'Umay' adı ilk olarak Orhun Yazıtları ve Dîvânu Lugâti't-Türk gibi eski Türk metinlerinde görülmüştür ve bu metinler Umay Ananın önemini vurgulanmaktadır. Türk boylarının inanç sistemleri adının sürekli geçmesi bu anlatıyı güçlendirir. Örneğin, Sagaylar, Umay Nine'ye analık niteliği bahsederken diğer Türk toplulukları onun doğum sırasında kadınlara destek olduğuna inanır.
Umay Nine günümüzde de hala önemini korur. Teos Örenyeri’ndeki zeytin ağacı, pek çok ziyaretçi için güçlü bir cesaret, destek ve huzur kaynağı aynı zamanda çocuk bekleyen anne adayları için sarsılmaz anne sevgisini ve koruyuculuğunu somut halidir.
Umay ile doğa arasındaki bu bağlantının tek bir Umay Nine figüründen ibaret değil elbet… Türk mitolojisindeki Umay anlatısında bir ikililik bulunmakta: Umay yaşamı ve iyiliği, Kara Umay ise ölümü ve karanlığı temsil eder. Bu iki Umay figürleri bize hayatın döngüsel doğasını, yani doğum ve ölümün, aynı madalyonun iki yüzü olduğu bizlere gösterir. Yüzyıllardır süregelen insanlık tarihine tanık olmuş bu kadim anlatı ve onun sessiz temsilcisi Umay Ana bize doğanın aslında armağanı olarak da düşünebiliriz. Doğanın bize armağanı olan bu güzellikleri koruyarak gelecek nesillerin de onlar karşısında bizimle aynı şekilde hayranlık, merak ve güvenlik duygusunu deneyimlemesi çok önemli.