Büyüklerinizin “kızım/oğlum şuna bir baksana ben yapamadım” istekleri karşısında paniklersiniz. Verilen görevi karşınıza alır almaz çözmeniz diğer yaşıtlarınıza nazaran daha uzun sürmektedir.
Büyüklerinizin “kızım/oğlum şuna bir baksana ben yapamadım” istekleri karşısında paniklersiniz. Verilen görevi karşınıza alır almaz çözmeniz diğer yaşıtlarınıza nazaran daha uzun sürmektedir.
Telefonun wifi’sini ya da mobil verisini açtığınız ilk an yukarıda beliren “yeni güncellemeler var” ibaresi ufak çaplı bir kalp atışı hızlanması yaratır ve güncellemeyi kabul etmeden önce iyice inceler ardından üstesinden gelebileceğinizi kabul ettikten sonra indirirsiniz.
Bu tip durumlarda eliniz ayağınız buz keser.Bildiğiniz sayılı sorun çıkaran durum aklınızdan madde madde geçer: “virüs mü girdi, çöktü mü, artık günümüz teknolojisine yetmiyor mu?” gibi hiç alakası olmayan çoğu zaman anlamsız ve saçma bir takım düşünceler beyninizi bulandırır.
Yeni telefonu elinize aldığınız ilk andan itibaren parmaklarınızın ucunda bir bilinmezlik varmışçasına günlerinizi onu çözmeye harcarsınız. Bu uzun süren idrak aşamasından sonra çözdüğünüzü düşünüp hayatınızın normal seyrine devam ederken çok bilmiş teknolojik zımbırtı her gün yeni bir soruyla karşınıza çıkar “şunu indirelim mi, bunu hangi programla açalım?” şeklinde insanı bitmek bilmez bir tercih bunalımına sürükler.
Yeni kişi ekleme, aramaya cevap verme, mesaj yazma vb. basit işlerin bu zımbırtıda ne kadar zor olduğuna şaşırırsınız. Önceki telefonunuzla kıyaslar ve “basıyordun açıyordu, ekle diyordun yeni kişiyi hemen rehbere ekliyordu, tık tık yazıyordun mesajı da..” gibi sürekli bir yakınma haline gelirsiniz.
Yok efendim açtığın programlar bir de arkada çalışmaya devam ediyor, telefona göre değişen belli bir tuşa uzun basacaksın da onları kaydırıp kapatacaksın falan filan..
Yakın arkadaşlarınıza sürekli “bak bu buradan oluyomuuuşş, baksana şunu biliyor muydun, oha böyle bir özelliği varmış..” modunda tepkilerde bulunusunuz. Onlar da tabii çoktan biliyor olurlar :D.
Birden bire “bizim zamanımızda msn vardı, atari vardı..” modunda bir amca/teyze olmuşsunuzdur. Evet yaşınız hala gençtir ama o günlerden sonra teknoloji her geçen gün daha da gelişmiş ve zaten zor benimseye bildiğiniz için bir türlü teknoloji ve sizin bilginiz aynı paralelde devam edememiştir. Siz de eskileri anmaya ve çok özlemeye devam edersiniz.
En pahalı ekran kaplatma, en kapalı telefon kabı, en pahalı format atımı, telefonu 2. el aldıysanız oradan da güzel bir kazık, laptop’a en pahalı temizlik vs. bu liste böyle uzar gider. Hadi verdiniz fazla para diyelim, kader bir de dalga geçer gibi karşınıza daha ucuzunu çıkarır yaa hemen aldıktan sonra ahh o nasıl acı bir durumdur..
Zaten pek anlamadığınız olaylar içinde hayat da sizle sürekli dalga geçmektedir. Sonra paket gelir ve içinden “hıyar” çıkar , “boh” da çıkabilir yani
güvenemiyorum da..Sonra vay efendim “aped” alaydım keşke falan..
Yılan oynuyorduk, tık kaydediyorduk, tık arıyorduk.. Toplu taşımalarda teyzelerin bile elinde android telefonlar var ben neden beceremiyorum yaa?…Yanlışlıkla aramalar yapıyoruz, fotoğraf çekerken mesajlara geçiyoruz yok olmadı video çekiyormuşuz meğerse..Fotoğrafın değeri vardı arkadaş şimdi ne kadraj ne bir şey adam tuvalette fotoğrafını yayınlıyor yaa .. Neyse efendim yazıma burada son verirken bu tür kendi kendine söylenmeler modundayım :)
Teknolojiniz bol olsun ..
kendimi gördüm resmen
Adam biliyo beyler :'(