Bence değildir!
Şayet bir taraftar sahaya girer ve bir saldırı girişiminde bulunursa, ev sahibi kulübün sorumluluğu, gerekli önlemleri almamış olmaktır. Yani, görevi ihmal suçudur. Bu suç doğrudan kulübe mal edilmeyebilir ve verilecek ceza daha ağır ve tüm kulüpler için caydırıcı olmalıdır.
Ancak, kulüp başkanları, yasal gereği kulübü birinci dereceden temsil eden ve kulüp adına her türlü ticari ve yasal işlemi yapmaktan doğrudan sorumlu kişilerdir. Dolayısıyla başkanların yaptığı her icraat doğrudan kulüplerini bağlar.
Ankaragücü başkanına verilen beş yıl hak mahrumiyeti cezası bireysel bir cezadır. Ancak o yumruk Ankaragücü kulübünü temsilen atılmıştır. Örneğin, bir başkan kulübü adına borç alıp, kulübü borçlandırırken, ‘bu borç kulübü bağlamaz, başkanın şahsi borcudur’, diyebiliyor muyuz?
Ama bir anda siyasilerin devreye girmesi ve açıkça Ankaragücü kulübünün arkasında olduklarını beyan etmeleri, Ankaragücü’nün 5 maç seyircisiz oynama cezası ile bu olaydan sıyrılmasına neden oldu.
TFF Disiplin Talimatlarına göre, puan silme ve küme düşürme cezaları, ırkçılık ve şike gibi suçlara verilmektedir. TFF yaşanan bu olayı fırsat kabul edip, kulüp başkan ve yöneticilerinin hakemlere yapacağı sözlü ve fiili saldırılarını da bu kapsama almalıdır.