham alan dizisi Lord of the Rings: The Rings of Power, bölümlerini haftalar içinde yayınladı. Fantezi hayranları bayram etti desek yeridir.

Ancak esas konuyu yakalamak için Game of Thrones, Hobbit ve Lord of the Rings serilerini izlemenin yanında bir de okumaları gereken binlerce sayfa kitap olduklarını da düşününce yeni hayranların işi hayli zor aslında.

Mitoloji söz konusu olduğunda her bir yapım oldukça detaylı oluyor. Konuya hakim olmak için çeşitli hanedanların, yaratıkların, krallıkların, karakterlerin ve tarihi olayların adlarını öğrenmeniz gerekir. Bu evrenlerde kılıçların bile isimleri var!

Her iki dizi de yazarlar tarafından yazılmış kitaplardan yarlanıyor.

House of the Dragon ve The Lord of the Rings: The Rings of Power dizilerinin ikisi de bizleri her şeyin öncesine götürüyor. Bazı prequel (filmin veya kitabın öncesini anlatan ancak sonradan oluşturulan eserler) asıl hikaye hakkında çok fazla bilgi öğrenilmesi gerektirirken, bazıları ise evrene ilk kez girenler için iyi bir başlangıç ​​noktası sağlar ancak, ilk kez evrene girenler için House of the Dragon izleyenlere çok daha kolaylık sağlıyor.

Dizilerin ulaştığı sayıların sayılar inanılmaz derecede büyük olduğunun da altını çizelim.

Amazon, The Rings of Power dizisinin yapım maliyetini 399 milyon sterlin olarak duyurmuştu. Dizi dünya genelinde ise 25 milyondan fazla izleyici kazandı. Bu arada House of the Dragon ise HBO için bir çıkış rekoru kırdı çünkü dizi ortalama 29 milyon izleyiciye ulaştı ve en etkileyici olanı ise bu sayı her hafta büyüyor.

House of the Dragon, Game of Thrones olaylarından tam iki yüzyıl önce geçiyor.

Olaylar Westeros'un tanıdık bir versiyonunda geçmesine rağmen, Game of Thrones'da gördüğümüz hiçbir karakter dizide yer almıyor. Aynı şekilde Game of Thrones'da House of the Dragon'daki figürlere yapılan pek atıf da bulunmuyor.

Ancak The Rings of Power' da, Elfler uzun yıllar yaşayabildiği için orijinal filmlerden birçok karakter karşımıza çıkıyor dizide.

Galadriel'in ve Elrond'un daha genç versiyonlarını görüyoruz dizide ama ileride nasıl insanlara dönüştüklerini bilmek izleyiciler için esasında daha iyidir çünkü asıl filmleri izlemediysek nasıl biri oldukları hakkında bir fikrimiz bulunmuyor.

Şeytan ayrıntıda gizlidir derler, ancak The Rings of Power'da bu detayları açıklamakla pek uğraşılmamış maalesef.

The Rings of Power'daki olaylar açıkça Yüzüklerin Efendisi hikayesiyle bağlantılı. Sauron'un ilk düşüşü, yüzüklerin yaratılması ve Elflerin Valinor'a ulaşma hikayesi Frodo Baggins'in maceraları için kritik öneme sahiptir. Rings of Power ise bu yaşananların önemini seyirciye yeniden açıklamak için zaman ayırmıyor. Valinor'a yelken açma ve Sauron'un sembolü seri için çok önemli olarak nitelendirilir, ancak dizide ayrıntılı olarak ele alınmıyor.

House of the Dragon ise nispeten geçmişi karıştırmadan bize hanedanın problemlerini anlatıyor.

İlk bölüm olan “The Heirs of the Dragon” tamamen ailenin mücadelesine ve sıkıntılarına odaklanıyor. Kral Viserys I karısının ve oğlunun ölümü üzerine yıkılıyor. Hanedan içerisinde ise yeni bir çatışmanın sinyalleri görülüyor çünkü Viserys, geleneklere göre bir sonraki erkek varis olarak Demir Taht'a kardeşi Daemon'un çıkması gerekirken, kızı Rhaenyra'yı varisi olarak ilan ediyor. Ataerkil düşünce yapısı, aile hanedanları ve zenginlerin cehaleti gibi pek çok evrensel tema dizide konu alınıyor.

The Rings of Power'daki asıl problem ise bir türlü açığa çıkmıyor.

Dizide ilk iki bölümün sonunda bile tüm ana karakterleri tanımıyoruz. Hâlâ insanları, Cüceleri, Elfleri ve Harfootları tanımaya devam ediyoruz. Her bir topluluk farklı bir isimle farklı bir yerde yaşıyor ve mekan sürekli değişiyor. İlk House of the Dragon bölümünde ise King's Landing ve Dragonstone'un ötesine asla gitmiyoruz.

Her iki dizi de hikayenin temelini oluşturan bir tür girişle açılıyor.

Viserys'in neden tahtta olduğunu, kimin tahta geçeceğinin neden önemli olduğunu ve Game of Thrones ile nasıl bağlantılı olduğunu açıkça anlatıyor dizi. “Aegon'un Fethi” gibi geçmiş olaylara göndermeler olsa da, karakterlerin diyaloglarından olayın ne olduğunu ve önemini anlayabiliyor seyirci. Viserys, kızına “Buz ve Ateşin Şarkısı”nın ne olduğunu açıklamaya bile vakit ayırıyor.

Tam aksine The Rings of Power, Orta Dünya'nın doğuşunu ve yükselişini ayrıntılı olarak anlatan kapsamlı bir sekansla açılıyor.

Tolkien'in eserlerine tamamen yeniyseniz, çok dikkatli olmanız gerekiyor, çünkü Morgoth'a karşı savaşın sonuçlarını bilmek asıl konuyu anlamak için oldukça önemlidir.

İki dizinin de ana karakterleri kadın seçmesi takdire şayan.

Hem Rhaenyra hem de Galadriel ilgi uyandıran karakterler olsa da genç prenses, ölümsüz elf savaşçısına göre daha hikayenin içinden bir karakter. Rhaenyra, asla istemediği bir yükü sırtlamak zorunda ve onu küçümseyen erkekler tarafından da sürekli olarak baltalanıyor. Ancak izleyici, Goldcloakların acımasız yağmalamasından sonra Daemon'un hüküm sürdüğü bir krallığın neye benzediğini gördükleri için Rhaenyra'nın neden elini taşın altına sokması gerektiğini anlayabilir.

Galadriel'in iç dünyası ve içsel yolculuğunu ise pek anlayamıyoruz.

Kötülüğe karşı  mücadele ediyor ve gemisini terk ediyor o yüzden yaşadıklarının zor olduğunu kabul etmeliyiz. Finrod'un ölümü ona duygularını ifade etme fırsatı vermiş olsa da, erkek kardeşinin ölümü aslında daha çok Orta Dünya'da hala var olan ve gizlenen kötülüğü açıklamak için bir olay olarak kullanılıyor.

İlk iki bölümde, dizinin asıl konusu gizemli bir dizi felaketin etrafında şekilleniyor ve bunlar olurken eğer öncesine dair bilginiz yoksa bazı noktaları anlamayabilirsiniz.

Hayranlar, Elrond'un, Celebrimbor'un demirhanesine gönderilmesinin önemini bilseler bile, ilk kez izleyenlerin bunun yüzüklerin yaratılışına bir gönderme olduğunu bilmeleri mümkün değil.

Bir de tür meselesi var. House of the Dragon, politik bir gerilim filmi olarak sunulurken, Lord of the Rings kapsamlı bir destan.

Dizinin başında Galadriel ve arkadaşlarının bir canavarla karşı karşıya geldiği kısa bir aksiyon sahnesi olsa da, bir saatlik bölümün geri kalanı çoğunlukla açıklamalardan ibaret. House of the Dragon ise konusunu ustaca kapsamlı bir şekilde işliyor. İlk bölüm, yalnızca kraliyet olimpiyatları sırasındaki küçük çaplı dövüşü ve King's Landing'in Kral Muhafızları tarafından yağmalanmasını görüyoruz. Daemon Craghas Drahar'a karşı hücuma kalkana kadar, ordular arasında destansı bir savaş sahnesi görmüyoruz.

The Rings of Power yapım ekibinin, House of the Dragon ekibine göre karşılaştığı bazı sorunlar olduğunun da altını çizelim.

Orijinal 'Buz ve Ateşin Şarkısı' yazarı George R.R. Martin, yaratıcı ve yönetici yapımcı olarak dizide aktif olarak yer alıyor. Martin, herhangi bir soruyu yanıtlamak, evrene dair kafada oluşmuş boşlukları doldurmak için sosyal medya ve kişisel blogu üzerinden her soruyu detaylıca açıklıyor.

Amazon ise Tolkien'in yalnızca bazı çalışmalarının üzerinde hak sahibi.

Mevcut anlaşmaya göre Amazon, yalnızca Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit üzerinde hak sahibi. Kurgusal evrenin tüm tarihini anlatan bir rehber olan The Silmarillion da dahil olmak üzere Tolkien'in yazdığı diğer birçok Orta Dünya romanını kullanamıyorlar ne yazık ki. The Silmarillion ise The Rings of Power'ın geçtiği zaman dilimi olan Orta Dünya'nın ikinci çağını tüm detaylarıyla anlatan bir kaynak.

Bunun nedeni ise Tolkien'in ailesinin, yazarın çalışmalarının beyazperdeye uyarlanmasını hiçbir zaman desteklememesi.

Tolkien'in oğlu Christopher, Peter Jackson'ın ödüllü üçlemesini dahi ağır bir şekilde eleştirmişti.

Siz ne düşünüyorsunuz, The Rings of Power beklentinizi karşıladı mı yoksa House of the Dragon'a göre biraz zayıf kalan bir yapım mı oldu?

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Orta Dünya'nın Kapılarını Araladık! The Rings of Power Dizisi Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey
Tarihin En Maliyetli Dizisi Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri’ni İzleyip Aradığını Bulamayanların İsyanı
House of the Dragon Dizisi George R.R. Martin'in Ünlü "Ateş ve Kan" Adlı Kitabından Ne Kadar Farklı?

Popüler İçerikler

Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
YORUMLAR
17.10.2022

Zenci elfi de unutmayalım

19.10.2022

Zenci elf, dizideki görsel ve teknik ekipten sonraki tek güzel şey. Lore a uymuyor o ayrı. Adam iyi oynadı bence.

19.10.2022

Senaristler orta dünya ile hiç bir kitap okumamışlar elfin ne olduğunu bile bildiklerini sanmıyorum

24.10.2022

CGI hiç birşeydir. :) Rings of Power; efekt ve kostüm anlamıyla çoğu yapımın önüne geçmiş olabilir ancak hikayenin durağan işlemesi, başrol oyuncularının pek beğenilmemesi ve "hadi len" diyeceğiniz olaya "herkesin kurguya ters demesi" üstüne dizi başlamadan önce pozitif ayrımcılık adı altında siyahi oyunculara yer vereceğini duyurarak fanların çoğunluğunu üzmesi felaket olması anlamında çok büyük etken oldu. House of the Dragon GOtH kadar çok başarılı bir yapım değil ama GOtH 'ta merak edilen bazı olayları bize anlatması açısından ve üstüne R.R. Martin 'in projenin başında hareket etmesi ile fanların ne istediğini bilen bir yapım oldu. O yüzden CGI < Hikaye.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ