İnsanlık tarihi kadar eski bir duygu olan aşk, pek çok filme konu olmuş. Uğruna birçok şeyin feda edilen ve engel tanımayan aşklar üzerine olan bu filmler, izleyenlerin içini ısıtıyor. Bu yapımlardan bazıları ise konusunu gerçek aşk hikâyelerinden alıyor. Siz de sinema gecenizi gerçek aşk hikâyelerinden ilham alan filmlerle geçirmek isterseniz sizler için hazırladığımız listeyi inceleyebilirsiniz. Patlamış mısırınız hazırsa başlayalım!
Hollywood yıldızı Grace Kelly, kariyerinin en güzel yıllarında Prens III. Rainer'a âşık olur. Bu aşk için kariyerinden vazgeçen Grace, evlendikten sonra saray hayatına ve kurallarına uyum sağlamaya çalışıyor. Ancak yaşadığı zorluklar bunlarla kalmıyor. Bu sırada Monako ve Fransa arasında yaşanan sorunlar da onları oldukça zorluyor.
Kendi hayat hikâyesinden yola çıkıp yazdığı kitaptan filme uyarlanan Eat, Pray, Love; yazar Elizabeth Gilbert'ın hikâyesini anlatıyor. Boşanmasının ardından kendini bulmak adına bir dünya turuna çıkan Elizabeth’in Bali’de hayatının aşkıyla tanışıyor. Otobiyografiye dayanan bu hikâyenin kitabını okuduktan sonra filmini de izleyebilirsiniz.
Tatil yapmaya gittiğiniz bir yerde âşık olsanız ne yapardınız? Carola’nın karşılaştığı durum da tam olarak bu. Kenya’da tatil yaptığı sıralarda bir Massai’ye âşık olan kadının gönlü ferman dinlemez ve erkek arkadaşını terk eder. Bununla da kalmayan Carola, Kenya’da sevdiği insanın bulunduğu kabile ile yaşamaya başlar. Yaşam tarzlarına alışmaya çalışsa da kültürel farklara ve yaşanılan kıskançlıklara dayanamaz. Peki, Carola alışmakta zorluk çektiği bu yaşantıyı değiştirmek için neler yapacak?
1995 yapımı filmde iki Fransız şairin hayatı anlatılıyor. Arthur Rimbaud ve Paul Verlaine evli olmalarına rağmen aralarında gizli bir ilişki yaşar. Bu ilişkiyi konu alan biyografik film, Rimbaud rolündeki genç Leonardo DiCaprio’nun performansıyla harika bir seyir zevki veriyor.
17. yüzyılda geçen bu film, İngiltere’nin Kızılderililerin topraklarını işgali sırasında yaşanan bir aşkı konu alıyor. Yüzbaşı John Smith ve Kızılderili liderinin kızı Pochahontas’ın devasa aşkı, izleyenleri büyülüyor. Acaba büyük kültürel farklılıkları olan iki âşık önlerindeki bu engeller karşısında neler yapacak?
50 First Dates, geçirdiği bir kaza sonrası nadir görülen bir hafıza sorunuyla hayatına devam eden Michelle Philpotts’tan esinlenilerek çekilmiş. Çapkın biri olan Henry, kimseye bağlanmak istemez. Lucy ise hafıza sorunu nedeniyle geçirdiği günü bir daha hatırlamayıp aynı günü tekrar tekrar yaşıyor. Durum böyle olunca Henry, Lucy’i her gün kendine âşık etmek için sürekli bir mücadele eder. Gerçek hikâyenin biraz daha değiştirilmiş versiyonu olan bu film, sunduğu aşk hikâyesiyle izleyenleri derinden etkiliyor.
Evliliklerinin dördüncü yılını kutlamaya giden Paige ve Leo, kaza geçirir. Kaza sonrası yaşadığı hafıza kaybı nedeniyle Paige, eşini tanıyamaz. Krickitt ve Kim Carpenter çiftinin gerçek hikâyesinden ilham alan The Vow, duygu yüklü sahneleriyle sizi ağlatmayı başarabilir. Peki Leo, Paige’i kendine tekrardan âşık edebilecek mi?
Engellerle karşılaşmamış bir aşk hikâyesi olabilir mi? Şair Keats’in hayatının bir dönemine ışık tutan Bright Star, tam da çiftlerin karşılaştıkları engelleri anlatan bir konuyu ele alıyor. Başrol karakterlerimiz Fanny ve Keats, yaşadığı zorlukları atlatabilecek güçte bir aşka mı sahip? Tarihî aşk hikâyelerine tutkun olanlar, bu sorunun cevabını bulmak için filmi hemen izleyebilir.
Âdeta bir mücadelenin öyküsü olan Loving, ırklar arasında evliliğin yasak olduğu Virginia’da geçiyor. Farklı bir eyalette evlenip evlerini kurdukları yerde bir arada yaşaması yasaklanan bir çift, mahkeme yoluyla haklarını aramaya başlar. 1967 yılıyla yasaların değişmesine kadar süren bu hukuk mücadelesi, izlemeye değer.
Vizyona girdiği andan itibaren ödüllere doyamayan bir film olan Out of Africa, aynı ismi taşıyan otobiyografik bir kitaptan uyarlanır. Soylu Karen Blixen, unvanının devam emesi için Bror Blixen’le evlenir. Afrika’ya taşınan bu çiftin aralarının iyi olmaması, Karen’ı yalnızlaştırır. Bu yalnızlık, onun Denys Finch Hutton’a âşık olmasına kadar sürer. Yalnızlıktan doğan bu aşk hikâyesinin sizi epey etkileyeceğine eminiz.
Victoria’nın saltanata geçmesiyle sarsıcı yıllar başlasa da Victoria, daha tahta geçmeden önce Albert'e âşık olurlar. Buram buram tarihî aşk kokan bu hikâyede bazı detaylar günümüzde bile sık sık geçiyor. Örneğin ilk kez bu çiftin düğününde giyilen beyaz gelinlik, hâlâ tüm dünyada etkisini sürdürüyor. Ayrıca bu çiftin aşkı o kadar büyükmüş ki Victoria, Albert öldükten sonra siyahtan başka bir renk giymemiş ve âdeta karalar bağlamış.
İki genç kadının yaşadığı ilişkiden onların aileleri rahatsızlık duyuyorsa en fazla ne olabilir? Ailelerin Pauline ve Juliet'in ilişkilerine karşı çıkmasıyla çift, zorla birbirinden ayrılır. Ancak bu aşk hikâyesinin sonu cinayete kadar gidiyor. Kadınların bu soğuk intikamının gerçek bir hikâyeden alınmış olması ise izleyenleri derinden sarsıyor.
Gerçek aşk hikâyelerinin arasına biraz gerilimin de karışmasını istiyorsanız Monster, tam size göre. Film, Amerika’nın ilk kadın seri katili olan Aileen Wuornos’un hayatta çektiği zorlukları ve para kazanmak için işlediği cinayetleri konu alır. Aynı zamanda Selby adındaki genç kadınla yaşadığı hikâyeyi de gözler önüne serer. İzlerken hem gerileceğiniz hem iki kadının aşkına şahit olacağınız yapımda mükemmel oyunculukların etkisinde kalacağınıza eminiz.
Muhteşem ikili Bonnie ve Clyde, tarihin en gözde haydutlarından biri. Dönemin en cesur ve tabuları yıkmayı başaran bu yapımda Bonnie ve Clyde'ın aşkını görmemek imkânsız. Birbirlerine âşık bu iki ortağın macera dolu suç çılgınlıklarını izlemek isterseniz gerçek hikâyeye dayanan bu aşkın sizi içine çekeceğine hiç şüphemiz yok.
Ünlü bilim insanı Stefan Hawking’in hayatını konu olduğu The Theory of Everything'de onun eşiyle olan ilişkisi anlatılır. Stefan Hawking, kariyeriyle orantılı ilerleyen hastalığından kaynaklı zorluklar yaşar. Bu zor günlerinde onun yanında bulunan ve pek çok fedakârlıkta bulunan kişi, eşi Jane Hawking olur. Azmin ve sevginin gücünü gördüğümüz bu ilişki, ölümsüzleşen aşklar arasına girerek filme dönüşmüş.
Walk the Line, Johnny Cash’in yıldız olma yolundaki hayatını kronolojik olarak anlatır. Ayrıca yaşadığı büyük aşkı June Carter’a da yer verilir. Biyografi türü eserlerin beyaz perdeye aktarılması oldukça zor olmasına rağmen bu yapım, işlediği aşkla seyircilerin beğenisini topluyor.
Zengin kız ve fakir oğlan hikâyelerinin tam anlamıyla gerçek versiyonu ile tanışmak ister misiniz? İkinci Dünya Savaşı'nın geçtiği dönemde birbirine âşık olan ikili, birbirlerine olan hislerini doyasıya yaşasa da onları zorunlu bir ayrılık bekler. The Notebook isimli kitaptan uyarlanan film, seyircilere yansıttığı gerçek aşk hikâyesiyle en sevilen aşk filmleri arasına girmeyi başarır.
Cinderella Man lakabıyla bilinen Braddock'un gerçek yaşam öyküsüne dayanan film, en iyi aşk filmlerinden biri. Ünlü boksörün sıkıntılı yılları aşıp dünya ağır sıklet şampiyonluğuna kadar yükselişinin hikâyesi anlatılır. Bir yandan da aşkı için savaşması seyircinin içini ısıtır.